Güneş batmak üzereydi. Neyseki bir kaç geçen kişi haricinde izleyen olmamıştı. Kadir daha fazla Hazar'ın dansına katlanamayacak gibi olduğundan ses çıkarmadan arkasını dönerek sahayı terk etti. Hazar hala dans ediyordu. Kollarımı kavuşturdum. Bir kaç dakika öylece Hazar'ı izledim. Hazar onu izlediğimi fark ettiğinde, yanakları pembeleşti.
"Kadir'in benden çekeceği var." Dedi kıkırdayarak. Yüzündeki su damlacıkları şeklini almış terler akşam güneşinde parlıyordu.
Hazar'dan uzaklaşarak köşeye astığım ceketimi elime aldım. Arkamı döndüm. O esnada biraz ilerideki sulama tankı dikkatimi çekti. İki asker su tankları ile etrafı suluyorlardı. Bu tarafa doğru ani dönüş yaptılar.
Bir anda olanlar oldu. Böyle bir şey beklemiyorduk. Tazyikli suyla Hazar'ı ıslamaya başladılar. Bana su gelmiyordu. Hazar sırılsıklam olduğunda hortumun yönünü değiştirdi. Bir kaç saniye falan sürdü. Su tankının üzerinde iki asker vardı. Daha dikkatli incelediğimde askerlerden birinin Umut olduğunu fark ettim. Yanlışlıkla yapılan bir durum değildi.Hazar soğuktan titremeye başlamış yine de duruşundan ödün vermiyordu. Olduğum yerden hızla hareket ederek ceketimi titreyen kadının sırtına örttüm. Tenini örten ceket Hazar'ı şaşırtsada, titremesi biraz düzene girmişti. İnsanların içinde hep saklanıyordu. Şimdi de öyle olmuştu. Çaresizliği gün yüzündeyken savunmasızdı. Hazar'ın belinin arkasına destek vererek sahanın çıkışına doğru yürümeye başladık. Sahada bakışlar eşliğinde yürüdük. Bu bakışlarda merak vardı, intikam vardı. Sahadan çıktıktığımızda sanki Hazar'ı biri uyandırmış gibiydi. Kendini benden kurtardı.
"Bırak öldüreceğim hepsini."
Sesi sert çıkmıştı. Şaşırma sırası bana geçmişti. Kıpırdamadan sakince Hazar'ı izledim. Biraz gözleri kapalı duruyor. Sinirlerini yatıştırmak ister gibiydi. Aniden gözlerini açarak ceketi omuzlarından attı. Kibarlık mı, şu halde kesinlikle onu düşünmek istemiyordu. Hareketleneceği sırada kollarından yakaladım, bedenini yere mıhladım.
"İkilinin kafasını koparmak istiyor gibi bakıyorsun. "Dedim. Amacım dikkatini dağıtmaktı.
"Hissettiğim gibi bakıyorum o halde. Umut'u da o yanında ki yardakçısını da geberteceğim. " Gözlerini bir an olsun ayırmadı yüzümden. Nefesi çeneme çarparken, göğsü hızlı hızlı inip kalkıyordu.
"Sakin ol." Sesim oldukça otoriterdi. "Askeriyedeyiz. Sinan Yarbay'a söz verdin."
Arkasına dönerek yürümeye başladı. Eğilerek ceketimi yerden aldım. Yapılan her şeyin bir bedeli vardı, peki yaptıklarının ne kadarını ödemeye hazırdılar?
"Vakti var.." Kendi kendine söyleniyordu.
Ne kadar yürüdüğümüzü kestiremiyordum. Ses çıkarmadan arkasından takip ediyordum.
Etrafına bakındığımda, sahanın eski yıkık dökük binalarından uzaklaştığımızı fark ettim. Bir anda durdu, Hazar'a çarpmamak için oldukça çaba sarfettim. Yüzünü bana döndü."Daha ne kadar beni takip edeceksin, kimseyi öldürmeyeceğim.?" Öldürmeyeceğim kelimesini bastıra bastıra söylemişti.
Dudağımın kenarı muzipçe kıvrıldı, "Seni eve bırakana kadar." Ceketimi tekrar omuzlarına koydum.
"Kendi başımın çaresini bakabilirim.
" kedi gibi mırıldandı.Kafamı aşağı yukarı salladım."Pekiala bakabilirsin. Sadece emin olmam lazım." Elim enseme gitti.
Hazar dudaklarını aralamıştı ki çalan telefonuyla ekrana bir süre baktı, gördüğünden memnun olmamışça açıp kulağına götürdü. Karşı tarafın söylediklerini duyamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaşmalı Koruma
ChickLitİki hayat tek hikaye... Koruyanlar neden hep erkek olur? Bu sefer koruma bir KADIN(!) . . . Havucu bana uzattı. "İster misin?" Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Havuç sevmem." Bir ısırık aldı havuçtan. Söylediğimi umursuyor gibi değildi. "Hadi gidel...