Merabayınnnn~
Bu bölüm de yazar ağzından olsun didimmm 🌚İyi okumalaaarrr~
~yazardan~
"Papatya teyze!"
Küçük kızın kendine seslenmesiyle merakla ona döndü Ahu hanım.
Ona papatya teyze mi demişti o?
O da nerden çıkmıştı?
"Anneme niye papatya teyze diyorsun?"
Yalçın'ın huysuz bir sesle sorduğu soruyla aklına gelenler sözcüklere dökülmüş oldu."Çünkü büyük amca ona papatyam diyoy!" dedi işaret parmağıyla onu göstererek.
Yalçın ile hiç anlaşamıyordu ama her gün onun yanına gidip Özgür Ali gelene kadar onunla oynamak için peşinde geziyordu.
"Sana niden papatyam diyoy? Sen papatya mısın?"
Küçük Elif Aden'in çipil çipil ela gözlerini kırpıştırarak sorduğu soruyla sıcak bir gülümseme yayıldı kadının yüzüne.
Hemen dizinin dibinde ona merakla bakan kızı kucaklayıp dizine oturttu.
"Büyük amca, yani Erdem, benim kocam. Benim böyle sapsarı saçlarım, yemyeşil gözlerim var diye bana papatyam der o." diye açıkladı."Ama senin gözleyin sayı diil ki! Papatya sayı beyaz oluy."
Anlam veremeyerek sorduğu soruya küçük bir kahkaha attı Ahu hanım.
"Biliyorum, ama o öyle söylüyor. Ben de seviyorum öyle demesini."
Küçük kız kafasını sallayıp düşüncelere daldı. Bir yandan da minik ayaklarını sallayarak Ahu hanımın dizinde oturmaya devam ediyordu.
"Biliyoy musun, benim babam da anneme Yayenim deydi."
Bir anda söylediği şeyle Ahu hanımın bir an için kalbi durdu sandı.
Ne kadar da acıydı!
Ne kadar da zordu!
Böyle tatlı, melek gibi bir çocuğu, kendi evladını terk etmek...
Nasıl böyle vicdansız olabilirdi bir insan?!Ahu hanım mahzun bir gülümseme ile küçük kızın şakağından öptü.
Bir şey diyemedi.
Küçücük kıza ne diyecekti ki?
"Sen niye babanla değilsin?"
Oğlu Yalçın yine düşünmeden konuşuyordu.
Evet, o da çocuktu. Ama bu dizindeki melekten yaşça büyüktü. Ve ne diyorsa ona olan kıskançlığından diyordu. Bunun farkındaydı Ahu hanım.
"Babam seni payka götüyücem dedi. Soyna biy süyü çocukla oynamam için çocuklayın oyun yeyine bıyaktı beni. Gelip alıcak."
Elif Aden'in kendinden emin çıkan sesiyle söylediği şeyler Ahu hanımın içini burktu.Ah güzel gözlü yavrum, dedi kendi kendine.
Nasıl da kıymış, kandırmış seni..."Umarım hemen gelir alır seni."
Yalçın yine huysuz bir şekilde konuşunca Ahu hanım derin bir nefes verdi.
Bu çocuğun şu kızla derdi neydi?!
"Hemen gelip alsa bile geliyim ki ben!"
Elif Aden hemen ona çıkışarak konuştu.
"Niye gelecekmişsin?! Gelme!"
"Geliyim! Hem ben sana gelmem! Ali'ye geliyim! Papatya teyzeye geliyim! Atlas'a geliyim!"
Elif Aden minik burnunu uzatarak Yalçın'ı sinirlendirmek için konuşurken Ahu hanım onlara belli etmeden kıkırdadı.
Bu küçük cadı, oğlunun söylediklerini umursamayıp, üstüne onunla sürekli didişiyordu."Bana gelmeyecek misin kız cadı?"
Arkalarından gelen sesle üçü de o yöne döndü. Erdem bey gelmiş, kapıdan gülerek onlara bakıyordu.
Elif Aden gülümseyerek Ahu hanımın dizinden atlayıp Erdem beye doğru koştu.
"Tamam üjülme, sana da geleyim." diyerek adamın bacağına sarıldı.
Erdem bey bu dediğine gülüp kızı kollarının altından tutup kucakladı.
"Hoppa!"
Kız kıkırdayarak minik kollarını adamın boynuna doladı.
Üç erkekten sonra bir kızı olmuştu evet, ama bu küçük kızın ayrı bir tadı vardı onun için!
Küçük kızı yanağından suluca öpüp indirdi geri. Yanına gelen güzel karısına döndü.
Ne kadar süredir evli olurlarsa olsunlar, ne kadar çocukları olursa olsun, bu kadına olan aşkı dinmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zemheri
Fiksi RemajaKar kış, kıyamet. Her yer soğuk. Kar fırtınası devam ederken az ileride küçük bir ışık kaynağı dikkatimi çekti. Yavaşça ona doğru adım atmaya başladım. Ben ona yaklaştıkça ben küçülüyordum o ise büyüyordu. Her yer soğuk ve karlıyken onun olduğu yer...