18 Eylül 1996

3.2K 11 0
                                    


Murat ile ilk kez bugün karşılaşabildim. Heyecandan ne söyleyeceğimi bilemedim ama heyecanlandığımı ona belli etmemeye çalıştım.

Markete gitmiş etrafıma bakınıyor, annemin verdiği ihtiyaç listesini tamamlamaya çalışıyordum. Birden arkamdan bir ses duydum. "Prensesin saçları daha da uzamış, gittikçe güzelleşiyor" diye. Dönüp baktığımda karşımda Murat bana gülümseyerek bakıyordu.

- Aaa Murat merhaba nasılsın? Nerelerdesin?
- İyiyim prenses. Günlerdir misafirlerimiz vardı. Çocuklarını gezdirdim. Sen ne zaman geldin?
- 3-4 gün oldu buradayız
- Bu akşam çıkar mısın dışarı?
- Bilmem ki olabilir :-)
- Çık lütfen...
- Özel bir istek mi bu?
- Hayır. Özel bir teklif :-)
- Mmmmm ne demem gerek sence bu teklife?
- Kesinlikle evet demen gerekli :-)
- Evet dememe sebep olacak bir şey mi var? :-)
- Evet demedikçe bunu öğrenemezsin ama
- Peki o zaman evet :-)
- Saat 8 gibi yine kayalıklarda o zaman?
- Peki :-)

Akşam olmak bilmedi. Duş aldım, vücudumun bazı yerlerinde ki fazlalık tüyleri yok ettim, dişlerimi fırçaladım.

Banyodan sonra sürekli saçlarımı taradım. Belime kadar inen ipek gibi saçlarım var.

Çıkmadan önce en mini şortumu, spor ayakkabılarımı, üzerime de göbeğimi açıkta bırakacak kadar kısa olan tişörtümü giydim. Annem bu kadar hazırlığın sebebini sorduğu zamanda, arkadaşlarla buluşup dolaşacağımızı söyledim.

20.15 gibi kayalıklara gittim. Karanlıktı. Kimse yoktu. Etrafıma bakındım kimseyi göremedim. Tedirgin oldum.

Denize doğru bakıp beklerken arkamdan aniden gelip Murat sarıldı. Bir an korkudan ölecektim.

- Nerede kaldın Murat?
- Ben buradaydım zaten
- Ee neden beni bekletiyorsun o zaman?
- Seni seyretmek için. O kadar güzelsin ki
- Delisin sen -)
- Evet ama sadece sana deliyim :-)

Yüzümü avuçlarının içine alıp öpmeye başladı. Çok iyi biliyor öpüşmeyi... Aldığım zevkten dizlerim titremeye başlamıştı. Nefesim kesiliyordu. Murat dudaklarımı öperken elleri vücudumda geziyor ara ara kalçalarımı avuçluyordu. Ayakta kıvranıyordum. Bende ellerimi onun vücudunda gezdirmeye başladım. Boynu, sırtı, yüzü hatta zaman zaman kalçalarında. Bir ara sağ elimi tutup erkekliğinin üzerine koydu. Öpüşürken orayı okşamaya başladım.

Çok sertti. Dudaklarından zevk inlemeleri dökülüyordu. Benden ise derin derin nefes almalar...

Murat - Pelin diz çök lütfen...
- Neden ki?
- Oramı ağzına almanı istiyorum
- Gerçekten mi?
- Evet lütfen

Diz çöktüm. Murat ayakta, fermuarını çözdü ve bermuda pantolonunu indirdi. Ardından da iç çamaşırını.

Erkekliği tam sertliğinde ve iriydi. Dibinden tuttum. Baş tarafında dilimle bir kaç kez daire çizdim. Sonra yüzüne baktım. Yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Bu çaresiz bakışları hoşuma gitti. Devam etmem için yalvaracaktı neredeyse. Dibinden tuttuğum elimi biraz daha sıktım yüzüne bakarken.

- Pelin yalvarırım devam et
- Neden :-)
- Halimi görmüyor musun?
- Hımmmm ne varmış halinde? :-)
- Lütfen...

Daha fazla eziyet etmek istemedim. Baş tarafını alıp çok yavaş ama kuvvetlice emdim. Sonra dibine kadar indim. Sonra yine yukarı çıkıp bir kaç kez daha emdim. Bu tempoyu bozmadan en az 10 dakika devam ettim. Birden sol bacağı titremeye başladı ve elleriyle başımın arkasından tuttu ve ağzımı doldurmaya başladı. Önce başımı çekmek istedim ama elleri engel oldu. O kadar doluydu ki yutmak zorunda kaldım. Tadı Tolganın kinden çok farklı değildi.

Tamamen bitince çamaşırını ve pantolonunu çekti, beni tutarak yere yatırdı ve dudaklarımdan öpmeye başladı.

Eminim kendi tadını almıştır. Öpmesi sanki biraz evvel yaptıklarım için teşekkür eder gibiydi.

2 saat kadar yerde sarılıp denizi ve yıldızları seyrettik. Fazla konuşmadık.

Sonra Murat sitenin önüne kadar bıraktı. Eve girip duş aldım. Genzimde hala Muratın tadını alıyorum.

Günlüklerim (Gençlik ve Bekarlık)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin