Sığınaktan dışarı çıktılar. Evlerin arasından geçip kasaba meydanına doğru ilerlediler. Kalabalığın sesi eskiden olan her Allah'ın saatinde kasabalılar dışarıda olurdu, şimdi ise sadece gündüz vakitleri haricinde sokak sessizliğe bölündü. Renksiz rengi soğumuş evlerin arasından geçti, hanlarda bile kahkaha sesleri duyulurdu, ozanların neşeli şarkıları ortamı neşelendirir ve tüm yorgun gezgin misafirlerin eğlendiği meyhaneler şimdi yoktu. Yine aynı hanın önünde geçmek zorunda kaldılar ama neyse ki ortalıkta gölgenin izi olmadığını sevinen iki dostu pencereden dışarıya izleyen gölge odadan çıkıp iki arkadaşı takip etmeyi başladı gözüne şüpheli göründü, üst üste başları kapalı pelerinli gezginleri görmeye başlamıştı.
Liana bir anlık arkasını bakma gayretinde bulunmuş gölgenin peşlerinde olduğu kanısına varınca " And ayrılma vakti ahırın nerede olduğunu biliyor musun önümden kalabalığın içinden oraya uğraş ben arkandan gelirim"
" Tamam dikkatli ol! Liana." Andrea'nın iyi niyetini görüp gülümsedi Liana.
Liana ondan ayrılıp gölgeyi peşine taktığını görüp dediğini yaptı. Önden gidip kalabalığın içine karışıp onların arkalarından ilerleyip ahıra doğru uzaklaşmıştı. Rahat nefes aldı sonunda Liana'yı bekleyecekti ahırın kapısında durmuştu ki telsizden Liana'nın sesini duydu " And sen vardıysan ahıra gelmeyim, şu gölgeyle oyunlar oynamaya başladım peşime bırakması için."
Andrea telsizin düğmesini basıp " Ahırın önündeyim seni bekliyorum ama gelemeyeceksen yolumu devam edeyim."
Liana soluk soluk kalmış nefesiyle " Tamam benim görevim burada son buluyor, gerisi sana kaldı and."
" Tamam " deyip düğmeyi basılı parmağını çekip kemerini taktı. Derin bir nefes alarak ahırın kapısını itip içeriye seslendi " Ahırcı burada mısın"
" Geliyorum" diyen sesini duyup gülümseyip beklemişti.
Ahırcı pelerinli Andrea tanımamıştı ne istediğini sormuştu. Andrea " Bir at istiyordum kanunsuzların atlarından bir tane !"
" Ancak kanunsuzlar o atları sahip olabilir gezgin adam."
Andrea anlayışlı davrandı. sebebinin farkında olacağı için o yüzden mührü ahırcıya gösterip şapkasını çıkarmış kendini tanıttı.
Andrea seni buralarda göremediğim için mazur gör."
" Sorun değil ahırcı farkındaydım, en sonunda bir adım atmam gerektiğini düşündüm."
" Tamam sana buranın kanunsuzların atlarından getiriyorum."
" Çabuk ol! ahırcı az vaktim var." ahırcı emri algılamış hay hay demişti. Kanunsuzlar için eğitilmiş atlardan birini getirmiş vermişti.
Andrea gülümsemişti üzengiyi basıp eyere oturup uzun süre ata binmemiş gibi hissetti hatta karargaha gitmeye baya olmuştu. Yolu hatırlayabilecek miyim. Emin değildi yutkundu. Sezgilerini ve hafızasını güvenecekti.
Telsizden anons gelmişti ustası tarafından yolu bulabilmesi için nereye bakacağını söyler gibi konuşuyordu. Ormana vardığında, Alex'in dediği gibi ürpertici ve kasvetli bir havası olduğunu gördüğü gibi şahit oldu.
Yerde dökülmüş kurumuş ağaç dalları ve yaprakların sesinin çatlama sesleri arkasını baktırdı. Kuru ağaçlara damlayan damlaların bıraktığı sesle, buradan o kadar çabuk çıkmak isteğini bastırarak Canon'un yön tarifiyle biraz daha hızlandı. Ormanın sakinliğini kanmıştı ki bulutların birbirine bağırma sesiyle yerinden zıpladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL - Gölge 1
FantasiKüçük prenses olduğu zamanlarda teyzesinin kıskançlık yüzünden her şeyini kaybeden Alexxa( Aleksa). Kendini bir mağaranın içinde kanunsuz olarak bulur. Küçük bir hafıza kaybı sebebiyle anılarını kaybeder, kimliğini ve hakkı olan her şeyi elinden al...