Merabayınnn~
Ay ay yirmilere gelmişizzz ^_^Bazen kafamdakileri yazıya dökerken tam istediğim gibi olmayabiliyor. Gidişatı değiştirebiliyorum, anlatmaya çalıştığımı ifade edemiyorum gibi gibi şeyler oluyor. Umarım onlar çok bozmuyordur T-T
Neyseeee umarım beğenirsiniz iyi okumalaarrr~
❄️
Tanıdık olan şey güvenlidir, huzurludur çoğu zaman.
Hele ki tanımadığın, bilmediğin bir ortamdayken tanıdık olan senin için bir kaçış yolu, bir kurtarıcıdır.
Bu tanıdık şey bazen bir yer, bazen bir ortam, bir eşya, bir ses, bir koku, bir duygu, bir insan olabilir.
Hayatınızda bulunduğunuz duruma bağlı olarak değişir bunlar.Benim için bu güvenli alan çoğu zaman işim ve evimdi. Ama maalesef bir süredir bunlardan oldukça uzaktım. Artık ne kendi evim güvenli geliyordu ne de işim.
İş yerimde saldırıya uğradım, evimde saldırıya uğradım; bunlar beni asla güvende hissettirmeyen şeylerdi.Yıllarca diken üstünde yaşadığım için kendimi çabucak adapte edebilmiştim bu duruma ama bu durumun tanıdıklığı güvenli bir tanıdıklık değildi. Bu tanıdıklık sadece yaşanmamasını dilediğin anıların gün yüzüne çıkmasına, yenice dinginleştirebildiğin panik atakların tekrar başlamasına sebep oluyordu.
Arka plana attığım, görmezden gelmeye çalıştığım birçok düşünceyle güne başlamıştım yine.
Çoğu zaman baş ağrısına sebep olan bu düşünceler benim için bilinçaltı denilen sonsuz okyanusun en dibinde kalmalı ve asla gün yüzüne çıkmamalıydı. Ne var ki hafıza denilen dalgıç ise bu tarz şeyleri bulup hatırlatma peşindeydi her zaman için.
Bu yüzden yattığım yerden tavanı izleyerek ayılmaya çalışıyordum sanırım.Alarmın çalmasıyla saatler öncesinden uyanmış olmanın huysuzluğuyla kapatıp yataktan zorla çıktım.
Bu huysuz ve memnuniyetsiz ruh halime rağmen heyecanlıydım. Uzun bir aradan sonra tekrar çalışabilecektim.
Ama bu heyecanın yanında beni stres eden bir şey varsa o da yeni bir ortamda Ali ile birlikte çalışmaktı.Anlam veremediğim bir şekilde şu sıralar biraz değişik davranıyordu. Tavırları, bana karşı olan bakışları değişmişti bunu görebiliyordum.
Ama neden olduğunu anlayamıyordum.
Bir ay önce bu sadece anlaşmalı evlilik diye kavga ederken şimdi benim için bir şeyler yapıyor, benimle ilgileniyordu?
Ama neden?Kafamda bu gibi sorular yine dönüp dururken üzerime giydiğim siyah uzun bol kumaş pantolunumu düzelttim. Üzerime beyaz bir gömlek giyip gömleği pantolonun içine soktum. Gömleğin kollarını katlarken makyaj masama doğru ilerledim.
Gözlerimi öne çıkartacak hafif bir makyaj yaptım. Saçlarımı da yukarıdan sıkı bir at kuyruğu yaptım.
Üzerime siyah blazer ceketimi ve ayakkabılarımı da giyince hazırdım.
Bir sonbahar gününde şirkete gitmek için gayet uygun bir kıyafetti bence.Kahvaltı faslını es geçerek Ali ile arabasına binip yola koyulduk.
İlk başta sessiz geçen yolculuğu o bozdu.
"Heyecanlı mısın?"
Onaylar anlamda mırıltılar çıkarttım.
"Biraz."
Yandan bir bakış atıp gülümsedi.
"Canını sıkacak bir şey söyleyen olursa bana söyle."
Kafamı salladım sadece. Ona bakmamaya çalışarak cama çevirdim kafamı.
Şirkette ne ile karşılaşacak olduğumu az buçuk tahmin edebiliyordum. Bu bir miktar gerilmeme sebep olsa da umursamamaya çalıştım.Çok uzun sürmeyen bir yolculuğun ardından şirkete geldik. Derin bir nefes alıp Ali ile beraber arabadan inip ilerlemeye başladık. Ben hafifçe nükseden bir stresle mücadele ederken Ali sakindi. Eli yine her zamanki gibi belimdeydi. Bana destek olduğunu hissettiriyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zemheri
Teen FictionKar kış, kıyamet. Her yer soğuk. Kar fırtınası devam ederken az ileride küçük bir ışık kaynağı dikkatimi çekti. Yavaşça ona doğru adım atmaya başladım. Ben ona yaklaştıkça ben küçülüyordum o ise büyüyordu. Her yer soğuk ve karlıyken onun olduğu yer...