↓²³✅

58 29 99
                                    


Alex bir şeyi fark etmişti. Böyle işaretledi ama hepsi farklı bir boyutta oldukları acaba orada bir kapı var mıdır diye merak etti. " Sanırım bir şeyi yanlış anladık dostum ilk anıtlığa gidelim orada bir geçit kapısı olmalı herkesin kendi bölgesi olmalı bu ıssız yerde kim hükümet kurar ki ?"
Yanlış tarafta bakmak gibi değil mi
Alex gülerek başını salladı. Aynen der gibi ilk anıtlığı olacak işaretli yere doğru pusula yardımıyla ulaşacak.
Kuzeye doğru yol aldılar anıtlığa giden yolda her yer yeşillik yapraklar anıtlığı kapatmıştı giriş kapısını.
Anıtlığı bulmuştu sonunda ama yeşillikler sütunları kapattığı için anıtlık olup olmadığını bile göremiyordu. Sütun taşları daha yaklaştı attan inip sarmaşıkları kenara çekti.
Zorlanıyordu çekmekten öyle sertleşmişti ki sonunda elle çekmeye pes etti. Geriye gidip gölgeyi kınından çıkarıp alevi yaktı.
" infaz yapalım biraz yakalım. " dedi işaretli olan kolunu açıp kılıcı o eline alıp dik tuttu. İçinde akan alevi hissetti kolundan işarete doğru akan sıcaklığı kapı açmıştı. İşaretle kılıç bir oldu ağaç, köklerini saldı. Alex gözlerini açtığında göz bebekleri kıvılcım çarparak alev aldı.
Kılıcı yana alıp gülümseyip alakona geri çekilmesini emretti. Koşar adımlarla sarmaşıkları aleviyle kesip kül etti. Hepsini anıtlığı temizledi. Hiçbir sarmaşık belirtisi bırakmadı aleviyle her yere yıkıp geçmişti. Alex kılıcını kınına koydu, sarmaşığa doğru ilerledi.
Anıtlığın kapısını aradı, ölü sarmaşığı kenara çekip kapıyı açacak boşluğu eliyle arayıp taradı. Bir ümitle kalkıştı ve eli galip bir şeye denk gelmişti.
"Sanırım bulduk alakon" dedi Alex. Alex duvarı boşluktan tutup kendine doğru güçle zorlanarak sert taş duvarı kenara çekerek açtı.
Alex Alakona bakış attı ve önden içeriye aşağıya doğru merdivenlerden indi. Alex karanlık ortamda kılıcının aleviyle yolunu aydınlattı. Alakon onun arkasında takip etmişti, sonu bitmek bilmeyen merdivenlerden dört lordun taş heykelini görene kadar indi.
Durdular, uçurumdu ucu uzun bir köprünün ortasında taştan yapılma bir mimari masa duruyordu üstünde anlaşılmayacak bir dilde yazılmış yazıları uzaktan fark edebiliyordu gözüyle kenarlarda dört lord bir şey fark etti iki küçük lordun heykelini fark etti. Alex kitapta okuduğu kısmı hatırladı bir varmış bir yokmuş hesabıyla bir şey olmuştu onlara ama ne olduğu bilinmiyordu ve neden kayboldukları hakkında fikirleri yoktu.
Alexin burnuna pis kokular geldi bunun içinde kesin beklenmedik bir kötünün ortaya çıkmış olacağını hissetti içinde. Alex yavaş adımlarla kırılmaya yüz tutmuş taş köprünün üstünde ilerlemişti Alakona yavaşlattı ve durdu daha da yakından görebiliyordu taş heykelleri.
Lordların atası olan kehanet lordunu ismi okunmuyordu dürbünle baksa bile ismi silinmişti ama diğerlerini okuyabiliyordu.
Işık lordunun ismi Ahter saflığı temsil eden lord olarak bilindiğini yazıyordu görünüşü taştandı ama nasıl birini benzediğini çok net gördü. Elleri birleştirmişti çevresinde beyaz iplikler tozlanmıştı ve alnında ışığın sembolü kıvrak ye işareti vardı onun yanındaki lord ise zırh giymiş olduğunu fark etti Alex kara lord olduğunu anlamıştı ismini baktı Dauglas onun yanındakinin heykeli yarısına kadar yıkılmıştı ama altta yazan yazıya dikkat etti. Gölge lordu mu dedi aralarında ne geçmiş olabilir ki ona sormak istemişti ama o da kendisi gibi hafızası silikti. Alex rahat bir nefes alarak diğer iki lordun isimlerini baktı ama onlarda silinmişti. Ama ne lordu oldukları çok belliydi birinin elinde kuş tutuyordu diğerinin elinde bitki bunlar doğanın lordları olduğu açıktı. Alex dikkatli şekilde mimari duran masaya doğru ilerleyip yazılanları anlamaya çalışmıştı bir kısmını çözmüştü ama pek net yapamadı.
Nasıl açılacağını bulmaya çalıştı masanın her yerine didik didik aradı bir sırrı olmalı açılması için ki eli yanlışlıkla bir düğmeye basmıştı ve aşağıya doğru uçurumun dibinde ne olacağı belli olmayan boşluğa doğru gidiyordu. Alex neyin bekleyeceğini bilmek istemediği için kılıcını çıkarıp karşı duvara saplayıp çantadan hızla bağlanmış olan halatı atın beline dolayıp duvara tutunarak dengede kalmayı çalıştı. Atın ağırlığı aşağıya doğru çekiyor Alex dayanmaya çalışmıştı.
Ortağından bir istek istedi çantasından görev sırasında aldığı fenerlerin neye benzediğini anlatıp açıp yakmasını söyledi.
Gölge nasıl açılacağını bilmeden duvarı çarptı ve parlak ışık gözünü kör edip aşağıya düşürdü " Affedersin Alex "
" Zaten aşağıya atacaktık dipte ne olduğunu görelim diye " demişti ve uzunca giden boşlukta gür bir ses duyuldu. Sonu varmış ama bir iki kilometre kadar olduğunu hesaplamıştı. İlk alakonu dikkatle indirip yere toynak sesleri duyulana kadar ipi gevşetti aşağıya doğru itti ve basma sesleri duyup ipi elinden sarıp kılıcı duvardan çekip aşağıya doğru çekildi.
Uzunca saf karanlıktan sonra Alakonun kişneme sesini duydu ve hazırlandı.
Yakınına doğru geliyordu Alakonu fark etti Alakon Alex'i gördü düştüğü yerde durdu.
Alex fark etmişti ama Alakon'un yanına dizlerini kırmış yere dokunur vaziyette doğrulup Alakon'a baktı.
" biliyorum benim için yaptın ama gerek yok."
Seni rahat ettirmek bu kadar mı zor Alex
Alex Alakon'un sitemini gülüp yoluna baktı.
" sence gölge ilk senden mi başlayalım yoksa teker teker gidip bir daha uğraşmak yerine zorunda kalmamak için tüm lordların gizemini çözelim ne dersin "
Kararı gölge ortağına bırakmıştı. Sonuçta onun geldiği doğduğu yerdi anıtlık ya da hatırlamak onun hakkındaydı.
Kapıdan geçmeden biraz bekledi sonra diğer lordları merak eden ortağına bakış atınca ilk durağı olan ışık kentini orada çıkıp oraya hükümet kuran gökyüzünün ışığı olan ışık kulesine rota olarak belirledi.
Eğer ben lord isem ablalarım abilerim varmış bir ailem.
Alex " Sen aileni buldum benim ailem var mı onu bilmiyorum " dedi kapıdan hüzünle geçti gökyüzündeki adaya doğru geçitten ilk adımını attı.
Uçan gemileri olan hala yaşayan ışık kenti olduğunu bilmiyordu.
Yaşatmayı bilmiş olduklarını inanamadı.
" ben daha eskimiş düşünürdüm" dedi sonra gölge ormanı da aynı canlılığı sahip olduğu soyundan gelenleri hatırladı ki birden karşılarına dev bir dağa çıktı.
Alex kitapta gördüğü muhafızı hatırladı.
" ışığın anka kuşu buranın güvenliğini sağlıyor ." demişti
Telsiz burada çektiği için aramadığı haberi şimdi alıyordu. " Alex biri Alvin'i burada olduğunu cadıyı söylemiş her taraftan gölgesizler didik didik arıyor "
Kim söylemiş olabilir ki ya da nereden duymuş olabilirler bilmiyordu.
" Karl prensesten haber geldi mi "
" Alex arama emrini prenses duymuş bana kuşla haber verdi nöbete çıkayım dedim her yerde gölgesiz ordusu "
Alex küfür edecekti veya lanet edecekti gerçekleştiği olayların sebebiyle.
Karşısında dev dağ yıkılmayı başlamıştı. Kanatlarını açan kuşa dikkat kesildi. Tüyleri o kadar parlak ve temizdi ki hayran kalmıştı.
Asil gibiydi.
Alex telsizde sonra konuşalım diyerek kapatıp kuşun güzelliğini baka kaldı. Alakon dürttü Alex kendini gelip kuşa bakarak iç benliğini kuşa gösterdi. Bir yerde okumuştu ışığın anka kuşu içimizi bakar okur diye.
Işığın anka kuşu Alext'e ışığı görmüştü, Alex'e yaklaştı gagasını Alex'e uzattı. Alex ne olduğunu kavramaya çalıştı.
Gözlerini korkarak açtı Alex. Gagasını eline değdirdi, Alex gözlerini açtı, kuşun gagası avucunun içini huylandırdı elini kaşımak istemişti ama yapmadı kuşun başını okşadı tüylerini sevip gülümseyip kabul ettiğini anlamıştı. Işığın anka kuşu kanatlarını açarak havalandı. Alex anka kuşunun kanatların arkasında koruduğu kenti gözler önüne serilmişti hayran kaldı. Alakon Alex'i hayal aleminden çekip ayrılmıştı ki Alex kendine geldi. Yoluna baktı Alakon'un tüylerini sevip yürüdü, yürüttü.
" bence biz kaybolmadan önce temsilcisi kralı bulup ondan izin alıp ışık lordunun geçmişi öğrenelim" dedi şu an nerede olduğunu derken ışık muhafızları Alex'e zorluk olmuştu.
Yabancı olduğunu biliyordu ama buraya geçici süre gelmişti.
Tuhaf içinde sürekli bir yere kapılacağı dair bir his gelmişti.
Parmaklıların arkasında kapatıldı.
Alex seslendi ışık muhafıza " Beni yabancı olarak gördünüz anlıyorum ama turist gibi düşünün o bile ki anka kuşu içimdeki iyiliği gördü görmese girmemi izin vermezdi "
Işık muhafızı birden " koruyucu muhafız yaşlandı artık ki bir yabancıyı içeri aldı "
Alex sinirden gülmemek için dilini ısırdı.
" bakın benim amacım kralla konuşup bir konuda yardım ve izin almak "
Muhafız birden ona döndü " Ne konuda kralı söylerim"
" hayır bu konu kralla aramda olacak beni kralı götürün "
" O öyle olmuyor kızım kraldan özel izin almamız lazım mahkumu serbest bırakmak için "
Alex güldü. Alex mahkum değildi turist bir vatandaştı.
" Krala şey deyin ben bir gölge vatandaşını tutuklandım. Herhalde ışık lordunun kardeşi soyundan gelen vatandaşı tutukladığınızı duyarsa ne olur bilin bakalım "
" sana nasıl inanalım ki kandırıyor olabilirsin " Alex ha sesini çıkararak ağaç olan bileğini açarak muhafızı gösterdi " Beni vatandaşı olarak gördüler orada kaldım eğitim gördüm ve beni ailede saydılar "
Muhafız Alex'in bileğindeki ağaç işaretini baktı sahte mi gerçek olduğunu anlamak için parmağını ıslatıp bileğindeki işareti silmeye kalktı Alex'in midesi kalktı bileğinde temiz mi kirli olmadığı birinin ağzından çıkma parmağı bileğinde hissettiği için midesi bulandı.
