08 Kasım 1999

1.2K 5 0
                                    

Dün Serpil' in anne ve babası geldiler. 2 saat kadar evde oturduk. Kahve içtik, sohbet ettik.

Hazırlanmamızı bizi yemeğe çıkaracaklarını, sonra da kendileri otelde kalıp bugün için gideceklerini söylediler.

İkimizde dizlerimizin biraz üzerinde etek giydik. Üzerimize bir bluz ve ceket aldık. Ayaklarımızda ise topuklu ayakkabılar vardı. Abartılı olmayan makyajla tamamladık hazırlığımızı.

Ankara' nın ünlü ve çok lüks bir restoranına gittik. Yemeklerimizi söyledik. Serpil' in babası bir şişe kırmızı şarap söyledi. Yemeğin henüz yarısına gelmemiştik ki şarap bitti ve ikincisi geldi.

Bu arada Serpil' in annesinin adı Şenay, babasının adı Mustafa.

Yemeklerimiz bittiğinde ikinci şarapta bitmiş. Yenisi söylenmişti. Bir ara Serpil ile beraber lavaboya gidip makyajımızı kontrol ettik. Giderken ve masaya dönerken bir çok göz üzerimizde idi. Masaya döndükten sonra sohbet etmeye başladık. Şenay abla, daha fazla içemeyeceğini söyledi. Buna rağmen Mustafa abi 4. şişeyi söyledi. Aslında onun da dili sürçmeye başlamıştı.

Bir ara ayak bileğime bir şey değdiğini hissettim. Eteğimi toparlar gibi yaparak eğilince, Mustafa abinin ayağı olduğunu gördüm. Bacak bacak üstüne atmıştı. Yanlışlıkla olduğunu düşündüm veya farkında olmadığını. Ben de bacak bacak üzerine atmıştım. Bacağımı indirdim. Buna rağmen bir süre sonra diz kapağıma doğru değdi. Sandalyemi biraz geri çektim.

Son şişemizde bitince kalktık. Bizi eve bıraktılar ve gittiler.

Yemekte ki olaydan Serpil' e bahsetmedim. Kasıt olmayabilirdi. Olsa da söylemezdim.

Günlüklerim (Gençlik ve Bekarlık)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin