Ama genç kız bütün bunlardan habersizdi hissettiği zevkin yanında. Uzaktan Züleyha ile onu izlemekte olan adamı fark etmemişti bile.
“Çok güzel değil mi?” diye sordu kız yanında ki adama bakarak.
Adam kaşlarını çatmış bir halde kollarını tahta korkuluklara dayayarak öylece uzaktaki muazzam gösteriyi izliyordu. Yüzündeki ifadesinden pek bir şey anlamak mümkün değildi.
“Baya etkilenmişe benziyorsun abi,” dedi bu kez kız. Seninden ne kadar eğlendiği açıktı.
Batuhan canı sıkılmışçasına nefes alıp verdi. Kardeşine bakmadan konuştu “Etrafta onca erkek varken onun böyle…” devamını söyleyememişti. Birden sustu.
Tabi o susunca Züleyha işkillendi. Sanki anlamamış gibi yaparak “Onca erkek varken ne? Ben anlamadım ne demek istediğini.” dedi.
Batuhan ifadesiz yüzünü kardeşine çevirdi. Bir an bir cevap vermek istedi ama susmayı tercih etti. Tekrar at binmekte olan kıza baktı. O kadar güzel görünüyorduki şu an. Onu saatlerce izleyebilirdi. Sabah çiftliğe geldiğinde ilk gözüne değen at bu olmuştu. Adını nişanlısı koymuştu atın.
Kasırga.
Gerçekten güzel canlıya yakışan bir isimdi. Ata binmek istemişti ama at yanına bile yaklaştırmamıştı onu.
Fakat şimdi…
Yanına bile yaklaşamadığı atı nişanlısı öyle bir zevkle biniyorduki şaşırmamak elde değildi. Hele hele rüzgar yüzünden bacaklarının açılması muazzam görsele daha da muhteşemlik katıyordu. Kızın çıplak bacakları adamın dikkatini baya çekmişti. Aslına bakarsan fazla dikkatini çekmişti. Üstelik etrafta bir sürü erkek çalışan varken nişanlısı olan kızın böyle görsel şölen yaratması erkeklik gururunun pek hoşuna gitmemişti. Anlayamadığı ne ara bu kızı benimsedi de şimdi kıskanır oldu?
Genç adam kendi duygularına anlam veremiyordu. Evet doğru, kabul etmemek imkansız. Karşısında çocuk yoktu. Her ne kadar çocuk dese de hayır o kız bir çocuk değildi.
Eşsiz güzellikteki bir varlıktı!
Batuhan kabul etti. Kız katıksız çok güzel! Hem de çok! Ama o bundan önce de bir sürü güzel kadın görmüştü. Niye şimdi çocuk yaşında ki bir kızın güzelliğinden bu kadar etkileniyordu anlamıyordu.
“Ne düşünüyorsun?”
Kardeşinin sesini duyunca bu kez yorgun bir bakışla ona baktı Batuhan “Hiç bir şey,” dedi sadece.
“Bana öyle gelmedi. Üstelik hala bana cevap vermedin.”
“Neye cevap vermedim Züleyha. Soruların bitmiyorki güzel kardeşim!”
“Melek’e karşı ne hissediyorsun?” diye sordu direk Züleyha. Gözleri alacağı cevabı o kadar bekliyorduki çakmak çakmak olmuştu.
“Ne hissinden bahsetiyorsun ben anlamadım. Daha kızı tanıyalı kaç saat oldu ki?”
“Yapma abi ya.. seni tanıyorum. Kıza bakarken neredeyse dünyayı terk ettin! Bir ressam kendi çizdiği portresine böyle hayranlıkla bakmaz!”
Batuhan biraz gülümsedi “Sen ne zaman insan sarrafı oldun?” diye sordu “Ve benim niye bundan haberim yok?”
“Of abi ya! Şakanın sırası değil,” Züleyha bir kolunu umursamazca havada sallamıştı “Sen bana gerçeği söyle. Lütfen! Hiç mi beğenmedin bu kızı? Baksana şu güzelliğe! Güzelliğini geçtim yüzü kadar kalbide güzel bu kızın! Hiç mi etkilenmezsin. Valla artık senin tercihlerinden şüphe duymaya başladım. Onca sene yurt dışında olunca!”
Batuhan başını iyi yana sallayarak hissiz bir gülümseme yolladı kardeşine sonra tekrar önüne baktı. Melek şimdi biraz yavaşlamıştı. Atın boynunu okşuyordu.
“Etkilendim,” dedi aniden “Böyle bir afetten kim etkilenmez ki zaten.”
“O zaman sorun ne? Niye sabah annemle konuşurken onunla hala evlenmeye karşı olduğunu söyledin?”
Züleyha sinirlenerek sormuştu bunu. Sabah çıkmadan önce ağabeyinin odasının önünden geçmişti.O sırada annesininde oda da olduğunu fark etmişti. İstemese de konuya kulak misafiri olmuştu. Ağabeyi hala o kızla evlenmeye karşı olduğunu söylüyordu.
“Affedersin abi ama bu kızı hala eşin olarak istemediğinu söylersen valla senin su katılmamış aptal olduğunu anlarım! Ya da senin tercihin diğer cinse olduğunu varsayacağım!”
Batuhan kardeşine kaşlarını çatarak baktı “Bunun konumuzla ne alakası var?” diye sordu.
“Çok alakası var abicim! Baksana şu kıza hangi adam onunla evlenmek istemez!”
“Züleyha kendin söyledin,” adam tekrardan nişanlısı olan kıza baktı “Onunla her adam evlenmek ister. Durum böyle iken niye o seçemesin kocası olacak adamı. Belki aşık olmak istiyordur. Daha çok genç, küçük. Benimle evlenmek istememesine rağmen bunu kabul ediyor. Sırf berdel yüzünden. 16 yaşında bir çocukken bunu kabul etmiş. Durumunu kabullenmiş! Benimle evlenmek istediğinden değil evliliğin zorunluluk olduğundan, bunu aklına kazımış olduğundan kabul ediyor. Bir kendini koy onun yerine. Hiç bir şey hissetmediğin kendinden yaşça büyük bir adamın koynuna girmek kolay mı sanıyorsun?”
Züleyha bunları duyunca dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı. Ağabeyi o kadar haklıydıki diyecek bir söz bulamıyordu. O bunları hiç düşünememişti. Melek de hiç zaman duygularını pek ifade etmemişti. Her zaman durgun ve sakin görünümlüydü. Ağabeyinin bu kadar ince düşündüğünü ve bu kadar anlayışlı olduğunu bilmiyordu.
“Ben bu açıdan hiç düşünmemiştim..” Züleyha zayıf çıkan sesiyle yerdeki çimenlere baktı “Ama sen kendin söyledin. Bu evlilik bir zorunluluk. İstesenizde istemesenizde kabul etmek zorundasınız. Başka çare maalesef yok. Bu yüzden Melek bunu kabul etti.. sen neden etm…”
“Gerçekten kabul ettiğine inanıyor musun?” Batuhan kardeşinin sözünü kesmişti “Hiç sordun mu ona gerçekten bu evliliğe kendini hazır hissediyor mu diye?”
“Abi sen Melek’in sana aşık olmasını mı istiyorsun? Ben onu anlamadım?”
Batuhan buna sadece kuru bir kahkaha attı “Konu aşkla alakalı değil Züleyha. Sadece küçük bir çocuğun çocukken zorlanarak kabul ettiği şey için bir ömür boyu pişman olmasını istemiyorum. Bu konu sadece onu değil beni de ilgilendiriyor. Gel ben bu kızla evlendim diyelim. Yanımda ömür boyu mutsuz bir eşle yaşayamam!”
“Abi sen ne zaman bu kadar iyi ve düşünceli bir insan oldun?” Züleyha hayretle ağabeyini dinlemişti “Benim niye bundan haberim yok?”
Batuhan gülerek omuz silkti “İnsan yaşlandıkça değişiyormuş sadece,” dedi “Artık beni anladığını varsayıyorum.”
Züleyha başını salladı “Evet anladım! Sen Melek’in sana aşık olmasını istiyorsun!”
Batuhan şaşırarak kardeşine baktı. Onca dil dökmüştü ama kardeşinin anladığı şey bu muydu gerçekten?
“Züleyha birden senin evleneceğin adama acıdım ben.”
“Aa? Niyeymiş o? Fıstık gibi kızım!”
Tam Batuhan cevap verecektiki aniden bir çığlık sesi duydu. İki kardeşde sesin geldiği yöne bakmıştı.
Melek yerde yatıyordu!
![](https://img.wattpad.com/cover/339152499-288-k125466.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
ChickLitHikayeden kesit: Melek dehşete düşmüştü. Kocası onu takip ettiriyordu... Bu... iğrençti! Korkutucuydu. Saplantılı, takıntılı bir adam gibi onu takip mi ettiriyordu? "Beni takip mi ettiriyorsun?" diye sordu. "Onunla ne zamandan beri birliktesin?" ...