" sanırım doğru söylüyorsun sen gölge halkı vatandaşısın ama unuttun gölge lordu kardeşlerine ihanet ettiği için lordluk vazifesinden alındı "
Alex sinirlenmeye başladı " Alınmış olabilir atılmışta ama bunu doğru olup olmadığını bilemezsin ayrıca kardeşlik ten atıldı o hala lord bunu hiçbiri değiştiremez sende bizde. Kehanet lordu anneleri lord olarak seçti o hala lord " demişti.
Muhafız duymamazlıktan gelmişti " Buraya kalıcı olarak gelmedim bir şeyi bakıp gideceğim o yüzden kralla görüşmemi sağlayın bak izin isteyerek bakacağımı söyledim " dedi ama muhafız sessizce kapıda görevde tutuyordu.
Alex tükmüğü kolundan silip attı bileğini örtüp öylece oturdu. Alakona baktı iç çekip pencerenin dışarısına bakıp muhafıza derdini anlatmaya devam etti boş duvara konuşuyormuş gibi hissetti.
" benim amacım dört lordun geçmişini bulmak ve ortağım olan gölgenin kim olduğunu öğrenmek ne olduğunu. Kitaplarda beş lord olduğu yazıyordu ha.
İhanet yapan tek gölge değil ışığın bir kardeşi daha var kara lord gölgeden daha çok ihanet yaptı ailesini "
Işık muhafızı " kara lord ne yapmış olabilir ki? "
İlgisini çektiğini sevinmişti. " Beyaz adadan geldim ben kanunsuz tarikatın güney cephesinin lideriyim. Beyaz ada eskisi gibi değil. Kraliçe kardeşini öldürdü beyaz adaya cadı ve ona bağlı olan kara lord hükmediyor. Gölge lordun ne yaptığını bilmiyorum ama ihanet yarışması yapmak istiyorsan yap ama ihaneti uğratan kara lorddan başkası değil "
Muhafız duydukları karşısında ağzı açık kalmıştı.
" o yüzden kralla görüşmemi izin verin işimi halledip sizi rahatsız etmeden gideyim dört lordluğu gelmek için zahmet ettim yoruldum "
Muhafız en sonunda kralla görüşeceğini söyleyip boşta kalan arkadaşlardan kralın yanına gidip misafir kabul edip etmediğini söylemesini emretti.
" bana söylediklerini ışık kralını anlat seni dinler "
Alex sevinmişti kısa süreli hapis hayatından kurtulduğunu derken saraydan gelen muhafız kralın meşgul olduğunu burada bir gün daha misafir edeceklerini söylemişti.
Neyse bir gündür bir gündür deyip eyere bağladığı çantasından acıktığı için gıda çıkarıyordu muhafız elinde kılıcı tam çekecekti ki Alex elindeki gösterip " uzun yoldan geldik açıktık siz vermiyorsunuz diye yolculuk için aldık " dedi alakon için elmayı yere koymuştu elmaları doya doya midesini attı.
Alex ise soğuk sandviçin poşetini açıp midesini indirirken muhafız " Nasıl buraya geldin peki "
Alex yutkundu çantadan su makarasını çıkarıp bir iki yudum içip yutkundu.
" terk edilmiş çölde bir iki gün geçirdik sonra sütun köprüde geçip anıtlığı vardık orayı temizlemeyi unutmadık sarmaşıklardan içini girdiğimizde mimari duran herhalde lordların masasını yanlışlıkla bir yere dokunduktan sonra buraya vardık "
"Lordluk ve burası başka boyut nasıl ve kaç gün demek istedim "
" adada bir geçit tasarladılar gölgeler biz o geçitten yarar sağlıyoruz "
" Beyaz ada beyaz kraliçenin hüküm sürdüğü ayrıca ışık lordunun halifesini olduğu ada olur "
Alex başını salladı bunu zaten biliyordu. Karnını doyurduktan sonra biraz kestirmek istemişti alakon yere oturmuş Alex Alakon'un karnına başını koymuştu eyeri kenara alıp biraz kestirdi.

KIZIL - Gölge 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin