19.Bölüm

2.4K 75 47
                                    

Merhabalar, yeni bölüme hoş geldiniz. Stokta az bölümüm kaldığı için bu bölümü sezon finali gibi düşünebilirsiniz, iki hafta falan bölüm depolayacağım, bu yüzden bölüm atamayabilirim ya da atarım ama sık atmam, öyle söyleyeyim yani. Uzun bir ara olmaz zaten, merak etmeyin, zaten tatil de geldi, inşallah bol bol yazacağım hikayelerimi. Bir aksilik olmazsa eğer. Keyifli okumalar dilerim.💜

🌙

Gözlerimi araladığımda kendimi onun kollarında bulunca gülümsedim. Sabah olmuştu ve hafif aralık kalan perdeden günışığı içeriye sızıyordu. Hiç çekinmeden yanağına bir öpücük kondurdum ve dudaklarımı kulağına yaklaştırıp "Ben de seni seviyorum." diye fısıldadım. Sanırım uyuyordu, o yüzden duymamış olabilirdi ama olsun, ruhu duymuştur.

Tam yataktan kalkacağım sırada bileğimden tutup beni kendine doğru çekti ve yatağa attı. Üzerime doğru çıkıp gözlerimin içine baktı ve sırıttı.

"Nereye?" Dudaklarımı ısırıp gözlerimi kaçırdım. Ne demek nereye? Allah allah, sana mı soracağım.

"Perdeyi açacaktım," diye mırıldandım. "Hem sen neden uyuyormuş numarası yapıyorsun ki? Ödüm patladı valla." Burnumu öpmesiyle bir kez daha kalbimdeki kelebekler kanat çırptı. Ne kadar çabuk aşık olmuştu ruhlarımız ve bedenlerimiz birbirlerine...

"Benden kaçma," deyip nefesini sıkıntıyla verdi. "Bunu sevmiyorum."

Al işte. Kaçmayayım da ne yapayım be adam? Anladık, beni seviyorsun, ben de seni seviyorum ama içimden bir ses sana güvenmemem gerektiğini söyleyip duruyor. Belki de yalan söylüyor, bilmiyorum ama bu ses benim sana olan mesafemi artırmama sebep oluyor. Ve ne yazık ki bu, istemsizce oluyor.

Tüm bunları sadece içimden düşündüm, yüksek sesle ona hiçbir şey söyleyemedim. Sadece kabul ettiğimi belli edercesine başımı salladım. Üzerimden kalkıp odadan çıktı. Az önce onun sıcaklığıyla sarhoş olmuş bedenim bir kez daha üşütücü bir soğuğa mahkum edilmiş gibi üşümeye başladı. Aldırmadım ve yataktan kalkıp az önce Yiğit'in yüzünden açamadığım perdeyi açtıktan sonra odamdaki lavaboya girdim. Elimi ve yüzümü güzelce yıkayıp aşağı kata indim. Bugün de okulum vardı ama az önce odamdaki saate baktığımda henüz dersimin başlamasına yaklaşık bir saat olduğunu görünce rahat davranmaya başlamıştım.

Yiğit salona geçti, bense Yiğit her ne kadar "Bırak da bari bugün hizmetçi kız hazırlasın." dese de onu dinlemeyip mutfağa geçtim ve kahvaltıyı hazırladım. Birlikte güzel bir kahvaltı ettikten sonra dışarı çıktık, arabaya bindik ve Yiğit arabayı çalıştırdı, her zaman olduğu gibi yol almaya başladık.

Okuluma geldiğimizde tam arabadan inecekken Yiğit'in sesiyle durakladım.

"Bu akşam seni okuldan aldıktan sonra birlikte bir kitapçıya gidip senin şu kitap işini halledelim, akşam da birlikte çalışırız." Bunu deyip bana göz kırptıktan sonra arabadan indi, kapımı açtı, teşekkür edip arabadan indim. Bu adam fazla iyiydi!

Acaba bu iyiliğin altında yatan bir kötülük olabilir mi? Neden olsun ki? Ya da neden olmasın? Of, tamam, kabul ediyorum, aklım karmakarışık. En iyisi fazla düşünmemek ve akışına bırakmak.

Okuldan çıkışta Yiğit söylediği gibi beni alıp kitapçıya götürdü. Birkaç tane kitap seçip bana "Bunlar uygun mu?" diye sorunca kitapların başlıklarına şöyle bir göz gezdirdim ve onaylarcasına başımı salladım. "Peki." diyerek kasaya doğru yöneldi, ben de arkasından gittim.

Kitapların ücretini ödedikten sonra kitapçıdan çıktık ve yeniden arabaya bindik. Arabanın hareket etmesiyle arkamızdaki Yiğit'in adamlarına ait olan araba da hareket etti ve yeniden yol almaya başladık. Kitapçıyla Yiğit'in evi arasında çok fazla bir mesafe olmadığından dolayı kısa sürede eve vardık.

Tutkunun Pençesinde | +18 (Mafya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin