* 28 *

1.5K 56 144
                                    

Dakikalar sonra...

Derin'le beraber okul revirine geldiğimizde, görevli çoktan çıktığından ötürü Derin'in pansumanını yapma vazifesi bana kalmıştı.

"Merak etme Derin. Tıbbi konulardan kendimce biraz anlıyorum."

"Yarım doktor candan eder diye bir söz yok muydu Ece?"

"Ben yarım doktor değilim rahat ol," deyip, öksürerek sessizce ekledim. "Çeyrek doktorum."

Bismillah diyerek eldiven giydim ve sedyeye uzanan Derin'in alnına gazlı bezle batikon sürdüm.

"Dikişlik değil," dedim. "Üç dört güne geçer inşallah."

"İyi bari."

Sonra da Derin'in gömleğini hafifçe yukarı kaldırıp karnının yanındaki morluğa göz attım. "Hirudoid krem," diye mırıldandım. "Morlukların iyileşmesini hızlandırır. Ben kendim de kullanıyorum gerektikçe. Sakarlık başa bela malum... Çantamda olacaktı yarım tüp krem sanırım. Onu süreyim şimdi sana. Ama krem sürerken beni ısırmazsan sevinirim."

"Merak etme Ece. Ben anakonda yılanı türüyüm. Zehirsizdir onlar."

"Kendini tutamayıp tek lokmada yutma da beni..."

"Elimden geleni yapacağım artık."

Gözlerim irileşti. "Bu ihtimal de var yani öyle mi?"

Derin güldü. "Şaka yapıyorum kızım ya! Rahatça kremini sürebilirsin."

Çantamdan kremi çıkarıp elimle onun karnına sürdüm. Bacağındaki sıyrık çok kötü görünmediğinden oraya müdahale etmedim.

"Kremin kalanını sana vereyim. Birkaç gün daha sür evde kendine Derin. Günde iki kez. Olur mu?"

Derin krem tüpünü benden alırken, onaylar anlamda başını salladı. "Tamam doktor hanım."

"İnşallah bir gün... Tıp fakültesine girmeyi düşünüyorum açıkçası."

"Tüh ya!" dedi Derin.

"Ne oldu ki?"

"Veteriner olsan daha işime gelirdi. Ben yaralandıkça gelirdim sana."

Kıkırdadım. "Şu Kerem'in kulağını azıcık çek de bir dahaki sefer senin yaralanmana izin vermesin."

"Peki kulağını çekerim. Ya da kulağını ısırırım artık."

*******

Çarşamba günü saat 17:20'de...

Büyük gün gelmişti. Fatih ve Kerem birazdan kendi aralarında yüzme yarışı yapacaklardı. Derin'in daveti üzerine ben de onlara katılıp, izlemeye gelmiştim.

Son dersin ardından okulun kapalı havuzunda toplamıştık. Ben, Derin, Kerem ve Fatih'in dışında kimse yoktu havuzda. Ben ve Derin halen okul gömleği ve eteklerimizleyken, beyler ise mayolarını giymiş ve hazırlardı.

Burası olimpik havuz kadar büyük değildi tabii ama Derin'lerin havuzundan büyüktü. Aynı anda 5-6 yüzüncünün rahatça yüzüp yarışabileceği genişlikteydi yani.

Kerem biz geldiğinde kapalı halde olan ışıklandırma ve havalandırma sistemini açtı. Sonra da havuzun yanına yürüdük.

SİYAH GÜL (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin