17. Bölüm

127 17 12
                                    

JEONGİN'DEN

"neden merak ediyorsun leron'u?"

Demiş ve tek kaşını kaldırıp sorar gözlerle cevap beklemişti.

Bu kişi leron'du.

"sa-sadece öylesine sormuştum"

Demiştim bir anlık refleksle. Ayrıca kekelemiştim. Hay ben böyle kafaya ya.

"öylesine ha?"

Demişti chan karşımdan. Gözlerimi sıkıca kapatmış ve dua etmiştim. Allahım hyunjin duyarsa sıçarım lütfen kütük gibi uyusun ve leron'u benim yanımda görmesin.

" özellikle seçtiğin kişileri öylesine merak ettiğini bilmiyordum"

Demiş ve yanıma adımlayıp dibime oturmuştu. Hani bu çocuk bana gıcık oluyordu aq.

"benden nefret ediyorsun sanıyordum. Ayrıca testini geçtiğimi de bilmiyordum"

Demiştim yaptı saçma teste yönelik. Yüzünü yüzme yaklaştırmış ve neredeyse burunlarımızın santimle değmeyecek kadar boşluk bırakmıştı.

"testimi geçtiğin için sevgimi kazandın güzelim"

Güzelim!? Sen kamera şakası falan mısın aq. Alın bunu burdan lütfen.

Yavaşça kafamı geri çekmiş ve mahcupça gülümsemiştim.

"yok canım ben almayayım"

Demiş ve ayağa kalkmıştım. Ayağa kalkmam ile telefona odaklanan chan de bana bakmıştı.

"eve gideceğim siz bir şey olursa ararsınız gelirim ben"

Demiş ve üst kattaki merdivene yönelmiştim.

"çıkış kapısının üst katta olduğunu Bilmiyordum! "

Demişti neden üst katta çıktığımı kast ederek leron. Sesini duymam için bağırdığı için olduğum yerde kalmış ve küçük bir açıklama yapmıştım.

"telefonum yukarıda kaldı"

Demiş ve üst katta adımlamıştım.

Adımlarım hyunjin in odasını bulunca hafifçe gülümsemiştim. Çok tatlı yatıyordu. Gel gör ki bir mafya bile arada sırada tatlı olabiliyor, hatta size aşık bile olabiliyordu. Hyunjin'i tanıyana kadar kötü insanların duygularının olmadığını düşünürdüm hep. Ne kadar emin olmasam da Hyunjin'in duyguları vardı. Seviyor mu kullanıyor mu bilmiyorum fakat tek bir şey biliyorum. Nefret etmiyor.

Yavaş adımlarla Hyunjin'in uyandırmamak adına parmak ucunda yürüyerek yanına gitmiştim. Yavaşça yanağına öpücük kondurmuştum. Gülümsemiştim o an. Uyanamamıştı. Uykusundayken gülümsemişti. Hissetmiş ve mutlu olmuştu. Bu tatlılığına hafifçe gülmüş ve telefonumu komidinden alıp son kez Hyunjin'in yüzüne bakmıştım. Yine tekrarda hafifçe gülmüş ve aşağı kata inmiştim.

Tam çıkış kapısını açacakken birden kapı kendi kendine açılmıştı. Refleks olarak korkmuş ve birkaç adım geri gitmiştim.

Minho'nun yanında bir kız vardı ve minho hyunjin diyerek bağırıyordu.

"ne bağırıyorsun minho?"

Diyerek gelmişti chan. Kapıdaki kızı görmesi ile telefonu elinden düşmüş ve diğer eli ile kocaman açtığı azını kapatmıştı. Minho koşarak Hyunjin'in odasına gitmişti.

Daha sonra leron gelmiş ve kocaman gülümsemişti. Daha sonra bana bakmış ve kulağıma doğru eğmiş ve konuşmuştu.

"bu kıza iyi bak jeong. Düşmanın olacak"

Demiş ve geri çekmişti kafasını.

Anlamaz bakışlar atmıştım ona. Sadece gülüyordu.

Daha sona minho Hyunjin'i çekiştirerek getirmişti. Hyunjin uykulu gözler ile ilk başta kızı fark etmemiş ve ayakta uyumaya başlamıştı daha sonra minho onu dürtmüş ve kızı görmüştü. Hyunjin kızı görmesi ile dona kalmıştı.

Daha sonra hızlıca kıza koşmuş ve kızı öpmüştü. Yanağından değil dudağından öpmüştü kızı.

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü resmen. Sevdiğim ve yattığım adam şu anda önümde bir kızı öpüyor ve ben hiçbir bok yapamıyordum.

Gözlerimin dolduğunu hissetmiştim o an. Daha sonra yanaklarımda bir ıslaklık hissetmiştim. Titremeye başlamıştım daha sonra.

Ellerim ve bacaklarım titriyordu. Gözlerimi çekmeden sadece öpüşen hyunjin ve kıza bakıyordum. Kolumda hissettiğim el ile hafifçe kafamı o tarafa çevirmiştim. Chan ağladığımı fark etmiş ve direk yanıma gelmişti. Dayanamamış ve gözlerimin kapandığını hissetmiştim. Son duyduğum şeyler adımın sayıklanmasıydı. Fakat bir şey daha hatırlıyordum. Düşerken Hyunjin'in ve o kızın hala öpüştüğünü hatırlıyorum.

Beni öptüğü gibi öpüyordu o kızı. Oyuncak sevmezdi hyunjin. Beni bir oyuncak olarak dahi görmemişti. Duygusuz değil demiştim ya hani. Duygusuz değildi. Beni kullanmıştı.

Kullanman sorun değildi sevgilim. Kullanmayacağını söyleyip, söz verip, kullanmandı sorun. Sevmiştim seni. Kimsem yokken sevgilim, kurtarmıştın beni. Madem kullanıcaktın neden yardım ettin sevgilim. Neden öyle baktın? Neden öyle güldün? neden öyle öptün? Neyse sevgilim. Sorun değil. Kullanılmak için varım sanırım. Sonuçta yara bantları işleri bittikten sonra atılan bir şeydir.

._.

YAZAMIYORUM AĞLIYCAM

Mensonge // Hyunin (Düzleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin