10

562 22 11
                                    

Name Nur ve Haydar'ın dini nikahı kıyılmıştı. Hilal hâlâ adamı merak ediyordu. Ne ismini öğrenebilmişti ne de kim olduğunu.

Mutfakta misafirlere kurabiye yaparken bir yandan da söyleniyordu. Kendisi çay kurabiye yaparken Name, abisiyle konuşuyorlardı. Name, odasında yatağında otururken Haydar'ın bir şey demesini bekliyordu.

Haydar da yanında oturuyordu ama konuşmuyordu. Name birbirine değen dizlerine baktı. Dizini çekip sert bir şekilde vurdu. "Konuşsana ya!"

"Vurmana gerek yoktu."

"Konuş o zaman."

"Sen niye konuşmuyorsun?"

"Hep ben konuşuyorum zaten!"

"Yine konuş."

"Of!"

Name, Haydar'ın kendisine baktığını fark etmişti. Önceden bakmıyordu ama şimdi bakıyordu. Name, Haydar'ın yüzüne yaklaşıp gözlerinin içine baktı. Kahve gözlerinin ortası çok koyuydu. Kenarına doğru açılıyordu.

Haydar da Name'nin gözlerine baktı. Kendisinin tam zıttı olarak açık kahve gözleri vardı. Ona yakışıyordu da. Name daha da yaklaşıp yanağından öptü. Haydar şaşkınlıkla geri çekildiğinde Name'nin güldüğünü gördü. Haydar'ın şaşkın yüzünü görünce biraz daha sesli güldü.

"Sus, biri duyar şimdi."

"Duymazlar Oğuz! Abartma."

Name ayağa kalkıp "Madem konuşmuyorsun, kalk gidelim." dedi. Haydar kalkmayınca elinden tutup kaldırdı. "İyi, gidelim bakalım." deyip Name'nin eline kenetledi ellerini.

Parmakları birbirinin içine geçmişken Name "Beyfendi, dini nikahtan sonra pek bi açıldınız." dedi.

"Senin için de aynısını söylemek isterdim ama sen hep aynısın."

"Tabi ki." deyip Haydar'ın karşısında durdu. "Oğuz, öpeyim mi?"

"Hayır."

"Neden ya? Eşimi öpemeyeceksem neden eşim?"

"Te Allah'ım ya."

"Bu öpebilirsin mi demek?"

"Hayır."

"Oğuz ya."

"Name Nur."

Haydar'ın ikaz dolu sesiyle dudağını büzdü. Küçük çocuk gibi alt dudağını sarkıtmıştı. Haydar gözlerini Name'nin gözlerinden çekmiyordu. Name yavaş yavaş yaklaştığında hiçbir şey yapmadı. Bu kadar açık sözlü ve rahat olması tuhaftı. Name, Haydar'ı öpüp geri çekildiğinde kalbinin hiç hızlanmadığını fark etti. Bu gerçek canını yaktı. Gözlerini hüzün kapladı.

"Ne oldu?"

"Hiç." diyerek başını çevirdi Name. Haydar boşta duran eliyle Name'nin başını göğsüne çekti. Saçlarını öpüp, okşadı. Name, Haydar'ın yaptıklarının şaşkınlığıyla başını kaldırmak istedi. Haydar engelledi ama. Name, Haydar'ın kalbinin hızlanmaya başladığını fark etti. Tek koluyla sarılıp iyice yaslandı. Gözlerini kapatıp kalp atışlarını dinledi. Haydar'la bir olan elini sıktı. Ondan güç almak istiyordu. Onu sevmek istiyordu. Mutlu olmak istiyordu.

Çok bir şey değildi.

"Oğuz, biz mutlu olur muyuz?"

"Oluruz."

"Çok mu?"

"Çok." dedikten sonra elini çekti. "Hadi gidelim."

Name, doğruca mutfağa Hilal'in yanına gitti. Haydar da salona... Hilal'in kurabiyeyi fırından çıkardığını görünce "Canım görümce, ne kadar da hamarat!" dedi. Uzanıp bir kurabiye alacak zaman Hilal eline vurdu. "Önce misafir."

"Ama ben yeni gelinim. İlk önce benim yemem lazım."

"Yeni gelin olduğun için ilk önce misafir."

"Tam tersi o. Sen yanlış biliyorsun."

"Hayır! Ama bir şartla verebilirim."

"Kabul." deyip bir kurabiyeyi aldı. Ağzına attığında Hilal şaşkınlıkla bakıyordu. "Fırından yeni çıktı o. Hem şartımı da söylemedim."

"Yolla gelsin." dedi ağzı doluyken. Yeni bir tanesini alıp ağzındaki lokmayı yuttu. Elindekini de ağzına attığı sırada Hilal "İmamın yanındaki kim?" dedi. Name Nur duyduklarıyla şaşırdı. Ağzındaki lokmayla "Ne?" deyince kurabiye boğazına kaçtı. Öksürmeye başlayınca Hilal hızla sırtına vurdu. "Abi!" diye bağırıp ovalamaya başladı. Haydar hızlı ve büyük adımlarla geldiğinde Name'nin öksürdüğünü gördü.

"Su ver su." dedi ve Name'nin sırtını ovaladı. Name zorlukla yuttuğunda Hilal'in uzattığı suyu da bir dikişte içti. "Ölüyordum lan! Hilal düşmana vurur gibi ne vuruyorsun kızım!?"

"Ya ne bileyim? Korktum."

"İyi misin?" diye atladı Haydar. Name başını sallayıp "İyiyim, teşekkürler." dedi. Hilal'e bakıp derin bir iç çekti. Hilal, gözlerini kaçırınca Haydar da bunu fark etti.

"Siz kavga mı ettiniz?"

Oğuzun Namesi #F#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin