Bᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ 𝟹𝟺

212 26 16
                                    

5 saat önce:

Maridun şatoya dönünce Şemharuş padişahla karşılaştı. Padişah yüzünde büyük bir öfkeyle:

- Sen beni çocuk mu sanıyorsun!?

Maridun şaşkınlıkla:

- Anlamadım.

Şemharuş padişah Maridun'un yüzüne sert bir yumruk attı. Maridun yere düşüp kan kan tükürdü. Ardından ayağa kalkıp koluyla ağzını sildi. Sinirle bir anda gözleri sim siyah olarak havalandı:

- Bu ne cüret!- dedi padişaha saldırmak için hazırlanarak.

Padişah:

- Sakın! Bak kardeşinin yaşamasını istiyorsan haraketlerine çeki düzen vereceksin!

Maridun bir anda yere inerek endişeyle:

- Kardeşim mi!?

- Kardeşin elimde!

- Ondan ne istiyorsun!?

- Ondan değil senden! Bilmiyor musun? Yerin kulağı var!- dedi ve yine Maridun'a vurdu.

Maridun çaresizce karşı koymadan:

- Anlamıyorum...

- O melezle yaptığınız planı biliyorum! Aklınca beni mi kandıracaktın!? PİSLİK!

- Kardeşim nerede?

- Kardeşin güvende merak etme! Ama eğer güvende kalmasını istiyorsan Düğün törenlerine şimdi başlayacaksın!- dedi ve ortadan kayboldu.

Maridun o gittikten sonra sinirle şatonun sütununa öyle bir yumruk attı ki koca sütun binlerce parçaya parçalandı. Gūl ve Hanzep Mairdun'un istediği bilekliği yapıp tam ona getirecektiler ki, bu manzarayı görüp korkup geride durdular.

Maridun'un annesi oğlunun yanına gelip:

- Oğlum iyi misin?

- Siz nereye baklyorsunuz anne! Şemharuş kız kardeşimi rehin almış!

- Ne? kaçırmış mı? Kız kardeşin Lietli'yle kendisi gitti.

- Lanet olsun!

- Kara kuzum ne oldu?

- Hiç bir şey hemen evlilik hazırlıklarını tamamlayın.- dedi ve Maridun dışarı çıktı.

Hanzep Gūl'la birlikte onun arkasından gidip:

- Maridun? N'oldu?

Maridun sinirle odada gezeken, olanları arkadaşlarına anlattı. Çaresiz kalan üçlü bu kez gerçekten duvara toslamıştı. Maridun taş mermerlerden hazırlanmış merdivenlerin üst ilk basamağında oturup, parmaklarını bir birne geçirdi:

- Hazal öğrenirse herkesi mahveder....

- Aslında bileklik var- dedi Hanzep.

Maridun:

- Anlamıyorsun...Konu güç değil...Bir kez daha incinmesini istemiyorum.

Gūl:

- Maridun...Vazgeç artık bu sevdadan... Bak bir birinize göre değilsiniz...

- Yapmayın... Beni yalnız bırakın lütfen ...- dedi Maridun düşüncelere dalarak.

Arkadaşları Gūl ve Hanzep Maridun'u bu durumda bırakıp gidemediler bu yüzden sessizce yanında oturdular.

O gün Maridun için zaman su gibi akmış artık düğün töreni başlatılmıştı. Olacaklardan endişe duyarak kalkıp üstünü giyinmek için giden Maridun'u arkadaşı Hanzep durdu. Ardından elindeki bileziği ona vererek:

𓆩𝙰𝚜̧𝚔-ı𓆪 𝙻𝚊𝚗𝚎𝚝 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin