26. Bölüm

121 13 107
                                    

JEONGİN'DEN

saat sabahın 5'iydi. Bu evden kaçmaya karar verdiğim için ilk işim telefonumu bulmak olacaktı. Fakat hyunjin'in telefonumu nereye koyduğunu bilmiyordum. Üstüne üstlük telefonum bu evde mi ondan bile şüpeliydim.

Hyunjin olarak düşünmüştüm kendimi. O beyinsiz olsam telefonu nereye koyardım? Diye düşündüğümde aklıma hemen geçenki gibi dolaba koyduğu çanta gelmişti. O çantayı da saklıyordu fakat gayet kolay bir yere koymuştu. Kesinlikle telefonumu da dolaba koymuş olmalıydı.

Sessiz adımlarla gitmiş ve odasının kapısını açmıştım. Gördüğüm manzara boğazımı yakmıştı. Larin ve hyunjin sarılıyorlar ve yakınlardı.

Derince nefes vermiş ve işime odaklanmak için kafamı sallamıştım. Daha sonra yine sessiz bir şekilde dolaba adımlamıştım. Dolabın kapağını açarken gelen gırcırtı sesi ile sessizce küfür savurmuştum.

"siktir!"

Yataktan duyduğum ses ile hemen eğilmiştim. Biraz beklemiştim fakat kimse uyanmamıştı. Büyük ihtimalle biri yatakta dönmüştü.

Tekrar ayağa kalkmış ve dolabı karıştırmaya başlamıştım. Gördüğüm kasa ise dudağımı dişlemiştim. Sikeyim ne bu kasanın şifresi.

Yine kendimi hyunjin'in yerine koymuş ve düşünmüştüm. Ama sadece egolu olduğu gelmişti aklıma. Ve sonra doğum tarihi. Doğum tarihini şifre yapacak kadar salak değildir umarım diyecekken doğum tarihini girmiştim ve kasa açılmıştı.

"salak!"

Demiştim sessizce. Kasaya baktığımda yüklü miktarda para ve telefonum vardı. Telefonu görmem ile küçük bir sevinç yaşamıştım.

"yes be!"

Biraz fazla bağırdığım için uyanıp uyanmadıklarına baktığımda hala kütük gibi uyuyorlardı.

Hızlıca telefonu almıştım ve tam kasayı kapatacakken aklıma parayı da almak gelmişti. Fakat bu çalmak olmaz mıydı?

Hadi ama onun için bedavaya çalıştım tabi ki bir karşılığı olmalıydı sonunçta onun için ölümü göze almış ve vurulmuştum.

Paraları almış ve hyunjin'e dönüp konuşmuştum.

"bu da çalışmamın karşılığı"

Diyerek parayı göstermiştim. Daha sonra kasayı kapatmış ve üstünü kıyafetler ile örtüp hızlıca odadan çıkmıştım.

Hızlıca odamın balkonuna gitmiş ve leron'u aramıştım. Tek sığınabileceğim kişi oydu şu an.

"efendim"

Demişti uykulu sesiyle. Büyük ihtimalle uykulu olduğu için kim aradığına bakmadan açmıştı.

"benim leron. Jeongin"

Dediğimde birkaç hışırtı sesi duymuştum. Büyük ihtimalle heyecanla yatakta dikleşmiş ve biraz ayılmayı denemişti.

"efendim jeongin? Önemli bir şey mi oldu? Sen iyi misin?"

Dediğinde hafifçe gülmüştüm. Tatlıydı. Ayrıca beni çok fazla düşünüyordu. İlk günkü leron dan eser yoktu. Demekki insanlar zaman içerisinde değişebilirmiş. Hem iyi anlamda (leron) hem kötü anlamda (hyunjin).

Mensonge // Hyunin (Düzleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin