"Ulan seni merak ettim seni!"

3.2K 155 54
                                    

Avuçlarımın içinde tuttuğum telefon beni gergin bir bekleyişe iteli saatler oluyordu.

Pamir beye hala bir cevap yazmamıştım ve yarın neler olacak bilmiyordum.

Gözlerim baş ucu komodinimdeki saati bulduğunda, neredeyse ikiye geldiğini fark ettim.

Babam hala gelmemişti ve beni de yarının heyecanı sarıp sarmalıyordu.

Pamir'le elbette ki aramızda bir şey olamazdı, gerçekçi olmak gerekirsem o adamla yada ailesiyle karşı karşıya gelmek kuvvetli bir sinir sistemi gerektiriyordu.

Fakat bugün takındığı tavır, alttan almaları...

Kafamın içinde acabaları konuşturup duruyordu.

Odanın içi tiz bir sesle çınladığında avuçlarımın içindeki telefon çalmaya başladı.

Arayanın babam olduğunu görüyordum, bu saatte evde olmaması beni zaten rahatsız ederken birde araması içimde ansızın uyanan korkuyu tetikliyordu.

Cevapladığım telefonu hızla kulağıma yasladığımda ahizede yankılanan ses Hamit'in telaşlı sesiydi.

"Hicran... babanı hastaneye götürüyoruz.." kurduğu ilk cümle bu olmuştu.

arkadan gelen telaşlı seslerle ambulansın sirenleri telefondan taşıp odamın içine sızıyordu.

"N-ne demek hastaneye.. ne oldu?" hızla kalktım oturduğum yataktan, aceleyle yönümü gardırobuna çevirdiğimde Hamit yeniden konuştu.

"Bir anda yığılıp kaldı anlamadık... ama ambulansa bindiriyorlar şuan, şehir hastanesine geçiyoruz biz... gelmek istersen seni alayım.." sesindeki telaşla nefes nefese koşturduğunu hissediyordum.

"Geleceğim tabi ki... ne saçma sapan bir soru bu böyle!"

"Tamam 5 dakikaya orada olurum.."

"Ben taksi çağırırım bekleyemem 5 dakika falan..." hızla askıdaki eteği çekip aldım elime.

"Ne taksisi hicran gece gece! geliyorum dedim bekle." telefon suratıma kapanırken ben telaşla elimdeki eteği pijamamın üzerine geçirdim ve üzerimdeki tişörtü çıkarıp yatağa fırlattım.

Katlı kıyafetlerin içinden üstüme bir penye çektiğimde hızla üzerime geçirdim.

Başımı çabasız bir hamle ile hızla bağladığımda telefonumu alarak odadan çıkıyordum.

Telefondan beratın numarasını aradığımda, daire kapısına kadar gelip açtım kapıyı.

Ayakkabılarımı giyerken omuzuma sıkıştırdığım telefon açıldı.

"Efendim güzelim." Beratın uykulu sesi ile titreyen çenemi daha fazla bastıramıyordum..

Gözlerimden süzülen yaşlarla hıçkırarak konuşmaya başladım..

"Babam... babama bir şey olmuş berat, hastaneye kaldırmışlar..." kesik hıçkırıklarımla zar zor giydiğim ayakkabılarla kendimi daireden dışarıya atıp kapıyı hızla kapattım.

"Ne diyorsun sen? ne demek babama bir şey olmuş Hicran.."

"Bilmiyorum ya bilmiyorum... Hamit aradı, arabada bir sıkıntı çıkmıştı onunla uğraşıyordu en son konuştuğumuzda öyle demişti, bir anda ne oldu bilmiyorum..."

Hızla apartman kapısına doğru ilerledim ve kendimi sessiz gecenin kollarına bıraktım.

Havada sertçe esen rüzgar yüzümü üşütürken ben aldığım nefesin ciğerlerime ulaşmadığını biliyordum.

GÖNÜL KUŞU +18 (Kitappad uygulamasında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin