KISKANÇLIK KRİZİ

60 25 32
                                    


1 hafta sonra

Oğuzla valizimizi hazırlayıp hava alanına gittik. 2 saat sonra uçağımız vardı. Takımdakilerle gidiyorduk yani onlarda Fransaya gidiyordu ama herkes istediği gibi takılacaktı. Bende Oğuzla vakit geçirecektim.

Ve bu arada Oğuz Fransadan sonra evine dönücekti. Çünkü nerdeyse 1 aydır benimleydi. Belki daha fazla oldu, çünkü onunla beraber aynı evde yaşıyormuş gibi hissediyordum.

O olmayınca içimde bir boşluk oluşacaktı sanki. Evine dönmesini istemiyordum, hep yanımda olsun istiyordum.

O evine dönünce gene mesajlaşarak konuşacaktık. Bu durum beni üzüyordu, çünkü yanımda olmayınca kötü hissediyordum. Hep böyle mi olacaktı?

Bir daha ne zaman buluşacaktık kim bilir. Oğuzun sesiyle olduğum yerde irkildim. Düşüncelere o kadar dalmıştım ki, Oğuzun ne dediğini bile anlamamıştım.

"Rüya iyi misin?" dedi Oğuz soran gözlerle. Düşündüğüm olumsuz şeyleri düşünmemeye çalışarak. Tek tük bir sesle konuşmaya başladım.

"İyiyim Oğuz, sadece biraz dalmışım."

"Ya Rüya şuan mutlu olmalısın Fransaya beraber gidiyoruz, tamam Fransadan geldiğimizde evime dönücem ama inede konuşucaz seninle."

"Bir daha ne zaman buluşucaz Oğuz?" dedim masum bir sesle.

"Sen ne zaman istersen." dedi gülümseyerek.

Biran istemsizce bir gülümseme oluştu yüzümde. Mutlu olmuştum. Zamanımız kısıtlıydı ve ben bu kısıtlı zamanı Oğuzla beraber eğlenceli bir şekilde geçirmek istiyordum.

Oğuza doğru döndüm. Ve birşeyler alıp alamayacağımızı sordum.

" Hadi alalım ozaman!" dedi heyecanla beni çekiştirerek.

"Tamam Oğuz sakin ol!" dedim gülerek. El ele tutuşup havalimanın içindeki markete doğru ilerledik.

Marketten içeri girdik ve hemen raflara doğru koştum gülerek, Oğuzda arkamdan koştu gülerek. Herkes bize deliymişiz gibi bakıyordu ama biz çok eğleniyorduk.

" Yavaş ol dur ne bu enerji, sana yetişemiyorum." dedi Oğuz gülümseyerek. Öne doğru eğildi ve hızlıca nefes alıp verdi.

"Ay ne çabuk yoruldun?" dedim dalga geçip yanına gelerek.

"Senin enerjine yetişemiyorum." dedi oda şaka yaparak.

"Hadi kahve alalım!"

"Tamam sen ne istersen alalım."

Kahve reyonundaydık. Boyum yetişmiyordu ama inede almaya çalışıyordum. Oğuzda gülerek reyona doğru uzanıp kahve aldı. Oğuza hayranlıkla bakıyordum birşey demeden.

"Al bakalım Rüya." dedi gülerek.

"Neye gülüyorsun Oğuz ya gülünecek birşey mi var?!"

"Boyun yetişmiyor ya ona gülüyorum." diyip sırıtmaya devam etti. Gözlerimi devirdim.

O sırada gözlerim başka bir yere daldı. Arkamda 2 tane kız vardı ve Oğuza bakıyorlardı gülerek. Sanırım benim sevgilime sulanıyorlardı. Onların saçlarını başlarını yolarım ya?! İçimden geçirdiğim bu cümlelerle kıskançlık krizi geçiriyordum.

Oğuzu çok kıskanmıştım. Kızların yüzüne dik dik bakmıştım öfkeyle. Oğuzda nereye baktığıma baktı ve bir süre sonra ne olduğunu anladı ve sırıtmaya başladı bana bakarak.

Oğuzun yüzüne baktım o an ve sırıtıyordu bana doğru, bende Oğuzun eline kahveleri tutuşturup kızların yanına doğru yürümeye başladım öfkeyle. Ve kızlara doğru bir yumruk savurdum biranda. İkisininde saçlarını başlarını yolmaya başladım. O sırada Oğuzda arkamda beni tutup kızlardan ayırmaya çalışıyordu. O sırada kızlara ağzıma gelen küfürleri savuruyordum.

"Bir daha sevgilime bakarsanız sizi bulurum saçınızı başınızı yolmaktan beter ederim Kızım!" dedim gözüm dönmüş şekilde.

"O benim sevgilim lan!"

"Orospular sizi!"

Oğuz en sonunda kızlardan ayırmıştı beni ve sakinleştirmeye çalışıyordu beni. Herkes bize bakıyordu.

"Rüya sakin ol lütfen boşver hadi gidelim!" dedi endişeyle yüzüme bakarak.

"Hayır hayır bu kızların ebesini sikmeden gitmiycem!" dedim öfkeyle.

Kızların halleri perişan olmuştu. Oh olmuştu onlara! Birde sevgilime bakıyorlar ya! Onlara daha beterini yapardımda Oğuz vardı Oğuza şükretsinler!

Oğuzla kahveleri bırakıp marketten hızlıca çıktık. Beni elimden zorla tutarak götürüyordu çünkü bana kalsa ben o kızları daha beter etmeden gitmeyecektim.

Sıcak MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin