18. bölüm

36.3K 1.2K 45
                                    

Tam Batuhan cevap verecektiki aniden bir çığlık sesi duydu. İki kardeşde sesin geldiği yöne bakmıştı. Melek yerde yatıyordu! 

Batuhan’ın gözleri endişeyle açılmıştı. Koşarak kızın yanına gitti. 

“Melek ne oldu?!” diye bağırdı Züleyha. 

Genç adam kızın yanına yaklaşır yaklaşmaz diz çökmüştü. Yerde yatan kızın alnından terler akmaya başlamıştı. Başını kucağına aldı adam. Endişeyle “Melek aç gözlerini ne oldu sana böyle?” diye sordu.

“Yılan sokmuş!” Züleyha bağırmıştı. Genç kızın ayağında ısırık izi vardı. Üstelik kan akıyordu. 

“Onu hastaneye götürmeliyiz!” 

“Yetişemeyiz!”

Batuhan kızın başını tekrar yere koymuştu. Her nasıl bir yılan sokmuşsa da zehri etkiliydi. Kız neredeyse bilincini kaybetmişti. 

“Abi ne yapıyorsun?!” 

Genç adam kızın ayağındaki ısırık izini inceleyerek zehri çıkarmak için emmeye başlamıştı. Ağzına dolan kan tadını önemsemeden dikkatle işine devam ediyordu. Sürekli emdiği kanı tükürüyordu.

Kardeşine bakarak “Ambulansı ara! Biz oraya gidene kadar bir şey olabilir!” diye bağırdı. Sonra tekrar yarayı emmeye başlamıştı. 

Hemen ambulans da gelmişti. Batuhan ambulans daha çiftlikten içeriye girmeden önce Melek’i kucaklayarak kucağına aldı. Yüzünde ki endişe ve korku onun daha da sert bir hal almasına neden olmuştu. Etraftaki bir çalışana neredeyse kükremişti. Çiftlikteki tehlike canlılara dikkat etmeleri gerekiyordu. Atlara her an zarar verebilirdiler. Ama gel gör ki onun nişanlısını bulmuştular! 

Daha sonra genç kızı hastaneye götürmüştüler. Bir saat sonra genç kızda kendine gelmişti zaten. Zehir yüzünden ayaklarında ve ellerinde hafif şişkinlik oluşmuştu. Batuhan yaptığı ilk yardım sayesinde kötü bir şey olmamıştı genç kıza. 

Batuhan elindeki meyve suyu ile odaya girdi. Züleyha ve Alihan içerideydi. Olayı duyduklarında herkes hastaneye gelmişti.

Züleyha ağabeyini görür görmez “Bizde çıkıyorduk,” diyerek çıkmak istemese de yeğenini zorla odadan çıkarmıştı. 

Batuhan yatakta oldukça yorgun görünen kıza baktı. Elindeki nar suyunu kıza uzattı.

“Bu iyi gelecektir sana. Nasıl hissediyorsun kendini?” diye sordu. Sesinde pek bir ifade yoktu. Durgun bir şekilde sormuştu. 

Melek biraz gülümsemeye çalıştı “Teşekkür ederim” nişanlısının uzattığı meyve suyunu aldı “Sayende çok iyiyim. Züleyha beni kurtaranın sen olduğunu söyledi..” 

Batuhan bir sandalyeye geçerek oturdu. “Abartıyor” dedi ifadesizce “Ama bizi çok korkuttun. Sana bir şey olacak diye aklım çıktı resmen. Bir daha asla o çiftliğe gitmene izin vermeyebilirim!” 

“Gerçekten korktun mu?” Melek büyük bir merakla sormuştu bunu. 

“Niye yalan söyleyeyim. Ne kadar endişelendim tahmin edemezsin!”

“Neden?” 

“Anlamadım?” 

Genç adam ona çakmak çakmak parıldayan gözlerle bakmakta olan nişanlısına baktı. Kızın tam olarak ne sormak ya da ne bilmek istediğini pek anlamamıştı. 

“Neden benim için o kadar endişelenip korktun? Sonuçta eğer ölseydim benimle evlenmek zorunda kalmayacaktın..” 

                             
Adam sustu.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin