41.Bölüm

795 33 0
                                    

Merhabalar, yeni bölümümüz geldi. Bekletmeden hemen yazdım 🤍🖤

Vee kitabımız 70K olmuş! Daha iki-üç gün önce 50K iken şimdi 70K olması beni o kadar mutlu ediyor ki 🥰🥰 Hepinize çok teşekkür ederim 🤍🖤

Keyifli okumalar dilerim ✨

🍷

Yiğit Arslan

Efsun'un benden onu o kadına götürmemi istemesinin sebebini biliyordum, bunu istemesinin sebebi gün gibi ortadaydı. Karakteri bana oldukça benzeyen güçlü Efsun'um, o kadınla hesaplaşmak istiyordu. Onun yerinde bir başkası olsa yüksek ihtimalle o kadının bir daha yüzünü bile görmek istemeyeceğinden ötürü attığı mesajı dikkate almaz, es geçerdi. Ama Efsun, tıpkı benim gibi eğer ondan bir yardım isteniyorsa o yardıma olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermek için bile olsa gidip konuşurdu. O kadının yüzüne "Sana yardım etmiyorum, çünkü sen bunu hak edecek bir şey yapmadın." demek isteyeceğini düşünüyordum.

Bana, o kadına yardım edip etmeyeceğine dair tek bir kelime etmemiş olmasına rağmen onun gözlerinden ve yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla annesi olacak o kadınla olan bu buluşması, tamamen bazı şeyleri onun yüzüne çarpmak içindi. Evet, gerçekten de karakteri bana çok benziyordu!

Hastanenin açılışı tamamen bittikten sonra, hastanenin yarın hizmet vermeye başlayacağını herkese duyurmuştum ve sonrasında ise Efsun'un annesinin attığı mesajın hangi konumdan geldiğini bulmak benim için çok da zor olmamıştı. Bu işi hastane açılışında o kalabalığın içinde olan Önder üstlenmişti. Efsun'un telefonunu Önder'e verip onu göndermiştik, şimdi ise Efsun ile arabanın içinde oturmuş, Önder'den gelecek cevabı bekliyorduk. O ne yapıp ne edip teknolojiden anlayan diğer adamlarımla da iletişime geçip bir şekilde telefondan gelen sinyalin tespit edilmesini sağlamış ve on beş dakika içerisinde bize konumu göndermişti. Benim telefonuma attığı konumu görür görmez arabayı çalıştırdım, yol almaya başladık.

Bunun bir tuzak olabileceği ihtimalini düşünmüştüm ancak annesinin ona tuzak kurabilecek kadar güçlü olduğunu düşündüğü adamlarla ortaklık kurma gibi bir şeyi yapabileceğini pek sanmıyordum. Yine de her ihtimale karşı önlemimi alıp arkamdan birkaç arabanın daha gelmesini istemiştim ve arabada hazırda bulunan silahımı da yanıma almıştım.

Efsun'un bu güzel gününde bile canının sıkılması benim canımı da sıkıyordu. Onun adını verdiğim ve yarın kendisinin de çalışmaya başlayacağı o hastanenin açılışında bile mutsuz olmuştu çünkü o kadar zaman sonra annesinden gelen mesaj onu kahretmişti. Geçmişi hatırlamıştı, tahmin edebiliyordum. Gözlerini kapatıp hastanenin bahçesinde öylece dururken gözlerinden süzülen o tek damla göz yaşını görmüştüm ama o kadar küçük bir damlaydı ki hemen kuruyup gitmişti, ağladığını o bile fark etmemişti muhtemelen. 

Onu o haldeyken banka doğru yürütüp sırtını banka yaslamasına yardımcı oldum ve düştüğü geçmiş çukurundan çıkana kadar onun yanında bekledim. Kısa bir süre sonra gözlerini açtığında beni yanında görmek onu şaşırtmıştı ama kendine gelir gelmez direkt "Beni ona götür." demesini de beklemiyordum. Biraz daha sindirip ondan sonra buna karar vereceğini düşünmüştüm ama tez canlıydı işte.

Önder'in gönderdiği konuma ulaştığımızda Efsun'a doğru dönüp "Her ihtimale karşı şimdilik dışarı çıkma, hızlıca etrafı kontrol edip seni almaya geleceğim." dedikten sonra arabanın kapısını sakince açtım. Efsun sadece başını sallamıştı. Arabadan indikten sonra diğer arabalardan benimle eşzamanlı olarak bir bir inen adamlardan birini gözüme kestirdim, bu Can'dı. Can'ı yanıma çağırıp ona Efsun'un yanında durmasını söyledim. Efsun'da da bir silah vardı ve kullanmayı ona öğretmiştim ama en azından yanında güvendiğim biri de olursa daha iyi olurdu ve şuan burada olan adamlarımdan en çok güvendiğim Can'dı.

Tutkunun Pençesinde | +18 (Mafya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin