Uyandığımda güneş daha ortaya çıkmamıştı. Hava oldukça serindi. Yataktan çıkıp kenarda duran sabahlığı üzerime geçirdim. Pencereden dışarı baktığımda fark ettiğim ilk şey sokak lambalarının arka bahçeyi aydınlatmasıydı. Kimsecikler yoktu bu yüzden orada oturup raflarda bulduğum kitabı okumak iyi görünmüştü.
Elime kitabı ve oda anahtarını alıp dışarı çıktım. Çıkış kapısında kimse beklemiyordu o yüzden rahat bir şekilde asansörden indim.
Dışarı çıkarken bir kedi peşime takıldı ve arka bahçedeki çardaklara kadar beni takip etti. Kediler bir süredir başıma iş açıp duruyordu, bu sefer bu dingin anın tadını çıkarabilmek için dua ettim. Çardaklara rahatça yerleştim ve tam o sırada güneş doğmaya başladı. Gözlerimi güneşe kitleyip bu büyüleyici anın tadını çıkardım.
Tam o sırada elimdeki kitap kayıp yere düştü. Açılan sayfa ile kaşlarımı çattım. Rüyamda gördüğüm pullu canavarın aynısıydı. Dikkatle resmi inceledim ve altındaki yazıyı fısıldadım.
"Deronlar."
Yan sayfada onlar hakkında bir tür bilgi yazısı vardı. Dikkatle okumaya başladım. Canavarlar hakkında ilk öğrendiğim şey çok nadir türler olduğuydu. Eski zamanlarda haber ulaştırma amaçlı kullanılan ve Kan Cadılarının dönüştürdüğü, deneyler yaptığı küçük insan gruplarından oluşuyordu. Deneylerden sonra geldikleri zeka düzeyinden dolayı sadece verilen bilgiyi ulaştırmaya yarayan bir tür görevi görüyordu. Kısa süre içerisinde de nesilleri tükenmişti.
Pekala ben niye hayatımda bir kez bile görmediğim nesli tükenmiş bir canavarı rüyamda görüyordum? Söylediği o saçma şeyler bir tür mesaj olmalıydı. Asıl soru şurada ortaya çıkıyordu bu mesajları bana kim ulaştırmaya çalışıyordu?
Kitabı kapatıp göğsüme bastırdım ve içimden Ava ile konuşmam gerektiğini geçirdim. Onun bugün mutlaka yanımda olması gerekiyordu çünkü iki gündür toplantı için giden öğrenciler geri dönüyor derslere başlamak için herkes hazır bekliyordu. Ava yanıma gelmezse en kötü Bayan Jones'un yanına gidip kendim hallederdim. Ona ihtiyacım yoktu. Artık onun birincil görevi değildim, başka işleri olmalıydı.
Ben kendi kendime düşüncelere boğulmuşken Cedric yurttan çıktığı gibi çardaklarda oturan beni gördü ve hızlı adımlarla yanıma geldi.
Yüzündeki mahmur bakışla "Ne yapıyorsun bu saatte burada?" diye sordu.
"Bende aynısını sana sormalıyım. Sen neden uyanıksın?"
"Ben yüzme kolu başkanıyım. Sabah spor salonunu toplamam ve formları gözden geçirmem gerekiyor. Peki Bayan Asi siz niye buradasınız?" diye sordu yüzündeki çekici gülümsemeyle.
Gözleri üstüme kaydı ve sabahlığımı şöyle bir süzdü. Benim cevap vermeme fırsat vermeden "Anlaşıldı." diye mırıldandı "Birileri erkenci."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutulma
Fantasyδ "İnsan gerçek hayatından, evinden kaçamaz Melissa; o seni er ya da geç bulur." İlginç rüyalar gören Melissa, bir gün rüyasında sarışın bir kadın görür. Günlerce süren anlamsız rüyalardan sonra işe gittiği bir günün akşamında şahit olduğu kavga ile...