Koşuyordum o kadar hızlı koşuyordum ki nefessiz kaldığımı fark ettim.
Bir yerde durup ellerime dizlerime yaslayıp eğildim ve derin derin nefes almaya başladım.
Hâlâ peşimden geliyorlar mı diyerek arkama baktım.
Evet hâlâ peşimden geliyorlardı ama onlar kimdi?
Beni neden kovalıyorlardı?
Ve daha önemlisi ben neden kaçıyordum?Hiçbir şey hatırlamıyorum o yüzden biraz bekleyip beni kovalayan kişilerin yüzünü seçebileceğim şekilde yaklaşmalarını bekledim.
Annem ve Babamdı ancak ben neden onlardan kaçıyordum?
Onları beklemeye karar verdim.
Geldiklerinde "neler oluyor anne" dedim.
Birden annem kahkaha atmaya başladı.
Sonra birden babam eline nereden geldiğini bilmediğim bıçağı alıp kalbimin ortasına sapladı.Babam kalbime bıçağı saplarken annem hâlâ kahkaha atıyordu.
Ben ise acıyla bağırıyordum.
🙃
"Kızım hadi aç gözlerini geçti"
Bu sesi duyunca aniden gözlerimi açtım annem gecelikleriyle yanımda durup saçımı okşuyordu.
Kabustan dolayı kan ter içinde kalmış derin derin nefes alıyordum.
İlk önce annemi görünce kabusun etkisiyle yerimden sıçramıştım lakin bir kaç saniye sonra kabus gördüğümü idrak edip rahatlamıştım.
Yatakta doğrulup annemin bana uzattığı suyu içtim.
"iyi misin şimdi kızım?" dedi annem.
Başımı sallamakla yetindim ve yatağa geri yattım. Annem başımın üstüne öpücük kondurup yorganı üstüme çekerek odamdan çıktı.O gece gördüğüm kabusu düşünerek uykum kaçmıştı. 1-2 saat yatakta öyle gözlerimi açık bir şekilde yattım.
Güneş doğmaya başlayınca yataktan kalktım.
Kıyafetlerimi çıkartıp sıcak bir duşa girdim. Ne zaman kabus görsem sıcak bir duş iyi gelirdi.
Yarım saate yakın bir süre duşta onaylandıktan sonra duştan çıkıp siyah tişört ile aynı renk bir tayt giydim.
Saçlarımı yukardan dağınık topuz yapıp odamdan çıktım annemgil hala uyuyorlardı normal olarak, çünkü saat daha sabahın 4.30'ydu kendime sert bir kahve yaparak üst kattaki terasa geçtim.
Evimizin manzarasıyla kahvemi içerken telefonumdan şarkı açtım.
Kaç saat oturduğumu bilmiyordum ancak yavaş yavaş trafikteki arabaların seslerini duyunca içeri geçtim. Annem hâlâ odasından çıkmamıştı lakin Zehra abla eve gelmiş ve kahvaltıyı hazırlıyordu.
Zehra ablaya erken kalkmanın enerjisiyle "Günaydınnn" dedim ve yanağından sulu sulu öptüm. Zehra abla sulu sulu öpmemeden nefret ettiği için kıkırdadım.
"Günaydın prensesim"
"Offf Zekra abla ya prenses deme bana sevmiyorum"
"Bende birisinin beni sulu sulu öpmesini sevmiyorum" dedi yapay bir kızgınlıkla
"Aşk olsun Zekra ablacığım bir insan bir insanı sulu sulu öperek ona karşı sevgisini gösterirmiş" derken tamamen bir yerlerimden uyduruyordum.
"Ya öyle mi küçük hanım gel de ben de sana sevgimi gösteriyim bari".elinde ki bıçağı tezgaha bırakıp ban sözünde ellerimi ona doğru uzatarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Prenses:ALÇİN
FantasyBarlik gezegenin yeni doğan varisi Kral ve Kraliçenin kızı kaçırılır. Yıllar boyunca kızlarını arasalarda hiç bir şekilde bulamazlar. En sonunda çareyi bir okul yaptırmakta bulurlar. 18 yıl sonra yapılan bu okulda 18 yaşına girmiş ve girmek üzere ol...