20

63 6 5
                                    

Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir.

*

Gün doğmadan yürümeye başlamıştık, öğlen olmuştu ancak hala yürüyorduk. Dün geceki uzun konuşmamızdan bir süre sonra oturduğum yerde uyuyakalmıştım. Kanca üzerime bir ceket örtmüş ve yanımdan uzaklaşmıştı. Sabah uyandığımda aramızda bu konuşmalar hiç geçmemiş gibi davranmıştı ve bu durum beni oldukça düşündürmüştü. 

Şimdi benden en uzak noktada yürüyor, Ava ile kahkahalar atarak sohbet ediyordu. Bu duruma gözlerimi devirdim. Korkak bir erkek çocuğu gibi davranıyordu. En kötüsü de Ava'nın ondan hoşlandığını düşünmemdi. Onun yanında hiç normal davranmıyor, sürekli Kanca'nın kolunu tutup duruyordu. 

İçimden "Odaklanman gerek." diye geçirdim ve kafamı ayılmak istercesine salladım. Dağa varmamıza yaklaşık iki-üç dakika vardı. Çantamdan Kanca'nın bana verdiği ipe geçirilmiş anahtarı çıkarttım ve boynuma astım. Belki işimize yarardı, yakınımda durması daha iyiydi.

Dağın dibine yaklaştığımızda ilk dikkatimi çeken şey küçük bir gölün ortasından başlayan gömülü paslanmış demir kapıydı. Darrel öne çıktı, "Ben bir dalıp bakacağım belki altta geçebileceğimiz bir boşluk vardır." dedi. Üzerindeki ağırlıkları yere bıraktı, gömleğini ve ayakkabılarını çıkarıp göle yavaş yavaş girmeye başladı.

Sanki basamak iniyormuşçasına her adımında suya gömülüyordu. "Ben bir dalacağım. Ona müsait su." dedi seslenerek. 

Balıklama bir dalış yaparak suyun derinliklerinde kayboldu. Endişeliydim çünkü ayak basılmamış gibi görünen bu ormanda resmen inşa edilmiş bir yapı vardı. Ya içeride kimse yoktu ya da bizi bekliyorlardı, bunun tek açıklaması buydu.

Birkaç dakika geçtikten sonra hala ses gelmeyince endişem tavan seviyeye geldi. Suyun dibine çöküp yakınlarda ondan bir gölge görür müyüm diye bakınmaya başladım. Ama yoktu, yoktu işte. Endişeyle elimdeki yaranın kabuğunu gerginlikten kaşımaya başladım. 

Günün başından beri ilk tepki bu olay sayesinde geldi. Kanca elini omzuma koyup sıktı. "Sakin ol, kanatacaksın." dedi ve elimi yaradan uzaklaştırdı.

Tam ona çıkışacaktım ki yankı yapan bir sesle Darrel bağırdı. "Hey! Çocuklar bence bunu görmelisiniz."

Karşılık olarak "Sen oraya nasıl geçtin?" diye haykırdım.

"Orasını boşver. Hepiniz üzerinizdeki ağırlıkları bırakıp dalın. Boşluğu göreceksiniz zaten, oradan geçin ve yüzeye çıkın. Hadi bekliyorum!"

Hepimiz birbirimize boş boş bakınmaya başladık.

Darrel'ın "Hadi!" diye seslenmesiyle ayılıp üzerimizdeki ağırlıklardan kurtulmaya başladık. Çantamı ağacın kenarına bırakıp suyun yanında ayakkabılarımı çıkardım, tam dalmaya hazırlanıyordum ki Aaron beni omuzumdan kavradı.

TutulmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin