Bᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ 𝟷𝟻

331 44 33
                                    

Hazal şaşkın şaşkın:

- Ne?

Ardından Maridun arkadaşlarını kurtarıp, onlara geride durmalarını emretti. Sonra dönüp Dihye'ye:

- Ooo? Bakıyordum da tek baş edemiyorsunuz baba, oğul saldırıyorsunuz.

Dihye önce Maridun'a sert bir bakış attı ve ardından Hızır'a baktı.

Hızır'ın da yırtıcı tavırları onun kendinde olmadığının en büyük ispatıydı. Maridun'a kuduz bir yaratık gibi saldırı yapıyor, enerjisi bitmek bilmiyordu.

Hızır'ın her hamlesine karşılık vererek ona ağır darbeler indiren Maridun'da güç konusunda kimseden geri kalmıyordu.

Dihye baktı böyle olamayacak oğluna yardım etmek için fırladı ama Maridun tek hamlede onu da indirdi. İkisiyle hiç zorlamanmadan mücadele eden prensin gücü karşısında Hazal bir yandan ona nefret besliyor, bir yandan hayranlık duyuyordu.

Ağır yaralanmalarına rağmen pes etmeyen baba oğulla mücadele eden Maridun, baktı bu dövüş bitmeyecek Dihye ve Hızır'ı büyüyle yere mühürledi. Onlara:

- Sizden kaçtığımı falan düşünmeyin ama benim bu çocuk oynundan daha önemli işlerim var. - Diyip Hazal'a doğru adımladı.

Attığı her adımda rüzgar daha da şiddetleniyor uğultular yükseliyordu. Bastığı yer onun ayak iziyle alevleniyor küle çevriliyordu.

Işte o an Maridun karnından yaralandı. Elini karnına götürdüğünde sırtından karnını delip geçen büyülü hançer daha da onu yaraladı.

Gözümün önünde sevdiğim adam yaralanıp yere yığıldı ve arkasında acımasız gözlerle bakan Varis belirdi:

- Bu onun işini bitirir.

Önünde diz çöküp, Maridun'un başını kucağıma yatırdım. O hançer sanki kalbime saplanmıştı. Maridun felç olmuş gibi tek bir kelime dahi edemiyor kıpırdayamıyordu bile.

Varis babam ve kardeşimi mühürden  kurtarıp bana doğru koştu. Kolumdan çekerek:

- Kalk! Uzak dur ondan!

Hayat durmuştu sanki...Konuşamıyordum.. beni çekip ondan ayırdı ama ben tepki bile veremiyordum... Neden?...

Varis beni çekip Maridun'dan ayırdıktan sonra babama:

- Bay Dihye bitirin şunun işini.

Babam da ışık hızında Maridun'un işini bitirmek için doğru koştu. İşte tam o anda bir fırtına koptu ve Maridun küle çevrilerek rüzgar eşliğinde havaya savruldu. Ardından onun arkadaşları bilirdi. Henzep:

- Onu öyle kolaylıkla öldürmenize göz yumacağımızı sanıyorsanız demek ki, ne acınası bir durumdasınız. Bu gün bu yaptığınız size pahalıya patlayacak.- dedi ve Gūl la birlikte ortadan kayboldu.

Varis dönüp babamlara:

- İyi misiniz?

Babam:

- Evet. İçeri geçin. Hızır'ı sakinleştirip geliyorum.

Varis kolumdan çekerek beni malikaneye kadar götürdü. İçeri salona girdiğimizde annem gözü yaşlı hemen koşarak hemen bana sarıldı:

- İyimisin kızım? Bir şey olmadı değil mi? Biz dışarı çıkamadık bu durumda sizi daha da tehlikeye sokmuş olurduk...

Varis:

- Bayan Seda beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. Sizin bir yardımınız dokunamazdı zaten. Karşı taraftaki güçlü bir ifritti.

𓆩𝙰𝚜̧𝚔-ı𓆪 𝙻𝚊𝚗𝚎𝚝 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin