18

77 9 3
                                    


Eğer her sonda hep kendimizle yüzleşeceksek hangi yoldan gitmeyi seçtiğimizin sizce bir önemi var mıdır?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eğer her sonda hep kendimizle yüzleşeceksek hangi yoldan gitmeyi seçtiğimizin sizce bir önemi var mıdır?

*

Michael temkinli bir şekilde odanın hemen arkasında bulunan koridorda ilerlemeye başladı. Arkasında da bir grup halinde biz vardık. Koridora girmeden önce Callum'un diğerlerini bulup gemiye dönmeleri için anlaşmıştık. Koridor çok derindi, yürü yürü bitmiyordu.

O kadar uzundu ki bu sokağa girerken böyle bir yere açılabileceğini kesinlikle hayal edemezdim. Gittikçe karanlık koridor gün ışığıyla dolmaya başladı, büyük bir metal kapının önüne geldik. Kapının arkasındaki yeşil ağaçları ve otları görebiliyordum. Kapıya doğru refleksle bir adım attığımda Michael beni durdu. 

"İlk önce elinizi Lunia tabletinde okutmalısınız. Kapı sizi tanıyacak ve buraya geldiğinizi kayıt altına alacak." dedi büyük taştan sütunu göstererek. 

İlk ben yapmak için adım attığımda Darrel beni engelledi ve taşa elini koydu. Bir anda beklenmeyen bir şekilde taş oyuklaştı ve sıvılaşıp Darrel'ın elinin şeklini alıp parladı, sonra eski haline döndü. Ardından Ava, Kanca ve en sonda ben taşa elimi okuttum. Benim elimi çekmemle birlikte kapı açıldı ve Michael'ın önderliğinde yeşilliklerin arasına daldık. 

Biraz ilerledikten sonra ağaçlar azalmaya, orman görünümü yerini küçük bir kasaba görünümüne bırakmaya başladı. Farkında olmadan "Burası da ne böyle?" diye fısıldadım. Yanımda yürüyen Kanca duymuş olmalı ki daha da dibime girdi. "Burası beyaz cadıların soylu kesiminin yaşadığı kasaba. Onların güvenliği çok önemli olduğu için gizli bir geçitle ancak kasabaya geçebiliyorsun."

"Hmm." diye mırıldandım. Yani halklarından kopuk yaşıyorlardı. Doğal olarak kan cadıları bu kadar belirsiz yaşarken canlarını tehlikeye atmalarını beklemezdim. Biraz ilerledikten sonra insan kalabalığının arasına girmeye başladık. Soylu kesim beklediğimden daha çoktu ve oldukça normal görünüşlülerdi.

Kanca bakışlarımdan ne düşündüğümü çıkarmış gibi konuşmaya başladı. "Onlar beyaz cadılar değil, çalışanlar. Her yıl beyaz cadıların yaşadığı kasabaya girebilmek için yarışmalar düzenlenir ve en beceriklileri seçilerek beyaz cadı soylularının çalışanları, askerleri, öğrencileri olmak için hak kazanırlar."

"Öğrenciler derken burada çocuklarda mı var?" dedim. Kanca tam cevap verecekken Michael konuşmaya başladı. "Bir üst düzey cadı sanatları okulumuz var. Üst düzey çocukları her yıl buluruz ve onları bu kasabaya getirerek bir hayat şansı sunarız. Eğitimleri bittikten sonra burada kalmayı ya da evlerine dönmeyi çocuklar tercih eder, o zamana kadar yetişkin olmuş oluyorlar zaten." dedi. Şimdi Michael'ın yanına geçmiş, onun hizasında yürüyordum.

"Anlıyorum, şimdi bizi nereye götürüyorsun Michael?" dedim gülümseyerek. 

"Kanca'nın isteği üzerine Thomas'ın yanına götürüyorum sizleri. O sizi Baş cadı ile görüştürecek." dedi saygıyla. 

TutulmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin