"Yemin ediyorum çıldıracağım! Kafayı yiyeceğim!"
Name Nur mutfakta bir sağa bir sola dönerken söyleniyordu da. Çaydanlıktan su kaynama sesi geldiğinde sinirle demledi. Hilal, Name'nin bu tavrını anlasa da bir şey diyemiyordu. Abisiyle konuşmuyorlardı. Yüzüğü de yoktu üstelik. Kadınlar, yani halaları ve teyzeleri, görse ne derlerdi kim bilir.
"Name, lütfen sakin ol. Bugün bitsin abimle konuşun bi."
"Ne konuşacağım be onunla."
"Name, gel otur bi," deyip sandalyeyi çekti. Name oturunca da devam etti. "Biz dinimize uygun yaşamaya çalışıyoruz. Herkes Müslüman ama sözde. Kimse buyrukları yerine getirmiyor. Abimin de evlenme yaşı gelince annem de aramaya başladı. Abim kimseye bakmıyor çünkü. Gittiğimiz birkaç kişi de hep çok fazla şey istedi. Yalan yok senin baban da istedi ama biz seni gördük."
"Nasıl ya?"
"Kapıdan dinliyordun, babanın ev araba dediğini duyunca da geri çekildin. Ofladığını da gördük. Emin olamazdık ama bir şey demedik."
"Deseydiniz!"
"Name, bu kadar sert olmak zorunda değilsin. Abim çok bir şey istemiyor. Helal bir eş istiyor."
"Hilal, bir bak bana. Sence ben abinin istediği gibi biri miyim? Tesettürlü değilim, konuşmalarıma dikkat eden biri değilim. Ya da ne bileyim, belayı üstüme çekerim. Kavga ederim, küfrederim."
"Bunların hepsi düzeltilebilir."
"Değişmek istediğimi sanmıyorum. Ben böyle çok mutluyum."
"Ama Name-"
"Ben abinden çok bir şey istemedim. Bir adım istedim, madem sözlüm ona göre davransın dedim. Bana mesaj attı. Ben de gittim yüzüğümü istedim. O da vermedi. Yüzüğü çıkarmakla hata etmiş olabilirim belki ama zaten istemiyordum. Tanımıyordum. Tanışırım, eğer gerçekten iyi biriyse niye olmasın, dedim. Olmadı işte. Ne gerek var? Hem annen bilmiyor mu da geliyor böyle."
"Bilmiyorlar, abim bir şey demedi."
"Ne yapmaya çalışıyor abin?"
"Annemi üzmek istemiyor."
"Annen de benden çok memnun ya!"
Hilal derin bir iç çekip ayağa kalktı. "Sen bizi tanıyamamışsın. Daha doğrusu tanımaya çalışmamışsın."
Name Nur bir şey demeden salona döndü. Annesinin yanına oturduğunda halası "Haydar da evleneceğine göre sora Hilal'e geliyor." dedi.
"Yok hala, ben daha düşünmüyorum."
Name, elindeki çay dolu tepsiyle geldiğinde herkes dikkat kesilmişti. Hilal, halasına bakıyordu. Laf etmesin diye dua ederken "Name, yüzüğün nerede?" dedi. Hilal, korkuyla annesine sonra da Name'ye baktı. Name çok normalmiş gibi "Haydar'da." dedi.
"Neden?"
"Dar geliyordu, değiştirecekti." dedi. Hilal'e saniyelik bakıp çayları dağıttı. Hilal, mesajı almıştı. Bir an önce abisiyle konuşması gerekiyordu. Name Haydar'a yine bir şans vermişti. Haydar bunu ne kadar iyi kullanırsa ikisi içinde o kadar hayırlı olacaktı.
Haydar, Hilal'den gelen mesajla yatağından kalktı. Name'nin kendisini kurtardığını ve bir şans daha verdiğini yazmıştı. Haydar "Allah'ım, sen sonumu hayır eyle." dedi. Yüzüğü alıp arabasına atladı. Soluğu Name'nin evinde aldı.
Direkt olarak çıkıp kapının zilini çaldı. Name, sorulardan bıkmıştı. Kapıyı açarken "Ay iyi ki geldin. Gel bi-" dedi ve kaldı. Herkesi bekliyordu ama Haydar'ı asla!
"Senin ne işin var burada?"
"Sözlümün yanına geldim."
Cebinden yüzüğü çıkarıp uzattı. Name şaşkınlıkla yüzüğü aldı. "Name," diyen Hilal de geldi yanlarına. "Abi sen miydin?"
"Yok, üst komşu." dedi Haydar.
"Ne kadar da komik. Hadi içeri geçelim."
Haydar başını sallayıp içeri adımladı lakin Name olduğu gibi duruyordu. Elindeki yüzüğe baktı.
"Name, taksana!" diye ikaz etti Hilal. Name bunu beklermiş gibi hemen taktı.
"Ne güzel. Ben ayrıldım sen barıştın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oğuzun Namesi #F#
Truyện Ngắn*Kitap Kapağı *-* @Rahimemine *Kafa dağıtmak için yazıyorum..! *Wattpadde 'Oğuzun Namesi' adlı ilk kurgudur. "NAME." Dışarıdan gelen sesle bağırmak istedi. Kim olduğunu çıkaramamıştı ama önemli de değildi. Camdan dışarı bakmaya çalışıyordu ama yan...