Bᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ 𝟷𝟷

558 56 44
                                    

Sevgiliiiiii sadece sözde olan babacığım arabadan çıkıp, elini pantalonunun cebine soktu. Sonra da gururla yürüyerek bize yaklaştı:

- Esselâmü Âleyküm ( Bana bakarak) Nasılsın kızım?

- İyiyim.

- O zaman, gel bir sarılayım sana, çok özledim. - dedi kollarını açarak.

Bu durum beni bir az şaşırtmış olsa da ona karşılık vererek sarıldım. Normalde bana hep mesafeli davranıyor, pek konuşmazdı benimle. Galiba bu yangın olayı onda ki babalık hissini uyandırmıştı.

Varis'te bir bana, birde annemin kocasına bakıp sonra elini ona doğru uzattı.

- Hayırlı sabahlar efendim.

Annemin kocası Varisin sesini duyunca , ona baktı. Sonra beni kibarca bırakıp Varis'e elinin uzattı.

- Memnun oldum, Varis değil mi?

- Evet. Ama sizinle tanışmaktan asıl ben memnun oldum.

Annemin kocasının bir anda yüzü ciddileşerek. Dönüp bana:

- Hazal arabaya bin!

- Ne?- dedim şaşkın şaşkın.

- Çabuk ol!

Onun dediği gibi arabaya binip bekledim. Neler olup bittiğini çok merak ediyordum. Acaba annemin kocası bir anda aniden neden böyle tepki vermişti.

●●●

Dihye Maridunun yoğun ve çok güçlü olan enerjisini hissetmişti. Bu yüzden kızını hemen arabaya yollamıştı. Bildiğimiz üzere, Dihye kehanet yüzünden kızını cinlerden uzak tutmaya çalışıyor, onun onlarla en ufak bağlantı kurmaması için elinden geleni yapıyordu.

Varis'in elini çok güçlü sıkarak:

- Kimsin sen?

Maridun çok akıllı olduğundan insan vücudunda nasıl davranacağını biliyordu. Doğal olarak Dihye gibi güclü bir cin onun elini sıktığında onun olduğu fani vücut tepki vermeliydi. Bu yüzden canı yanmış gibi yaparak:

- Bay efendi yapıyorsunuz? Elimi ezdiniz.

Hazar:

- Baba ne yapıyorsun?

Dihye Hazar'a dönüp:

- Hazar bunun cin olduğunu biliyormuydun?!

Hazar:

- Hayır baba ama o cin değil insan. Hem cin olsa bana öğrettiklerin sayesinde anlardım. Seni böyle düşündüren şey ne?

- Çok güçlü enerji var. Cinde değil ifrit, hatta galiba prens. Çünkü kraliyet aileleri kadar güçlü.

Maridun şaşkın şaşkın Dihyeye bakıyordu. Dihye zihnini okuyamasın diye gözlerini ondan kaçırıp kendi kendine " Lanet olsun! Melezin babası düşündüğümden daha güçlü çıktı! Ama bu vücudun ruhu içinde olduğu sürece insan vücudunda olduğumu anlayamaz. İyiki bu vücuda girmekle kalmadım onu benimsedim."

Sonra Dihye'ye bakıp:

- Belli ki bir yalnış anlaşılma oldu.

Dihye cebinden bıçak çıkarıp Maridun'un kolunu kendisine doğru kabaca çekti. Sonra bıçağı avucuna yaklaştırıp:

- Bakalım, kanın ne renkte olacak.- dedi ve avcuna bıçakla çizik attı.

Yaralanan avucu yavaştan kızararak kanamaya başladı. Vücut insan olduğu için doğal olarak, kan kırmızı akmaya başladı. Bunu görünce Dihye'nin şüphesi bir az olsun yatıştı. Maridun'un kolunu bırakıp:

𓆩𝙰𝚜̧𝚔-ı𓆪 𝙻𝚊𝚗𝚎𝚝 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin