13

117 16 9
                                    


Herkese merhaba. Başta yazmanın daha mantıklı olduğuna karar verdim :)

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. <33

 <33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bayan Amber son sözlerinden sonra evden çıkıp gitti. Benim aklım ise hala son sözlerindeydi.

Evet, biliyordum. Bir katil olmak için doğmuştum ancak önüme her seferinde çıkması beni boğuyordu. Sanki her şeyin sonunda kendi kanımda boğulacakmış gibi hissediyordum.

Hiçbir zaman çok iyi bir insan olmamıştım. Her zaman iyiliğe olduğu kadar ve kötülüğe de olan yatkınlığımın farkında olarak yaşamıştım. Nefretimin ve öfkemin beni ele geçirmemesi için uğraşmıştım. Oysaki genlerime bile işlemişti katil olmak için doğduğum.

Babamı yaşattığı tüm saçma sapan olaylara rağmen sevmeye çalışmıştım, onun hayatını bitirebilecek her şeye sahipken kendimi engellemiştim. Şimdi ise her şeyin illüzyon olduğunun bilincindeyken yaşananlar boş geliyordu. Çünkü yalnız bir adamın kafasındakilerden fazlası değildim. Tüm yaşanmışlıklarım aslında bir tiyatro oyunuydu.

Ellerimle yüzümü sıvazladım, sıcaktan bunalarak evden büyük adımlarla dışarı çıktım. Bayan Amber ortalıklarda görünmüyordu. Ava ile geldiğimiz yolları takip ederek süs havuzuna kadar geldim. Etrafa bakındığımda kimsecikler yoktu. Yemek saatinin gelmiş olabileceğinden yemekhaneye gitmeye karar verdim.

İçeriye girdiğimde geniş salon buram buram yemek kokuyordu. Etrafıma sakince bakındım ve cam kenarındaki masaya kurulmuş bizim grubu gördüm. Şaşırtıcı bir şekilde Ava da oradaydı ve kahkahalar atarak Aaron ile konuşuyordu. Tek kaşıma kıkırdayarak kaldırdım. İşte bu ilginçti.

Yemeklerin olduğu kısma geçip günün menüsünü aldım. Masaların arasından dolaşarak tam çocukların yanına gidiyordum ki masadan kalkan ve koridora çıkan kıza hızımı alamayıp çarptım. Neyse ki elimde sulu yemek yoktu. Elimdeki tepsiyi sağımdaki masaya bıraktım aceleyle ve yere düşen kıza elimi uzattım.

Elimi tutmadan öfkeyle kendisi kalktı ve üzerindeki siyah eteği sinir dolu hareketlerle düzeltmeye başladı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ahmak?" diyerek haykırdı. Çıkan yüksek sesten dolayı şimdi herkes bize bakıyordu. Aşırı sinirli hissediyordum ancak olayın da uzamasını istemiyordum.

"Yanlışlıkla oldu, özür dilerim. Hem üzerine yemek falan da dökülmedi."

"Hem suçlu hem güçlü. Sen kendini ne sanıyorsun köylü! Senin giydiğin şeylere benzemez bunlar. Aklını başına devşir."

Sinirden içim içimi yiyordu.

"Kes. Senin gibi biriyle uğraşmayacağım. İnsan gibi özür dileyende kabahat!" dedim kendimi tutamayarak.

TutulmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin