4. Bölüm

258 23 15
                                    

JEONGİN'DEN

Etrafa bakarak okulun bahçesine çıkmıştım. Dikkatli adımlar atıyor ve o adamların yine beni yakalamasın diye saklanarak  gidiyordum.

Çitleri de geçtiğimde içime su serpilmişçe derince nefes vermiştim. Tam o sırada o ucube karşıma çıkmıştı. Karşıma dikilmiş yine o dalgacı gülüşünü sunmuştu bana.

"neden gizlice gidiyorsun küçük prens? Ah yoksa benden kaçmaya mı çalışıyorsun?"

Demişti dalgayla gözlerini büyüterek. Dün gitmeme izin vermişti. Şimdi ise geri gelmişti. Benimle oyun oynuyordu ve ben bu oyunu sevmemiştim.

"bak kırılıyorum ama kaçma benden"

Demişti yine dalga geçercesine.

"kaçmama izin vermiştin. Şimdi yine neden geldin...?"

Demiştim titrek sesimle. Aynı zamanda gözümden bir damla yaş akmıştı. Korkuyordum. Hayatım söz konusuydu ve bu çocuk resmen hayatım ile oyun oynuyordu.

"sen benden korkuyor musun bebeğim?"

Diyerek eli ile omzumu tutmuştu. Yüzünde üzülmüş bir tavır vardı. Ama üzüldüğünden değildi işte. Sırf taşak geçmek içindi.

"bak güzelim. Sana zarar vermeyeceğim. Sana hayatının şansını sunacağım. Hadi ama korkma bu kadar"

Demişti kaşlarını eğerek. Daha sonra yanıma geçmiş ve kolunu omzuma atmıştı.

"gel bakalım küçük prens. Daha rahat konuşabileceğimiz bir yere getireceğim seni."

._.

"nasıl beğendin mi?"

Demişti piç sırıtışı ile. O gün kaçtığım depoya getirmişti beni. O gün inceleme fırsatı bulamadığım depoya bir defa daha göz atmıştım.

Bir sürü silah ve yaralayıcı alet vardı. Yerlerde kurumuş kan lekeleri bulunuyordu fakat hiçbir malzemede kan bulunmuyordu. Malzemelere özen gösterildiği açıkça ortadaydı. Ayrıca odanın kokusu kan ile kaplıydı.

"geç otur bakalım"

Diyerek deponun ortasına koyduğu iki sandalyeden birine oturmuştu. Yavaş adımlarla gidip işaret ettiği yere oturmuştum. Bütün odağımı ona vermiştim.

"uzatmayacağım küçük prens. Benim için çalışacaksın. Ha reddetmek istersen..."

Diyerek yine o günkü gibi silahı ile çenesini kaşımıştı. Bu haraketten ölesiye nefret etmiştim o an. Bu nasıl anlaşmaydı böyle.

"be... Ben yapabileceğimden emin değilim. Bu konularda becerim yoktur."

Demiştim titreyen sesimle. Nalet olsun korktuğum o kadar aşikardı ki.

"bir şey bildiğim için seni istiyorumdur belki hmm?"

Demiş ve ayağa kalkıp oturduğum sandalyenin karşısına geçmişti. Daha sonra eğilmiş ve silahı ile çenemi tutup kafamı yukarı kaldırmamı sağlamıştı.

Mensonge // Hyunin (Düzleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin