Taehyung
Sabahki uyanışım dünün korkusuyla bir irkilme ile meydana geldiğinde lacivert havanın pusunda içeri giren kişiye bakmıştım. Yatağımın kenarında oluşan rüzgar sonucu jimin önümde diz çöktüğünde şişmiş yüzümü hareket dahi ettiremiyordum. Yüzümde gezinen bakışları vakit geçmeden ayaklarımı bulduğunda çözülmüş sargılara bakıp hemen beni uzandırıp ayağımdaki emaneten duran bezleri çözmüştü. Sızı sonucu dişlerimi sıkıp bacağımı kendime çekeceğimde yüzüme bakmıştı. Kırgın gözleri kızmak için çırpınırken acıyla kavruluyordu sadece. Tek bir söz dahi etmeden işine döndüğünde çenemi boynuma eğmiş ne yaptığına bakmaya çalışıyordum. Ayaklarımdaki sızıları hissedebiliyor olsam da bileklerimi tutan ellerini hissedemiyordum maalesef.
Dün gece öğretmenin yanından odama geldiğimde yastığıma kapanıp o kadar büyük bir çığlık atmıştım ki, dün ki boğazımı yırtan çığlık yeniden aklıma geldiğinde ses tellerim acımıştı. Aklımdaki anıyı silmek adına gözlerimi sıkıca kapatıp sağa döndüğümde masamın üzerindeki küçük ucu yırtık ikiye katlı kağıdı görmüştüm. Bileğimi ters şekilde uzatmak zorunda kalmış olsam da kağıdı iki parmağıma sıkıştırıp aldığımda göz mesafeme kaldırarak aralık ucunu açmış ve yazıyı okumuştum.
Jeon Jungkook. Jeon jungkook. Jeon Jungkook. İçimde defalarca tekrar ettiğim kağıda bakarken gördüğüm tek şey dün yaşadığım zihnimden silinmeyen keskin maziydi. Gözlerime değen son bakışları o kadar meftun ve cansızdı ki ellerimin arasında gözkapaklarını kapatıp kirpiklerini sevişim canlanıverdi aklımda. Hiç ses çıkarmamış kabullenmiş bir şekilde avuçlarımda nefes alan bir cesedi sevmiş olsam da yüreğini kaldırmaya yetmeyen nefesleri ile kirpiklerinden yaşlar sızmaya başladığında ağladığımı hatırlıyordum. Moru çoktan benimsemiş dudaklarının çatlamış şişmiş ısırıldığı yerlerden kanların kuruduğu kısımlarına ne çok istemiş bahar güllerini getirip ekmeyi. Yeniden gül kurusuna dönmez miydi? Çiçekleri iyileştiren toprak onun da dudaklarını iyileştirmez miydi? Dudaklarının çevresinden çenesine oradan boynuna inmiş köpüklerin izlerini dilimle ıslattığım parmaklarımla silişim geliyordu aklıma. Yüzüme buruk bir tebessüm çoktan peyda olmuştu. Muhtaç yanakları avuçlarımı doldurduğunda okşamaktan geri durmamıştım.
Saatler bulan gözlerinin kapalılığında ince kapak deride hareket eden gözbebekleri durulduğunda ciğerleri üzerine baskı uygulayan göğsü eskisi gibi kaldırabildiğinde içi çoktan geçmişti. Hırıltılı boğazı gece boyu ağlamaktan inmişti lakin horultular çıkmaya başladığında boğazını daha fazla acıtmaması adına dizlerimin üzerinde sırt üstü bedenini sağa doğru çevirmiştim. En azından horlamaları yüzünden boğazı acımayacaktı. Kafasının yükü dizlerimden indiğinde uyuşmuş bacaklarımı açmak adına hamle yapmıştım ki ayağımdaki acı kendini belli etmişti. Boğazımı zorlayan ince bir inilti dudaklarımdan sıyrıldığında iki elimle ağzımı kapatmış nefesimi dahi ciğerlerime hapsetmiştim. Dizlerimin uyuşukluğunun bir vakit örtmüş olduğu ayıklarımın acısı şimdi güpegündüz açık iken ağrı daha da çoğalmaya başlamıştı. Yanında kalmak ile çıkmak arasında çok ikilemde kalmış olsam da gitmek zorundaydım. Sabah aynı oda da oluşumuzu kimseye açıklayamazdım.
Ayakuçlarıma basarak ilerlemeye çalıştığım oda da elime çarpan her eşyaya muhtaçça tutunup güç alırken yatağının üzerindeki yorganı aşağıya çekip üzerine örtmüştüm. Ayaklarını kapatmak adına aşağıya doğru kaydırdığımda buz gibi ayak parmakları parmaklarıma değmişti. O kadar çok kasılmıştı ki gece boyu vücudu ayak parmakları hala kasıntıyı atamamış içe doğru sıkıca kenetliydi. İki ayağını tek elimle kaldırıp yorganı ayaklarını saracak şekilde dizlerine doğru itmiştim. Kendisini yerde böylece bırakıp gitmek yüreğimi sızlatıyor olsa da ne onu taşıyıp yatağına taşıyacak bir çift sağlam ayağım vardı ne de onu daldığı uykusundan uyandırabilecek vicdansızlığım. Odadan çıkmadan önce son kez yeniden nefes aldığından emin olmak adına yüzüne doğru eğilmiş ve tüm yüzünü birkaç dakika uzunca izlemiştim. Çatılan kaşları alının ortasındaki deriyi öylece kırıştırmış titretiyorken kaşlarını iki yandan usulca dışa doğru çekmiş yüzünü sakin bir hale sokmuştum. Bu sefer üst dudakları dışarı çıktığında oraya dokunmaya cesaret edemeden bakıp odadan çıkmakla yetinmiştim. Sabah ilk işim kendisini yoklamak olacaktı, olur da yeniden bana ihtiyacı olursa diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elmanın Günahı Dudaklarımızda | Taekook
Hayran Kurgu"Benimle yanmanız için size kısa bir süre." "..." "Sigara bittiğinde ömrümde bitmiş olacak."