Bölüm XXXIIII: Bunlar aşk izi
"Kalp kırılma sesi çok sessizdir. Bu yüzden olsa bu kadar geç fark edilmesi."
.
.
.
Kendime poligon odasına gitmemek için yüz tane neden saydım, ama içimdeki merak ve Hazar'ın gözlerine yenik düşmüştüm. Odanın kapısından çıktığımda, adımlarımın beni istemsizce poligon odasına götürdüğünü fark ettim. Zihnimde hâlâ gitmemek için bahaneler sıralanırken, vücudum çoktan kararını vermişti. Gerginlik ve heyecanla dolu koridorlardan geçerken, kalbimin hızla attığını hissediyordum. Artık geri dönmek için çok geçti; içimdeki o kıskançlık hissiyle içeri girdim.
Ömer Faruk ve Hazar, ciddiyetle atışlarını yapıyordu. Silah sesleri odada yankılanarak kulaklarımda çınladı. İkisi de beş el ateş ettikten sonra, hedeflerine doğru yürüyerek atışlarını kontrol ettiler. Ömer Faruk, Hazar'ın hedef kağıdına baktığında yüzünde şaşkınlık belirdi. Her bir kurşun deliği neredeyse mükemmel bir şekilde merkezde toplanmıştı.
"Sen, nasıl..." dedi Ömer Faruk, gözleri kocaman açılmıştı. Kelimeleri tamamlarken sesi hayretle titriyordu. Hazar'ın yüzünde acı bir gülümseme belirdi.
"Herkesin bir geçmişi var." dedi.
Ömer Faruk'un şaşkınlığı karşısında, Hazar'ın kendinden emin duruşu ve soğukkanlılığı daha da belirginleşti.
Hazar, poligonun bir köşesinde Ömer Faruk'la sohbet ederken, ses tonunda derin bir ciddiyet vardı. "Keskin nişancı eğitimini aldığım günler, hayatımın en kötü dönemiymiş. Sadece ben bilmiyormuşum. Her atışta nefesimi tutar, gözlerimi kırpmadan hedefe odaklanırdım. Öyle ya en iyisi ben olacaktım. O anlarda dünya benim için sadece... Bilmiyorum... Elimde çok fazla masum insanın kanı var."
Ömer Faruk, Hazar'ın yüzündeki ciddiyeti ve gözlerindeki geçmişin izlerini görerek, bir an sessiz kaldı. Ardından, ortamı biraz hafifletmek için gülümsedi.
"Demek ki, bir tür cehennem içerisindesin. Benim gibi.. " Hazar'ın dilini çözmüş gibiydi. Hemen konuyu değiştirdi.
Hazar, Ömer Faruk'un esprisine bir an duraksayıp ardından gülmeye başladı. "Tüyolar mı? Sana mı? Rekorunu kıramadığım tek sniper sensin. 2440 metreden nasıl yapabiliyorsun anlamıyorum. Senin bana tüyo vermen gerekiyor."
"2442 metre lütfen. Belki, ama seni kıvrandırmak eğlenceli olabilir." dedi Ömer Faruk, gözlerinde bir parıltıyla.
Hazar, sahte olduğu belli olan şaşkınlık ifadesiyle başını salladı. "2 metre daha mı fazlaaa... Beni zorlamakla sen zararlı çıkarsın."
"Senin atışın kaç metre?" diye sordu Ömer Faruk, alaycı bir gülümsemeyle.
"Afgan Operasyonu 2007," dedi Ömer Faruk, hayretle. "O operasyondaki sen miymişsin, benimde aklımda hep ufak adam olarak kaldın. Bana söylediğin cümle hayatımı değiştirdi. " Dedi Ömer Faruk.
İkili birbirine bakarak aynı cümleyi tekrarladılar.
"Görme mesafesi olunca tek yapman ölümü ya da öldürmeyi sessizce beklemek."
"Görme mesafesi olunca tek yapman ölümü ya da öldürmeyi sessizce beklemek."
Hazar'ın gözlerinde hafif bir parıltı belirdi, ama yüzündeki ifade değişmedi. "Evet, o bendim. O operasyon, hayatımın dönüm noktalarından biriydi. En uzak mesafeden yapılan atış rekorunu kırdım, sen bir daha kırana kadar... ama o günler, yaşadıklarımın izleri hâlâ bende."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaşmalı Koruma
ChickLitİki hayat tek hikaye... Koruyanlar neden hep erkek olur? Bu sefer koruma bir KADIN(!) . . . Havucu bana uzattı. "İster misin?" Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Havuç sevmem." Bir ısırık aldı havuçtan. Söylediğimi umursuyor gibi değildi. "Hadi gidel...