𝟸𝟶 Bᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ

313 35 28
                                    

Salona geçip kolyeyi incelerken annem geldi ve yanıma oturdu:

- Kendini nasıl hissediyorsun.

Bir şey demeyip sadece anneme baktım. Oda derinden iç çekip "hadi gidip yemek yiyelim"- dedi. İşte o an babam içeri girdi. Sanki hiç bir şey olmamış gibi salondan geçerek bir yere doğru gitti. Gözlerimi onun gittiği yöne dikerek:

- Aç değilim anne...

- Neden değilmişsin?- dedi Hızır bir anda ortaya çıkarak.

Kolunu omzuma dolayıp, koltuğa yayıldı. Sonra anneme dönüp:

- Anne senin bu kızın az önce acıktım diye kafamın etini yedi. Şimdi de artislik yapıyor.

Annem gülerek:

- Peki bu trip niye?

- Sen aldırma ona. Hadi annecik, eğer yemek hazırsa hizmetlilerden biriyle yollat yemeği yesin.

- Tamam oğlum. Bu keçiyle bir sen baş edebiliyorsun zaten.

Annem yüzünde tatlı bir gümsemeyle, kalkıp mutfağa gitti. O gidince Hızır'a dönüp:

- Ya ne yapıyorsun!

- Hazal yemek yemelisin. Sırf baban sana öyle yaptı diye kendini cezalandırmamalısın....

Gözlerimi indirip:

- Haklısın...

Çenemden kibarca tutup yüzümü kendine çevirdi. Şaşırmış gözlerle ona bakarken o, yavaşça bana yaklaşıp önce sol sonra, sağ yanağıma hafif bir öpücük kondurdu.

Ne yaptığını anlamaya çalışırken beni öpmek için dudaklarıma yaklaştığını gördüm. O dudaklarıma yaklaştıkca ben arkaya doğru eğiliyordum. Sonunda sırtım koltuğun yumuşacık yastığına değdiğinde anladım ki, bundan fazla kaçacak yerim yoktu.

Fısıltıyla Hızır'ın gözlerine bakarak:

- Hızır ne yapıyorsun? Biz kardeşiz....

Bir anda göz bebekleri büyüyerek:

- Kahretsin unutmuşum! - dedi ve geriye çekildi. Sonrada elini yüzüyle kapattı.

Utanmış ve çaresiz görünüyordu. Bir az da yüzünde pişmanlık vardı. Onun kendini kötü hissetmemesi için kalkıp yeniden oturdum. Kolyeyi ona uzatarak:

- Baksana, bu kolye kim için?

Elini yüzünden çekip bir kolyeye bir de bana baktı:

- Senin için getirdim bunu.

- Neden?

- O taş senin güçlerini almanda sana yardım edecek.

- Nasıl?

- Bak şimdi Serein, Maridun'unun büyüleri çok güçlü ve o büyüleri yalnız kendisi bozabilir ama Maridun'dan güçlü biri varsa oda sensin. Onun büyüsünü sen kendin bozabilirsin. Bu kolyenin yardımıyla gücünü yarın kazanacaksın.

- Yarın?

- Evet.

- Anladım. Peki Dolunay'a ne kadar kaldı?

- Bir gün. Yarından sonra ertesi gece. - dedi yine bana bakarak.

İşte böyle, günün geri kalanında yemek yiyip Hızır'la televizyon izledik. Maridun'da bizi görüp sanki, Hızır'a onu öldürecekmiş gibi bakıyordu. Hızır'ın yakınımda olması onu resmen delirtiyordu.

Gece olunca bile, Maridun uyumak için kendi odama gitememe izin vermemişti ama bu o demek değildi, bu gece bana iyi davranacaktı. Yatağa uzandığın da altıma küçük iğneler dizmiş, uzanıncada o iğneler vücuduma batmıştı.

𓆩𝙰𝚜̧𝚔-ı𓆪 𝙻𝚊𝚗𝚎𝚝 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin