21. Bölüm

902 64 31
                                    


Satır aralarına yorum atmayı unutmayalım lütfen yoksa kitabı.mutsuz sonla bitiririm ona göre. dkkemdme

İyi okumalar



Nutkum tutulmuş bir şekilde Davine bakarken hâla kucağında oturuyordum.

Bu aniden gelen itirafta nereden çıkmıştı?

Benden bir cevap beklerken en sonunda boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım.

"Ben" dedim titreyen sesimle ancak ondan sonra ne diyeceğimi bilemedim. Davin ne yapacağımı bilemediğini anlamış olacak ki gülümsedi.

"2 saattir içiride ne yapıyorsunuz siz?"
Rubah'ın dışarıdan gelen sesiyle sanki bizi görüyormuş gibi kafamı baykuş misali kapıya çevirdim.

Telaşla bu sefer ayağına dolanmamaya dikkat ederek ayağa kalktığımda Davinin ağzının içinde bir şeyler homurdanırken gördüm.

Hızlı adımlarla ben kapıya gidip kapıyı açarken Davin oturduğu koltuktan kalkmaya tenezzül bile etmemişti.

Önüme gelen saçlarımı arkaya atarak kapıyı açtığımda ilk önce önümde kimseyi göremeyince anlık bir duraksadım. Sağıma soluma baktım ancak kimse yoktu.

"Buradayım Lavinya" diyen sesini duyunca kafamı aşağıya eğdim.

Ah tabi ya Rubah çalmıştı kapıyı.

Bu fare gözlü herif insanda akıl mı bırakıyordu.

Ben Rubaha tatlı tatlı gülümserken Davin'in gülüş sesini duydum.

"Efendim Rubah" dedim hala tatlı tatlı gülümserken.

"Siz iki saattir ne yapıyordunuz?" Dediğinde her zamanki ciddi ifadesi ile bir bana bir de arkamda ki Davine bakıyordu.

"Konuşuyorduk" ne var bunda der gibi söylediğim şey ile kaşlarını çatarak bana bakıp

"İki saattir ne konuşuyordunuz?"

Arkamda Davin'in bizi izlediğini bildiğim için yalan söylediğimde yaptığım gibi sol kulağıma dokunarak

"Dersler hakkında konuşuyorduk tilkicik" dedim.

Ona Tilkicik dememe sinirlendiği için kaşlarını daha da çok çatıp "Bana tilkicik deme Lavinya ben sana insancık diyor muyum?" Dediğinde kahkaha attım sonra eğilip onu kucağıma alarak okşamaya başladım.

"Ama tilkicik çok tatlı oluyor" dedim gülümseyerek.

Onu okşamaya başladığım için gözlerini kapatıp kedi misali mırıldanırken "Bence insancık da tatlı olur" dediğinde kıkırdadım.

Arkamı dönüp Davine baktığımda gülümseyerek beni izlediğini gördüm. Bende ister istemez gülümsediğimde bakışları gülümsememe kaydı.

Aklıma gülümserken çirkin olduğum gelince hemen önüme dönüp ayağımla kapıyı kapattım.

Rubahı okşayarak mutfağa girdim. Dolabı açıp bakarken dudaklarımda tatlı bir tebessüm vardı. Rubahı okşamaya bir son verip tek elimle kivili bir pasta dilimi aldım. Dolabın kapağını  dirseğimle kapatıp kendime bir çatalda aldığımda odama doğru ilerledim.

Yatağa Rubahı koyduktan sonra bağdaş kurarak bende oturdum. Kivili pastamdan bir dilim alıp Rubaha
"Şimdi seninle dedikodu yapıcaz" dedim.

Rubah bana ne diyor bu bakışlarından atınca bende ne yapabilirim der gibi omuz silktim.

"Ya Rubah ben bir kadınım farkındaysan ve bazı ihtiyaçlarım var doğal olarak. Dedikodu da bunlardan biri. Ben kiminle yapayım dedikodu ha. Yüsra'nın yanınada gidemem şimdi. Davin ile de yapamayacağına göre"

Kayıp Prenses:ALÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin