Bölüm 8 -Vahşi Ada-

29 11 31
                                    

Her yalnızılık ardında koca bir kalabalık barındırır. Her yalnızlık bir araya gelmiş bağları yitirmekle ve bazen, nadirende olsa doğmakla başlar.

Doğduğum zaman bizim dünyamızın düzenini devam ettirmekle görevlendirilen soyumdan öğrendim her şeyi. Nasıl hayat sürdüklerini, nasıl düzeni bozmadan yaşadıklarını fakat o an beklenmeyen bir şey oldu.

Belial'i gördüm. Karşı karşıya geldiğimiz ilk an anne ve babam vardı yanımda. Onun da babası duruyordu yanında. Çok heyebetlilerdi. Boyu çok uzundu ve saçları siyah bir şekilde beyaz tenine dökülüyordu.

Yanında biri daha vardı. Adını hiçbir zaman bana söylemedi.  Res diye seslenmelerini istiyordu. Ben de öyle yaptım.

Res şu an karşımdaydı. 

"Aftiel neden buradasın?" Dediğinde yutkundum

"Res uzun hikaye ama sen nasıl... uzun zamandır kayıptın?" Başını salladı. 

"Buraya gelmiştim." Dudaklarımı yaladım.

"Neden?" Diye sordum anlam veremeyerek. 

"Öyle olması gerekti diyelim sorun bu değil sen burada yapamazsın ki." Dediğinde başımı salladım ve dudak büzdüm.

"Belki Dünya'dan döndükten sonra dayanıklılığım artmıştır." Omuz kaldırdı.

"İhtimaller hep var zaten, sorun olmayan yüzdesi." Diye mırıldandı. Derin bir nefes aldım. Olmayan yüzdeleri için yaşamamış mıydık zaten bunca şeyi? Aldığım nefes dudaklarımdan döküldü.

"Senin çıkmana yardım edeceğim." Başım ona döndü. Hücresine yaklaştım.

"Saçmalama!" Diye fısıltıyla bağırdım. O da bana yaklaştı.

"Saçmalamıyorum sana Belial bir kez daha zarar verirken bu defa izlemeyeceğim." Gözlerine baktım.

"Ne gelir elimizden?" Dediğimde yavaşça hareketlendi.

"Tekrar et benden sonra." Başımı salladım. "Gözlerini kapat, ben söyleyene dek bekle." Diye devam etti.

"Ego cum amissa anima. Vado cum illo ad quaerendum sensum huius mundi"
(Kayıp ruhun yanındayım. Onunla birlikte aramaya çıkıyorum bu dünyanın anlamını)

Dudaklarım yavaşça heceledi. Bir hava akımı hissettim iki yanımda. Gözlerim kapalı kalmaya devam etti.

Hareketlenme son buldu.

"Aç." Dediğinde yavaşça gözlerimi açtım.

Olduğum yer dengemi bozdu. Burası Belial'den ilk kaçıp saklandığım yerdi.

"Burası olmaz." Bana döndü. "Burası olmaz, hayır." Yaklaşmaya çalıştı ama geri çıktım.

"Bir kez buldu. Yine bulur. Burası olmaz." Derin bir nefes aldı. "Bulamaz. Hatırlamıyor seninle ilgili her şeyi unuttu, dedin ya böyle." Diyerek bana baktı başımı yine iki yana doğru salladım.

"Hayır hatırlıyor yavaş yavaş. Hatırlayacak yine." Diye fısıldadım.

"Nasıl yani?" Dediğinde gözlerim doldu.

"Duydun işte, bir kaç güne her şeyi hatırlayacak." Saçlarını geri doğru itti.

"Çok saçma ona yapılanı biliyorum seni tamamen sildiler geri gelemeyecek şekilde, nasıl olur?" Diye sorunca dudak büzdüm.

"Buradan gidelim." Dediğimde iç çekti.

"Şu an gidemeyiz Aftiel. Buraya geldiğim zaman kullandığım güç burada kalma zorunluluğu kılıyor. Benimle birlikte burada ufak bir parça bulman lazım." Yutkundum. "Yoksa burada kalırsın." Başımı salladım.

AFTİELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin