2

521 17 0
                                    

Name Nur, arkadaşıyla yaptığı gibi yine canlı yayın açtı. Penceresinin önüne oturup sigarasını yaktı. Arkadaşı Kerime sarı saçlı, yeşil gözlü güzel bir kızdı. Üstelik nişanlıydı da.

"Ee kuzu, anlat bakalım. Neler var neler yok?"

Name Nur, sigarasının külünü tablaya döküp sağ elini kaldırdı. Kerime yüzüğü görür görmez "Lan! O ne!" dedi.

@haydaroguz canlı yayını izlemeye başladı.

"Haydar Oğuz kim ya?" dedi Kerime.

"Sözlüm."

"Hadi be! Sen ciddi ciddi gidiyor musun?"

"He." deyip sigarasından biraz daha içti. Sonra da tablada söndürüp bıraktı.

"Kimmiş bu peki?"

"Ne bileyim ya?" deyip Kerime'ye baktı. Rahat tavırları Haydar'ın pek hoşuma gitmemişti. Kendisinin duyacağını bile bile konuşuyordu.

"Polismiş." diyen Kerime ile ikisi de şaşkınca telefona baktı. Name Nur elini saçlarından geçirip güldü. "Şaka gibi ya!"

Haydar, kendi evinde koltuğa uzanmış bir şekilde sözlüsünün canlı yayını izliyordu. Kızın tavırlarına hiç bir anlam veremiyordu. Polis olmak gurur verici bir şeydi.

"Lan polis neden beni alır?" dedi Name Nur. Saçlarını geriye atıp "Ben sürekli kavga çıkaran belanın tekiyim. O ise polis." dedi.

"Saçmalamaya başladın. Sen sadece kendini korumak için böylesin." dedi Kerime. Arkadaşına söz hakkı tanımadan devam etti. "Hatırlasana, liseli bir çocuk annesi için senden yardım istemedi mi? Babası ayyaşın tekiydi, annesini dövüyordu. Sen de bu adamı hapse göndermedin mi? Ya da bakkala-"

"Tamam. Yeter bu kadar."

"Bak, kimsenin bilmesini istemiyorsun. Gizliden yapıyorsun tüm iyiliklerini. İyilik yap denize at misali. Kur'an okuyup namaz da kılıyorsun. Bunları gizli yapman da senin ne kadar güzel kalpli olduğunu gösterir."

"Keşke söylemeseydin."

"Name, sen belanın ta kendisisin ama sadece kötülere. Kendi ailenin içinde o kadar güzel büyümüşsün ki. Bunu sen de biliyorsun."

Haydar duyduklarıyla şaşırmıştı. İstemeye gitmeden önce kız hakkında hiç iyi şeyler duymamıştı ama bu duydukları onu çok sevindirmişti. Sadece haramdan uzak kalmak ve imanını tamamlamak istiyordu. Evlilik imanın yarısıdır diye boşuna denmemişti.

"Her neyse, benim şu pastane de batarsa zaten paşa paşa evimin hanımı olurum. Çocuk doğurur bakarım artık."

Name'nin dediklerini dikkatle dinliyordu. 'Pastane de batarsa' da ne demekti?

"Ne saçmalıyorsun ya? Çok güzel bir yer orası. Şimdiden öğrencilerin gözde mekanı oldu."

Kerime haklıydı. Çevresindeki okullardan öğrenciler hep oraya geliyordu. Ya ders çalışmaya ya da sohbet muhabbet etmeye.

"Maşallah dediğimiz üç gün yaşamıyor be kuzu. Yarın bir gün bir şey olacak. Bak görürsün." dedi Name. Ödü kopuyordu ama içten içe olacağını da hissediyor gibiydi.

"Olmaz evelallah merak etme. Hem olursa da beraber toplarız."

"Yok, dördüncü bu. Babam da bıktı artık. Ben de."

Name Nur annesinin sesini duyunca "Efendim anne?" diye bağırdı. İçeriden annesinin "Yarın Haydar'la buluşuyorsun. Erken yat." dediğini duydu.

"Benim neden haberim yok?" diye bağırdığında "Şimdi oldu." cevabını aldı. Haydar ve Kerime sadece Name Nur'un sesini duydukları için ne olduğunu anlamamıştı.

"Off!" dediğinde Kerime hemen "Yine neye ofluyorsun sen?" dedi.

"Yarın Haydar'la buluşacakmışım. Benim haberim olmadan benim yerime program yapıyor. Anlamıyorum kadını! Belki benim işim gücüm var!"

"Olmadığını ikimizde biliyoruz." diye bağırdı annesi. Kendisi de hemen "Dinleme beni." diye bağırdı.

"Valide Sultan yine iş başında he." dedi Kerime. Dediğine gülerken Name Nur da tebessüm etti.

"Öyle. Neyse ben gideyim de," dedi ve annesi duysun diye hafif yüksek sesle devam etti. "Pek sevgili sözlüm için erkenden yatayım."

"Aferin." diyen annesiyle güldü. Kerime'ye dönüp "İyi geceler bebiş." dedi. Kerime de öpücük atıp kapattı.

Haydar kızın rahatlığına bir kez daha hayret etti. Kendisinden yaşça küçüktü, kabul etmek gerekirse istediği gibi biri de değildi. Ama kalbi o kadar güzeldi ki bunu belli etmişti hemen. Yatağına geçtiğinde "Yarın ola hayrola." deyip uyudu.

Oğuzun Namesi #F#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin