Hz Yusuf güzelliği

2.7K 168 30
                                    

Araba sessiz yolda ilerlerken, Pamir bey bütün dikkatini önüne çevirmişti.

Düşünmeden edemiyordum, içim içimi yerken aklımda merakla dolanan tek bir soru vardı, bu insanlar ne yaşamıştı ki etrafa karşı böyle nefret doluydular.

Sorabileceğime olan merakımla bakışlarım dikkatle araç kullanan Pamir Boratav'a döndü.

Sessiz bir nefes eşliğinde aralanan dudaklarımı, çekingeme yenik düşürerek yeniden kapattım.

Bakışlarım sağımda kalan cama döndüğünde, bıkkın bir nefes verdim burnumdan.

Bana neydi ki, hem zaten bu geceden sonra bu insanlarla her hangi bir işimde kalmamıştı.

O zaman ne yaşadıkları yada etrafa neden öfke kustuklarınında bir anlamı olmamalıydı.

Fakat Pamir Boratav...
O insanların yanında büründüğü ikinci kişiliği, kafamı fazlası ike karıştırıyordu.

İçine kapanık, kimsesiz bir çocuk gibi...
'Kimsesiz bir çocuk.'

Sanıyorum onu en iyi tanımlayan cümle bu olurdu.
Onun Annesi yoktu, ve babası bu acımasız insanların nefret kustuğu bir kesimden olan kadınla beraberdi, öyleki bu beraberlik canından etmişti onu.

Nasıl çaresiz yada yalnız hissettiğini anlayamazdım, sadece düşünebilir yada empati yapmaya çalışabilirdim.

Şimdi anlıyordum onun o buzdan duvarını, o acımasız tarafını... tasvip etmiyordum ama anlıyordum.

Başka türlüsünü öğrenmemişti, görmemiştiki.
Ona öğretilen sadece bu öfkeydi, Ailesinden gördüğü tek duygu nefretti.

Öğrenmeye açıktı ama bunun farkında bile değildi.
Vahşi bir hayvan gibi fakat ehlileşebilecek türden.

Düşüncem beni sessizce güldürdüğünde, bakışları şaşkınlıkla yüzüme döndü.

"Afedersiniz.." bakışlarım yüzünde gezinip gözlerinde son bulduğunda, gülüşümü yavaşça sildim.

Bakışları öyle derin ki, sanki anlatmak istediği bir çok şeyi biriktirmiş ve bu yükle ölmeye yemin etmiş gibi...

"Ne düşünüyordun?" Sesindeki sorgulayış yüzündeki tebessümle yumuşatılırken sessiz bir iç çekişle suskunluğumu korudum.

Bir süre bekledikten sonra, konuşmayacağıma ikna olmuş olacak ki konuşmaya başladı.

"Acayip bir kızsın, yani çözemiyorum seni.."

Kaşlarım usulca çatılırken hakkımda neden  böyle düşündüğünü sorgulamadan edemiyordum.

Ama sessiz kaldım.

"Böyle sanki, sürekli kafanın içinde bir şeyler dönüyor ama dışarıya sadece sessizlik olarak yansıyor gibi, merak ettiğim o güzel kafanın içinde birbirini kovalayan tilkiler, acaba sana neler  fısıldıyorlar..."

'Bilmek bile istemezsiniz..'

"Konuşmayacak mısın?" Bakışları yola döndüğünde, kırmızı ışıkta yavaşlattığı arabada sessiz bir ortam yer edindi.

"Kızdın mı yoksa? Yani zorla arabaya bindirdim diye böyle yapıyorsan-" sustu.

Gözleri yüzüme döndüğünde sorgularcasına tek kaşı havalandı.

"Hicran..."

Başını hafifçe sola eğdiğinde, bir çocuk gibi ısrarcı ve sevimli gözüküyordu.

"Efendim Pamir bey..." bastırdığım gülüşümle sessizliğimi bozdum.

"Neden konuşmuyorsun? Yani... eğer yanlış bir şey söylediysem yada yaptıysam..."

GÖNÜL KUŞU +18 (Kitappad uygulamasında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin