↓²²✅

55 27 99
                                    

Koca bir hiçlikte ilerlediler arada durup ayakları yanarak soluklandı. Alex ayağına sokacak bir su istemişti, şişede su kalmamıştı, bitmişti ve yolları daha vardı.
" Alakon bu kimsesiz çölden çıktığımızda sütunlara geldiğimizde yanımı almayacağım seni, sen burada duracaksın seni neden yanımı aldıysam." demişti Üstüme bin işe yaramış olayım
Alakon alınmıştı. Alex yelesini okşamak istedi Alakon alındığını yana giderek okşamasını müsaade etmedi.
" Tamam önce ben çıkıyım arkamdan ipi bağlayıp seni çekeyim olur mu?"
Alakon olur anlamlı kişneyince Alex kıkır kıkır gülmüştü, karşıda vaha gördü sevinip oraya koştu Alakon Alex'in beklediği tehlikeyi fark etti. Uyarmaya çalıştı kişnedi ama Alex oralı olmamıştı.
Vahanın yakınına gidip yüzünü su görünümlü kumla yıkayıp kıyafetlerini çıkarıp giyecekti ki yüzünün yandığını gördüğü rüyadan uyanıp gerçekliğe döndüğünde kapanan kapıları Alakon'un kişneyip ona doğru koştuğunu fark etti Eliyle durdurup yüzündeki ve ağzına aldığı kumu temizleyip tükürüp dev solucanın midesine gittiğini anında anlayıp eline kılıcını uzatıp kınından çıkarıp solucanın diline saplayıp acı içinde bağırdığı an ağzından dışarıya doğru atlayarak çıktığında solucanın devasa boyuyla karşı karşıya kaldığını idrak etmişti.
Alakon, Alex'in yanına gelip dikkatsiz olman benim suçum değil seni uyardım
" Suyumuz kalmadı birde yanıyoruz serap görmem benim suçum değil değil mi neyse karşımıza bir solucan ailesi var." demişti atına siper almıştı.
Yükünü ata yükleyip savaşmak için boşta kalınca gözüne kestirdiği bir çöl solucanına dikmiş yeni aldığı tabancayı eline alarak gölgeyi mermiye dönüştürüp solucana tutup tetiğe çektiğinde acı içinde şaha kalktığını fırsat bilerek solucana doğru koşarak üstüne sıçrayıp solucanı biçti tek tek solucanları biçti arada hasar almıştı dişlerine maruz kaldığında ama dayanarak solucanın kanı üstüne sıçradı.
"Biliyorum bölgeyi koruyorsunuz ama rahat uyusaydınız." demişti arkasında bırakıp kılıcı silkeleyip kınına geri koydu, haritaya açarak az bir yol kalmıştı kum tepelerine kadar düz yoldan sapmayarak sütunu ulaşacaktı.
" Gölge suskun suskun duruyorsun senin için gidiyoruz ve halim bu!"
Eğer kendim hakkında bilgi sahibi olamazsam senin içinde aynı olacak
Alex bu durumdan pek hoşnut değildi yürümekten yorulmuş Alakon'un sırtına binerek atına görev verdi.
Düz yolda ilerledi kum tepelerinin yanından geçip çöl tilkisini tepenin üstünde görmüştü etrafı inceliyor yukarıda uçuşan leş bekleyen akbabaların sesleri yol boyunca duyarak ilerlemişti hatta bir kaçını solucanların leşlerini yerken bile gördüğü oldu.
Sonunda çölün sıcaklığından uzaklaşıp koca duvarı uzakta fark etti.
" Yandık dostum nasıl çıkacağız şu duvardan herhalde ben çıkıp seni çıkaracağım. "
Alakon, Alex'e yan gözle imalı bakış attıktan sonra Alex anlamıştı oraya doğru ilerledi Alakon. Gece gündüz demeden az dinlenerek sonunda büyük sütun girişini buldu.
Alex dev duvarı bir bakış attı sonra çantasından tırmanma halatını sivri tokmağı yanına alarak ellerini ovuşturarak duvarın çıkıntılı olan taşların üstüne basarak tek tek çıktı bir adım bir adım demeden aşağıya baktı,  korkmadığı için ne kadar çıktığını bakıp tırmanmaya devam etti.
Ayağını diğer çıkıntıya basarken bir an boşluğa geldi kaydı tutundu eli terlediği taşların üstünden kaydı. Halatla bağlı değildi ve düşerse kurtuluş olmayacağı için tek elini taşın üstünde çekip üstünü telini silip geri tutundu tırmanmaya devam etti var mı yokluğunu hissedip sağlam taşa basıp kendini yukarıya doğru çekti. Bir kayıyor bir taş kırılıp aşağıya düşüyor ama Alex pes etmeyip en tepeye doğru tırmandı.
Sonunda eli boşluğa gelip iki kolunu düzlüğe koyup kendini yukarıya doğru çekip sığ yerden geriye doğru giderek oturdu. Kolunun ve eli yara bere içindeydi ama umurunda bile değildi.
Doğruldu, getirdiği sivri tokmağı taşın içine sabitleyip halatı tokmaktan geçirip atı için halatı bağlayıp aşağıya sarkıttı.
Alex bağırdı " Alakon o boşluktan kendin geçir."
Alakon'un gözünde tuzak gibi görünen halatı bakıp yukarıya baktı.
Alex gölgeye emretti. Gölge Alex'in emrini yerini getirdi atı için bağladığı halatı atın gövdesine bağırıp Alex'in yanına dönüp ' bağladım çekebilirsin ortak '
" Birlikte çekelim! " dedi halatı tutup geri geri çektiler eli terlediği için elinden kayan halatı kaçırmayıp tekrar tutup kayıp geçse de eli yansa da halatı çekmeye devam etti. Sonunda atın başını görüp son kez çekip atı yanına getirmiş pop üstü düşüp rahatladı.
" Çektik ama inmesi nasıl olacak aynı yerden mi yoksa başka bir kapı mı açılacak emin değilim. " dedi.
Çantadan son kalan suyunu çıkardı bir atının bakışlarını fark etti bir de ellerinden kalan yaraları derin bir nefes aldıktan sonra atını içirdi kendi için elini rahatsız etmeyecek kumaşla sarıp yola devam ettiler.
Dört büyük sütunun uzunluğunu fark etti.
Devasal boyutta uzaktan böyle görünüyorsa içeriye ayak atsa ne hissedecek ve görecekti. Atın halatını çözüp çantanın içine geri koydu ve dizgini eline alıp yürüttü sütunların arasına doğru derken durdurdu büyük bir uçurum ve dev zincirler karşıda dört büyük sütun görünce Alex dili tutuldu. Uzaktan bu kadar olmadığını yakında görünce uzun bir yol alacağı farkına vardı. İlk Alex önden ilerledi arkasından atı birkaç gün uykusuz kaldı, sıcakta uyunur mu bilmiyordu bilmediği için uykusunu dinlemeden bu dev sütunlara doğru gelmişti bundan sonra bir akşam dinlenmeyi kafasına koydu.
Alex buradan kaç gün geçilecek ya da nereye kadar ilerleyecekti birde havanın kararmasıyla yollar görünmeyecek düzeyde karanlık Alex kılıcını kullanarak ilerlemeye başladı yavaş yavaş.
Kılıcını kınından çıkarıp sağa sola salladı ve alevi yanınca önden yürüyerek atın yolunun görmesini izin verdi.
Büyük delikli zincirlerin kenarlarından ilerledi dikkatlice bir an ayaklarını kayıp düşecekti dengesini korudu.
Hala gidecek uzun bir yolu vardı uyuklayarak devam etti. Gözleri kapanıyor alakon izin vermiyor uyumasını izin vermedi. Sütunların orada dinlenecek.
" Biliyorum ama çok uykuluyum gideceğim kaç gün uykusuz kaldım bilmiyorum. " esneyerek devam etti.
Kaç gün acilini gideremedi susuz kalmıştı suyu bitti. Hala devam ettiler. Zor gelse de yolları devam etti.
" Sütunun orada dinlenelim ne dersin biraz kestirip yolu devam ederiz. "
Akşam ve uyku demeden büyük zincirleri dikkat ederek yürümeyi çalışsa ayağı kayıyor alakon tutup çekiyor.
Kılıcı düşeceği anda tutup ışık eşliğinde yoluna devam edip ilerledi esneyerek yola devam etti.

KIZIL - Gölge 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin