22: Söz veriyorum 🕊

2.5K 295 242
                                    


Oy vermeyi unutmayınızzz
~İyi okumalar~

The Weeknd - One Of The Girls

"Aisshhh yoruldum,"

Dongwon'un isyankar bağırışı ile Jungkook daha fazla dayanamamış ve dakikalardır tutmaya çalıştığı yaşları duruca süzülürken onu dik tutan kolları da dermanını kaybederek iyice yere kapanmıştı. Kusması da buna eş olarak gerçekleşti.

Hepsi ölmüştü.

Adamlar hiçbir şey bilmiyordu, bildikleri şeyler de Büyük Efendinin öğrenmek istediklerine layık olmasa gerek, Dongwon her seferinde öldürme emri almıştı. Jungkook hayatı boyunca böyle bir vicdansızlık görmemişti. Artık sona yaklaştıklarında olduğu yerde bilincini kaybettiğini hissediyordu. Delicesine titriyor, nefesi kesiliyor, ne yapacağını bilemez bir şekilde aklını kaçırıyordu.

Büyük Efendi kanlı manzaradan bakışlarını çekip kusup duran Jungkook'a baktığında zaten üst seviyede olan öfkesi daha da hiddetlenmişti. Ayağa kalkıp genç oğlanın yanına vardığı gibi ayağıyla itti onu ve sırtüstü yere serilmesini sağladı. Sonra da Dongwon'a başıyla gelip bu ölüden hâllice bedeni düzeltmesini istedi.

Kan içinde kalmış asistan emri yerine getirmek için yaklaşırken Jungkook onu görmüş ve korkuyla geriye kaçmak istemişti ancak yetişemeden Dongwon onu yakaladığı gibi Büyük Efendinin önünde dizleri üzerinde bırakmıştı. Jungkook, kendisine dokunan kanlı eller ile neredeyse tekrar kusacaktı.

Kendisine gelmesi gerekiyordu ama yapamıyordu. Hüngür hüngür ağladıktan sonra iç çeken çocuklar gibi içini çekip duruyor, yağmurda ıslanmış yavru bir kedi gibi titriyordu. Büyük Efendi üzerine doğru eğilince ellerini yumruk yaparak başını eğdi ve emrine amade bir pozisyon aldı.

"Görüyor musun? Bu adamların her biri aslında senin yüzünden öldü Jungkook,"

"Ne?" sesi öyle güçsüz çıkmıştı ki Büyük Efendi onun kıvama geldiğini anladı.

"En başından dönen oyunları Shin Sang yerine sen gelip bana söyleseydin bunların hiçbiri olmazdı. Torunumu gideceği yanlış yolu yok eder, tekrar o yola girmemesi için onu ailenin vermiş olduğu yetkilerle yargılardık. Ama şimdi baksana, kaç kişi ölmek zorunda kaldı. Hepsi de mesleklerinin ehli insanlar. Yazık oldu," Jungkook Shin Sang diye geçirdi içinden. Çıldıracak gibi olmuştu bir an için. O hadsize güvenmiş ve Wooseok ile taraflarına almıştı. Taehyung'un projesinin özel bir amaç uğruna olduğunu nasıl öğrenebilmişti? Bunu bilen sayısı o kadar azdı ki...

"Taehyung bu projeyi hangi amaçla aktif etti Jungkook? Ne yapmaya çalışıyor? Yoksa bunca yıldır özenle taşıdığımız serveti boş umutlar için mi kullanacak? Neden Gyeonggi'nin o izbe kesimini seçti?" Jungkook duyduğu yer adı ile neye uğradığını şaşırmıştı. Çöplük diye geçirdi içinden. Taehyung, çöplüğü kentsel dönüşüme dahi etmek için mi o bölgeyi seçmişti? Kendileri için mi? Jungkook tekrar ağlama isteğiyle dolarken titreyen alt dudağına dişini geçirmiş ve yumrukları iyice sıkmıştı.

"Bay Kim çok zeki bir adam. Sizinle olduğumu biliyor ve bana güvenmiyor Efendim. Bu sorularınıza verecek hiçbir cevabım yok," dediği anda kendisinin de başına çarpacak bir golf sopası bekledi ancak hâlâ yaşıyordu.

"Seni peşinden hiç ayırmamasına rağmen nasıl hiçbir şeyden haberin olmaz!"

"Ben yanındayken konuşmuyor bile. Her şeyi bilen tek bir kişi var, o da Wooseok. Durmadan birlikteler ve önemli bir konu olduğunda, her ne kadar dışarıdan bakınca üç kişi olarak gözüksek de beni saf dışı bırakıyorlar. Bana projeye dair hiçbir bilgi verilmedi. Tek bildiğim Bay Kim'in projeyi babası adına başlattığı ve bu sebeple de önem verdiği. Eğer altından başka bir sebep olduğunu bilseydim size bilgi vermek için araştırırdım,"

Bird in Cage • Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin