~Son kez iyi okumalar-*ÇOK BOL YORUM İSTERİM*
♬ Sia - Bird Set Free ♬
Taehyung, dakikalardır elinde tuttuğu kağıdın üzerindeki karmaşık yazıya bakıyor ve üzerindeki bazı ıslaklıkları inceliyordu. Hiç olmadığı kadar sakindi. Öylece yatağında oturuyor ve elindeki kağıda bakıyordu. Gözünde durmadan Jungkook'un bu yazıları yazdığı o anlar canlanıyordu.
Sabah, gözlerini alarmının sesi ile açtığında ilk işi yan tarafına bakmak olmuştu ancak garipti ki her zaman kendi uyandırdığı sevgilisi şimdi yanında değildi. Sonra havanın normal uyandığı saate göre fazla aydınlık olduğu fark etti. Kafası karışmış hâlde radyasyon sebebiyle ileriye bıraktıkları telefonunu eline aldığında kaşlarını çatmıştı çünkü sevgilisinin kendi odasına geçmesi için kurdukları alarm kapatılmış, yalnızca Taehyung'un normal uyanma saatine ayarlanan açık tutulmuştu. Oysaki gece kontrol ettiğine emindi. Bu kafasını karıştırırken fark etti Jungkook'un kullandığı yastığın üzerinde duran kağıt parçasını.
Tabii ki de ilk düşündüğü şey Jungkook'un kendisini bırakıp gitmiş olabileceği değildi. Bu yüzden başta gülümsemiş ve canını yakacak o kağıt parçasını eline almıştı.
Ona göre Jungkook belli ki erken kalmış ve kendisine not bırakarak çoktan odasına çekilmişti. Varis o an kendisini uyandırmadığı için tatlı bir kızgınlık yaşasa da kağıdı açıp sevgilisinin yazdıklarıyla karşılaşınca nefes alamaz bir hâle gelmişti.
Bu yüzden olsa gerek ruhu bedeninden çekilmiş gibi yatağında oturup kalmıştı. İçinden hiçbir duygu geçmiyordu. Besbelli anın şokundaydı ve inanmak istemiyordu gitmiş olma ihtimaline. Jungkook ne olursa olsun beni bırakmaz diyordu.
Sonra odasında yüksek bir ses yankılandı. Oda zili çalıyordu. Hiç böyle çaldığını duymamıştı. Normalde bir kere basılır ve gelen kişi, varis kapıyı açmayı uygun görene kadar beklerdi. Ancak şimdi durmadan çalıyor yetmezmiş gibi kapının yumruklandığına dair sesler de duyuyordu. Sonra oda telsizinden ikizinin hırçın sesi duyuldu.
"Taehyung! Aç şu kapıyı!"
Harin'in sesi odasında yükselirken varis dalgınlıkla yatağından kalktı. Not hâlâ elinde dururken odasının çeşitli bölümlerinde bulunan kapı otomatiğine ilerledi. Küçük tuşa bastığı anda açılan kilit sesiyle de kardeşinin odaya girmesi bir oldu.
Harin, arkasından kapıyı kapattığı anda içindeki öfkeyle hiddetli bir şekilde Taehyung'un görüşüne girdi. Topuklu ayakkabılarının tok sesi pahalı parkeler üzerinde yankılanıyordu.
"Jungkook nerede!? Odasında değildi! Burada değil mi!?" derken güzel kız çıldırmışcasına etrafına bakınıp duruyordu.
"Nereye sakladın onu!?"
Harin'in çığlıkları o kadar yüksek desibeldi ki duvarları ses geçirmiyor olsa belki de tüm malikhane onu duyuyor olurdu. Taehyung'un kulakları zonklarken elindeki notu avucu içine sıkıştırdı ve bedenine odaklandı.
Hareketleri narkoz etkisinden yeni kurtulmuş bir hastayı andırıyordu. Üzerindeyse yalnızca baksırı vardı. Onu dışarıdan gören Harin bile o an fark etmemişti ikizindeki çıplaklığı ancak onun kendisine baktığını görünce dikkatini çekmişti fakat bu umrunda dahi olmadı. Sinirden boynundaki damarlar şişmiş bir hâlde yaklaştı ikizine ve sertçe ellerini göğsüne vurup itti onu.
"Ne yaptın!? Gönderdin mi onu!? Nereye sakladın, söyle!?"
Her kurduğu kısa cümleden sonra itmişti varisin kendisine nazaran epey iri olan bedenini ve bu biraz olsun genç adamı kendisine getirebildi. Harin'in suratına baktığında yüzü gerilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bird in Cage • Taekook
Fanfiction"Birini sevmek, o kişinin eksikliklerini tamamlamaya gönüllü olmak demekmiş. Bu yüzden sana özgürlüğümü adıyorum kafesteki kuş." -Taekook 𐤀