Name, arkasındaki adamın dizine tekme atıp arkasını dönerek adamı yere serdi. Beş tane adam vardı ve tek kişiydi. Adamlardan biri yanına gelip kolundan mutfağa çekmeye çalıştı. Name Nur, aldığı dövüş derslerine güvenerek adama saldırdı. Az önce yere serdiği adam da kalkınca işler zorlaşmıştı.
Name, her ne kadar dayansa da üç adam onu tutmuş ve bağlamıştı. Yerde ayakları ve elleri bağlı dururken ağzına kapatılan bezden dolayı konuşamıyordu da. Adamların pastanesine bidonla bir şey döktüklerini gördü. Gözleri kocaman olmuştu. Kendisi içerideyken yakmazlardı, değil mi?
Adamlar her yere benzin döktükten sonra dışarı çıktı. Bir tanesi de Name Nur'un karşısına geçip "Sonunun böyle olması ne kadar da üzücü. Tüh." dedi. Cebinden çakmağını çıkartıp benzinin üstüne attı. Name kocaman gözlerle izlerken ellerini çekiştiriyordu. Arkasına bağlanmış elleri hiç kolaylık sağlamıyordu.
Name'nin etrafı çoktan yanmaya başlamıştı. Korkuyla gözleri de dolmuştu. Hiç kimse yok muydu yardım edecek?
"NAME."
Dışarıdan gelen sesle bağırmak istedi. Kim olduğunu çıkaramamıştı ama önemli de değildi. Camdan dışarı bakmaya çalışıyordu ama yangından göremiyordu. İçeriye birinin daldığını gördüğünde gülümsedi. En azından hâlâ birileri kendisini düşünüyordu.
Yanına gelen adamla gözleri daha da doldu. Adam elleriyle Name'nin gözyaşlarını sildi. "Geçti güzelim. Seni çıkaracağım buradan."
Ellerini ayaklarını çözüp kucağında dışarı çıkarmıştı. Dışarı çıkınca karşı kaldırıma oturdu Name. Çocukluk hayali, o kadar emeği yanıyordu.
"Mehmet," deyip gözlerini adama çevirdi. "Neden böyle oluyor?"
Mehmet, derin bir nefes alıp hâlâ sevdiği kadına baktı. Önünde diz çöküp ellerini Name'nin yanaklarına koydu. "Sonunda en güzelini alacaksın bebeğim. Çok mutlu olacaksın."
Name başını iki yana salladı. "Hiç sanmıyorum."
Name, Mehmet'in arkasındaki Haydar'ı fark etti. Ne zamandan beri oradaydı ki? Neden yanına gelmiyordu? Mehmet, Name'nin arkasında bir yere baktığını fark edince başını çevirdi. Tanımadığı adama baktı ve geri önüne döndü. Name'si de ona bakıyordu. İkisinin yüzünde de buruk bir tebessüm oluştu.
İtfaiye geldiğinde Mehmet kalktı ve itfaiyecilerin işinin bitmesini bekledi. Name kaldırımda gözleri dolu dolu izliyordu. Yanındaki ayakta duran Mehmet'e baktı. Elleri cebinde durmuş izliyordu o da.
"Mehmet'im, düşünsene bir tane pastanemiz var. Bir köşesi sadece kitaplarla dolu."
"Çok güzel olurdu bebeğim. Orada sana sabahlara kadar kitap okurdum."
"Ben uyuyakalırım ama."
"Uyu, ben de seni izlerim."
Mehmet'in sevgi dolu bakışlarına bakıp gülümsedi. Çok seviyordu. Sevdiği kadar seviliyordu da.
Name, aklına gelen anıyla gülümsedi. Derin bir iç çekip tekrar pastanesine döndü. Mehmet'e aşık olmuştu. Bir daha aşık olur muydu bilemiyordu. Ama Mehmet gibisini bulamazdı, bundan emindi.
Name, ifade vermek için karakola gelmişti. Haydar önden gitmişti. Name'yi de Mehmet bırakmıştı. Kendisinin de ifade vermesi gerekiyordu. Name, Mehmet'in desteğiyle ifade vermişti. Mehmet de ifade verdiğinde birlikte dışarı çıktılar.
Name, Haydar'ın hiçbir şekilde yanına gelmemesine bozulmuştu. Tamam, birbirlerini tanımıyorlardı, sevmiyorlardı. Ama Name onun sözlüsüydü. Zor gününde yanında olmayacak mıydı?
Karakolun bahçesinde dururken Mehmet "Biraz konuşalım mı Name?" diye sordu. Gözü arada Haydar'a kayıyordu.
"Tamam."
Karakolun bahçesindeki banklardan birine oturdular. Haydar da kapının önünde onları bakıyordu ara ara.
"Nişanlandın mı?" diye başladı Mehmet.
"Hayır, söz."
"Hayırlı olsun."
"İnşallah hayırlı olur."
Mehmet, Name'nin gözlerine baktı. Başını Haydar'a çevirdiğinde onun arkadaşıyla konuştuğunu gördü.
"Neden öyle dedin?"
"Baksana, hiç yanıma gelmedi."
"Bak Name, o bizim gibi değil. Dinine çok bağlı. Elhamdülillah bizde Müslümanız. Bizde bağlıyız ama yerine getirmemiz gereken çoğu şeyi yapmıyoruz. O bunları yapıyor. Dinimizin buyruklarını yerine getiriyor."
"Öyle."
"Arkadaşıyla konuşurken şahit oldum ben de. İyi biri belli ki. Hem seni de üzmez. Seni biliyoruz zaten. Sen de üzmezsin, ona çok çok iyi davranırsın. İyi bir eş olursun."
"Bilmiyorum. Hiç konuşmadık."
"Olsun."
Mehmet ayağa kalktı ve karşısında durdu. Name'nin gözleri doldu. Mehmet'i ne kadar da çok özlemişti. Mehmet dayanamayarak sevdiğinin saçlarını dağıttı. Sonra da başından öptü. "Keşke böyle olmasaydı."
Name ayağa kalktı. Onun gözlerine baktı. Mehmet gülümseyip "Sen benim için doğru kişiydin. Ama yanlış zamandı." dedi. Her zamanki yaptıkları gibi yumruğunu uzattı.
Name'nin gözyaşları aktı ama gülüyordu. Yumruğunu uzatıp vururken "Sen de benim için doğru kişiydin." dedi.
"Ne zaman olursa olsun, ne için olursa olsun her zaman yanındayım. Haber vermen yeter."
Mehmet başını Haydar'a çevirdi ve devam etti. "Umarım buna gerek kalmaz."
"Umarım."
Mehmet arkasını dönüp gittiğinde Name de Haydar'ın yanına doğru gitti. Merdivenleri yavaş yavaş çıktı. Haydar'ın arkadaşı da gitmişti.
Name, Haydar'ın karşısında durdu ve onun yüzüne bakmaya başladı. Name Haydar'a, Haydar gökyüzünde dans eden bayrağa...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oğuzun Namesi #F#
Short Story*Kitap Kapağı *-* @Rahimemine *Kafa dağıtmak için yazıyorum..! *Wattpadde 'Oğuzun Namesi' adlı ilk kurgudur. "NAME." Dışarıdan gelen sesle bağırmak istedi. Kim olduğunu çıkaramamıştı ama önemli de değildi. Camdan dışarı bakmaya çalışıyordu ama yan...