9. BÖLÜM

204 16 3
                                    

JEONGİN'DEN

Daha saat  07.55 iken zilimin çalmasıyla uyanmıştım. Kapıdaki kişiye kısa bir sövüp (bakın cidden kısa) yataktan kalkmıştım.

"Allah belanızı versin. Sizin ben soyunuzu sopunuzu sülalenizi sikiyim. Sabahın körü amına koyayım ya sabahın körü. Saat daha 7 ne derdiniz vardı da geldiniz amınıza koyduklarım"

Söverek kapıyı açtığımda bulanık görünen etraf ile gözlerimi ovuştururken sormuştum.

"sen kimsin ve ne oldu?"

Gözlerimi ovuşturmayı bitirdikten sonra adama odaklanmış fakat yine bulanık görmüştüm. Birazdan düzeleceği umudu ile gözlerimi boşverip adamı dinlemeye koyulmuştum.

"efendim chan bey sizi getirmemizi istedi. Planladığınız saatte depoda olmadığınız için de sizi öldüreceğini iletmemi istemişti."

Bir an bizim hyunjin için yaptığımız kurtarma planı için chan hyung ile malzeme alacağımız gelmişti aklıma. Ona kesin saatte geleceğime söz vermiştim. O da bana bana tonlarca kez unutmamam için uyarı yapmıştı.

Gözlerimi kocaman açmış ve hızlıca telefonu çıkartıp zaten daha deminden baktığım ama korkuyla unuttuğum saatte tekrar bakmıştım.

07.59 yazısı ile kafamdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Hızlıca kapıyı korumaların üstüne kapaltıp koşarak giyinmeye gitmiştim. Tabi bu sırada korumalara beklemelerini söylemeyi de ihmal etmemiştim.

._.

Deponun kapısından kafamı uzatıp chan hyung orda mı diye bakmıştım. Leron'u görmem ile büyük bir oh çekmiş ve içeri girmiştim.

Tekrardan ne olur ne olmaz diye depoyu kontrol ederken bir elin omzuma değmesi ile azımdan sessizce bir küfür savurmuştum.

"siktir..."

Gelen el ile yavaşça arkama dönünce chan hyung'u görmem ile mahçupça gülümsemiştim. Karşılık olarak o da bana gülümsediğinde sıçışımın imzasını bu gülüş ile önceden verdiğini anlamıştım.

"selam hyung..."

"selam jeongin"

Demişti tehditkarla. Ihı diye mal gibi tekrar gülünce bu sefer o konuşmuştu.

"saat kaç jeongin?"

"ha?"

"saat diyorum? Hani böyle çalıyor falan? Sana zamanı hatırlatıyor falan?"

Dediğinde sertçe yutkunmuştum.

"ha şeyyy o mu?"

"ha şey o"

Demişti. Dudağımı ısrmış ve uyduracağım yalanı düşünmeye başlamıştım.

"bak hyung şimdi ne oldu biliyor musun ben tam kalkıcakken be-"

"jeongin boş yapma"

Dediğinde hemen kabullenmiş ve başımı tamam anlamında kaldırmıştım.

"şimdi sana ne yapacağımı biliyor musun?"

Mensonge // Hyunin (Düzleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin