53. || Cumali Koçovalı

317 22 0
                                    

- C E R E N -

Kahvaltıdan önce kalkıp hemen hazırlandım. Bir dakika daha bu evde kalırsam adım Ceren Savcıbey değildir!

Ne İdris Babaya, nede Yamaç abiye bu saygısızlığı yapmam. Odamın kapısını kapatınca yanımdaki kapı aynı anda kapandı. Akın.
Gözleri elime kaçtı.

Çantamı bacaklarımın arkasına sakladım ve günaydın yerine başımı salladım. Aşağıya inmek istediğimde Akın beni durdurdu.

"Bekle bende geliyim."

"İstemez."

Dış kapıda ayakkabılarımı giyindiğimde Akın yine yanıma geldi.

"Gerçekten o kapıdan elini kolunu sallayarak çıkabileceğini mi sanıyorsun?"

İstemesemde Akın haklıydı.
Beni o Amcamın izni olmadan asla çıkarmazlar bu evden.

"Yardımın eksik olsun Koçovalı."

Akın başını bıkmış bir şekilde sallayıp ayakkabılarını giydi.

"Bir insan hiç mi değişmez ya?"

Akına bakıp dişlerimi sıktım. Bana utanmadan laf mı sokuyordu şimdi?

"Söyleyene bak-"

Kahkaha atıp beni kolumdan siyah bi arabaya çekti. Yerimi aldıktan sonra emniyet kemerimi taktım ve başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.

Akın arabayı çalıştırınca motor arabayı titretti ve başım hafifçe cama çarptı. Hiçde umursamadım.
Babamı düşünmeye başlayınca buz gibi oldum. Çalan şarkı kulaklarıma dalınca yüzümde çok hafif bir gülümse büyüdü.

"Bütün dünya buna inansa–" - "Bir inansa.."
Annem söylediğim şarkının sözünü ekledi ve saçlarımı örmeye devam etti. "Hayat bayram olsa!" Birlikte söyledik. Aynaya gülümseyip bacaklarımı sallamaya başladım. Bugün bayramdı! İdris amcalara gidecektik ve ben çook mutluydum çünkü Babam bana bir sürpriz hazırladığını söylemişti!
"Anne, Babamın sürprizi nedir acaba?" Annem gülerek saçlarımı örmeye devam etti. "Söylesem sürpriz olmaz ki canım." Oflayıp başımı salladım. Kapı açılınca heyecandan yatağımdan zıplayıp Babama koştum. Hemen elini öptüm. "Bayramın mübarek olsun Baba!" Beni kucaklayıp güldü. "Seninde güzel kızım!" Babamın boynuna sarıldım.

Arabayla İdris amcaların evine sürdük ve orda herkesin bayramını kutladım ve çook para verdiler bana, ve şeker çok şeker verdiler! Sadece bir kişi kalmıştı, İdris amca. Çalışma odasının kapısını tıklamadan açınca herkes bana baktı. Ooo.
"Kızım!" Gülümseyerek İdris Babanın elini öptüm o da hemen beni kucakladı. "Ya Dede! Hani kızlar buraya giremezdi?" Oğlana bakıp dilimi çıkarttım. "Akın!" Selim abi oğlunu azarlayınca İdris amca karıştı. "Bırak oğlanı Selim." İdris amca beni Akının yanına bıraktı. Yandan onu gözledim. "İkinize sürprizim var." Kaşlarımı çattım. Nasıl yani?
Sadece bana değil mi?

"Baba ben onun olan sürprizini istemiyorum!" Akın bana baktı. "Bende onun sürprizini istemiyorum!" Kollarımı kavuşturup Akına arkamı döndüm ve o sırada Akının eli saçlarıma yapıştı. Saçımı çekince hemen ona döndüm ve kolunu ısırdım.

"Ne oluyor size? Arkadaşsınız siz!"

"Luna parka gitmek istemiyorsunuz yani.." Aniden ikimizde durduk. Babama açık ağızla bakakaldım.
"İstiyoruz!" Aynı anda dedik. "O zaman bi sarılın birbirinize."
Çekinerek birbirimize sarıldık..

"Ceren?"

Kendime gelip Akına baktım. "Efendim?" Hafifçe gülümsedi. "Geldik." Etrafa bakınınca gözbebeklerim büyüdü. Hemen arabadan indim ve kahveye koştum. Ne olmuş buraya böyle?! Muhittin abinin dükkana dönünce çenem düştü. Bu ne ya? Berberden cafe olur mu?!

"Akın bu ne?"

Önümden biri elektrikli scooterle geçince yerimden sıçradım. Bu Çukur değil, olamaz ya. Bir paralel evrende miydim ben?

"İşte bu.. Amcanın eseri."

Başımı sallayarak etrafta dolaşmaya başladım sonra yine Akının önünde durdum.

"Yamaç abi buna nasıl izin verir? Yamaçı geç Cumali abi–"

Akın beni sakinleştirmeye çalıştı, bir işe yaramadıysada.. en azından denedi.

"Yamaç gitti zaten.. bir kaç hafta önce geri döndü. Cumali desen.. O izin vermediği için şimdiki halinde."

Kaşlarımı çattım.

"Ne varmış halinde?"

Gözlerimi kaçırınca bir bokluk daha olduğunu anladım.

"Gel göstereyim sana.."

Akını Çukurun arka sokaklarına kadar takip ettim. Cumali Koçovalının burda ne işi olur Allah aşkına- Akın bir evin önünde durdu ve kapıyı tıkladı. Bir kaç saniye sonra kapı açıldı ve önümüzde Cumali abi çıktı. Akın haklıydı.
Hali berbattı. Bu benim tanıdığım Cumali Koçovalı değildi, hatta benim tanıdığımdan yüzyıllar uzaktı!

"Lan Akın ne işin var burda başın belaya girece–"

Gözleri bana çarpınca sustu. Beni yukardan aşağıya inceledikten sonra kekelemeye başladı.

"S-sen.. Emmi— Ceren."

Beni kollarına çekince gözlerimi kapatıp sırtına tutundum...

SAKLIM. - AKIN KOÇOVALI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin