* 10 *

4.6K 99 13
                                    

Panikle birlikte Fatih'in altından bir an evvel kalkabilmek için, uzandığım yatakta kuvvetlice çırpındım ve bu debelenmem sırasında dengemi kaybedip yataktan aşağı düştüm.

"Ah!"

Kafamı yere vurmuştum. Gözlerimi yumup avucumu başımın acıyan yerine bastırdım. Ben yerde sere serpe yığılmışken Fatih uyandı ve yatakta doğruldu. "Ece?" dedi. "Sen iyi misin?"

Başımın acısı az da olsa dinince göz kapaklarımı aralayıp, halının üzerinde yattığım yerden ona baktım. Lanet girsin, o çıplaktı! Hızla gözlerimi kaçırdım. Sanırım geceleyin tekrar gerçek bedenine dönünce, Ceren'e giydirdiğim kıyafetler Fatih'e doğal olarak dar gelmiş, rahatsız hissedince de kıyafetleri üstünden atıp sonra da kaldığı yerden uykusuna devam etmişti, cıbıldak bir halde.

"Ya üstüne bir şey giy Fatih lütfen! Göz zinası oluyor sen böyle çıplakken baktığımda, günaha giriyorum senin yüzünden."

Neyse ki Fatih'in kendine ait dünkü kıyafetlerini odama getirmiştim. Yerde öbekleşmiş kıyafetleri alıp ona uzattım. Fatih de hızlıca giyinmeye başladı.

Ona bakmamak için gözlerim yumuluyken, halının üzerinde elimi gezdirerek, ben de kendi kıyafetlerimi aradım. Elime bir parça kumaş gelmişti neyse ki. Doğrulup ayağa kalkarken, bir yandan da telaşla kıyafetimi bacaklarımdan geçirmeye çalışıyordum. Ama eşofman altım bana dar gelince onu giyememekle kalmayıp, üstüne bir de aceleci bir şekilde giyindiğim için dengemi kaybedip tekrar yere kapaklandım.

"Ay!"

Eşofman altımın bana az önce dar gelme nedeni, meğerse yanlışlıkla Ceren'e vermiş olduğum küçüklük eşofmanımı giymeye çalışıyor olmamdı. Of! Şu izlediğimiz çizgi filmdeki King Julien kadar sakardım yahu!

"Ece, düşüp duruyorsun. Öldüreceksin kendini. Dikkatli ol!"

"Sen hiç konuşma Fatih, senin yüzünden hep zaten!"

Peş peşe yerlere düşünce ters hareket yaptığımdan olmalı, kramp gibi bir ağrı saplanmıştı sol bacağımda uyluk bölgeme, dizimin yaklaşık bir karış yukarısına. Öyle fena sızlıyordu ki acıdan alt dudağımı ısırmış, yerde kıvranırken, elimle bacağımın ağrıyan yerini ovalıyordum. "Ay çok fena kramp saplandı! Umarım çabuk geçer."

"Merak etme, hallederim ben şimdi," dedi Fatih tişörtünü ve kot pantolonunu üstüne geçirdikten sonra. "Ben sporcuyum, anlarım kramp sorunlarından."

Yataktan inip beni kucakladığı gibi yerden kaldırarak, tekrardan beni yatağa yatırdı. