Bᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ 𝟸𝟻

257 33 18
                                    

- Ne yapacağız şimdi?- dedi Maridun kız kardeşinin yanına oturarak.

Zübea:

- Bir an önce çocuğu sahiblendirmeliyiz. Marina bir müslümanla evlenmeli ve bebek bizim bizim tarafa çekilmeli.

Marina:

- Ben kendimle birlikte çocuğu öldürsem?

Maridun:

- Saçmalama!

Zübea:

- Bu büyük bir günah. Cehennemde yanarsın... başka bir şey düşüneceğiz kızım.

Maridun mırıldanarak:

- Siz ve sizin inançlarınız...

Zübea Maridun'a dönerek:

- Önce gidip Dihye va ailesini getirelim. O çok akıllı bir cin. O yüzden hep ondan nasihat alırım.

Maridun da ayağa kalkıp:

- Tamam. Takip et beni.

Zübea ardından kızına:

- Biz gelene kadar sakın şatodan çıkma!

Maridun Zübea ile birlikte Dihye ve ailesinin olduğu sığınağa gidip onları uyandırdılar. Dihye olanlar için o kadar öfkeliydiki Maridun'u öldürmemek için zor duruyordu. Uzun uzun Zübea herşeyi anlattıktan sonra Dihye artık Maridun'a kin beslemek yerine ailesini kurtardığı için teşekkür bile etmişti.

Gelelim Hazal'a o da Efraimle birlikte tacın ilk parçasını almış, diğer 2 parçayı ve bir elmasın yerini bulmak için uğraşıyorlardı.

Artık sanki roller değişmiş, Maridun iyi Hazal kötü tarafa geçmiçti. Melez "artık kaybedecek neyim kaldı ki" diyerek kendi içinde ki, şeytanı besliyor buda onu kötü biri yapmaya başlıyordu.

Bir taraftan da Maridun taç giyme törenine hazırlanıyor, artık marid cinlerinin kralı olarak vazifesini yapmaya çalışıyordu.

Zübea Dihye ile konuşup, kızını korumak için bir yol bulmayı umuyordu. Seda Hazar'la birlikte ne olur olmaz Zübea'nın şatosuna üstün korumalarla yollanmış en azından ortalık dinene kadar orada kalmaları daha uygun görülmüştür.

Zübea, Maridun'un annesi Dihye ve onun oğlu (gerçek Hızır) ile birlikte Marina'nın başından ayrılmıyorlardı. Zübea bir ileri bir geri giderek:

- Deccal Mihrezin eline geçerse bu son olur. Nasıl koruyacağız....Nasıl kurtaracağız kızımı?

Dihye:

- Dur Zübea telâşlanma. (Marina'ya dönüp) Mihrez hamile olduğunu biliyor mu?

- Hayır...- dedi kız mahcup şekilde.

Dihye:

- Bak bu iyi! Şimdi seni evlendirmemiz gerek ki, çocuğun bi' babası olsun.

Zübea:

- Ama kiminle? Kızımı emanet edecek kadar kimseye güvenemem.

Hızır saatlerce suskunluğun ardından sonunda ağzını açıp konuştu:

- Bana da mı padişahım?

- Tabi ki, sana güveniyorum Hızır. Sen benim elimde büyüdün.

- O zaman bu sorumluluğu benim üstlenmeme izin verin.

Zübea:

- Hayır oğlum, bu çok tehlikeli. Mihrezi karşına alacaksın.

- Sorun değil. Bu güne kadar beni korudunuz. Şimdi sıra benim sizin kızımızı korumamda. Sizden öğendiklerimle son nefesime kadar savaşacağım.

𓆩𝙰𝚜̧𝚔-ı𓆪 𝙻𝚊𝚗𝚎𝚝 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin