Elimde olsa...

3.7K 183 58
                                    

Sizi beklettim biliyorum, ama şu sıralar işler birazcık yoğun... Her anlamda :D
Keyifle okuyacağınız bir bölüm bırakıyorum , Desteklerinizi unutmayın... onlar benim için çok önemli, iyi ki varsınız, siz olmasanız bende olmazdım, muhtemelen kimse okumasa yazmayı bir yerde bırakırdım, o yüzden sabrınız için teşekkür ediyorum ve iyi ki varsınız diyerek sizi bölümle baş başa bırakıyorum ❤❤🥰

...............................

🎗



Toplantının başından beri, Almanlar ve Pamir Boratav arasında çekişmeli kural oyunları dönüp duruyordu..

Asistanı çiçek hanım orta yolu bulmaya çalışıyordu, ama Pamir Boratav , Pamir Boratav'dı işte, onun kendine has doğruları vardı, ketum herif.

Hiç bir şey demese dahi, aynı orantıda sinir edebilirdi insanları, bunu dik bakışlarını üzerinize dikerek yapabilirdi.

"Senin düşüncen ne?"

Daldığım düşüncelerle boğuşmayı, Niko Bey'in seslenişiyle yarıda keserek, bana fikrimi sormasının  Tatminkârlığı ile, derin bir nefes aldım.

Masadaki gözler bana döndüğünde, bakışlarım küstahça Pamir Bey'e dönüyordu..
Bakışları yüzümde sabitlendiğinde, kısılan çekik gözleri ile beni dikkatle dinlediğini görüyordum.

"Bana sorarsanız, Niko bey.." bakışlarımı solumda oturan Niko Boratav'a çevirdim.

"Ortak bir nokta herkesin hayrına olabilir.." bakışlarımı İlerideki sandalyede memnuniyetsiz bir ifade ile oturan bay John'a çevirdim..

"Eine Gemeinsamkeit kann allen zugute kommen." yaptığım Almanca çeviri ile, yüzündeki sert ifade yumuşadı..

" Ich bin froh, wenn Mr. Pamir sich auf eine gemeinsame Basis treffen kann, Ma'am."
"Bay Pamir ortak bir noktada buluşabilirse sevinirim hanımefendi." gülümseyerek bakışlarını Pamir Bey'e çevirdiğinde, Pamir bey bana bakıyordu.

"Düşüneceğim." dedi kararlı bir sesle sandalyesini geri iterken..

'Dalga mı geçiyor benimle ? Adama böyle kafa tutarsa, işleri yokuşa sürecek , görmüyor olamaz.'


Toplantı odasından asistanı ile çıkarken, peşinden kalkıp, çıktım peşlerinden.

"Pamir bey." sesim koridorda yankılandığında, odasının kapısında durup bana çevirdi bakışını.

"Evet." havalanan kaşları ile , küstahça süzdü beni.

"Neden ortak bir çıkarda buluşmak sizin için bu kadar zor ? Adamlar ne deseniz kabul ediyor, ama onların istekleri sizden neden Ret cevabı alıyor ? söyler misiniz?" ona doğru bir kaç adım atıp, yanına yaklaştım.

"Benim kararlarımı sorgulamaya olan bu merakın, komik gelmeye başlıyor artık." yüzünde belli belirsiz bir gülümseme yayılıp ardından kayboldu.

"Sizin arkanızı toplamak alışkanlık haline geliyor olmalı." dedim iğneleyici bir kinaye ile.

"A, öylemi dersin.." yönünü bana dönüp son adımla dibimde durdu..

"Öyle. Sizi sürekli verdiğiniz yanlış kararlardan vazgeçirmeye çalışırken buluyorum kendimi, bunun başka ne gibi bir açıklaması olabilir ?" ellerimi göğsümde birleştirirken, gözlerini alayla devirdi.

"Aslında var ya, bence de gözlerini benden başka bir yere çevirmelisin, sonuçta patronun değilim, yapacağım yanlışlar seni doğrudan etkilemiyor olmalı?" haklıydı..

GÖNÜL KUŞU +18 (Kitappad uygulamasında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin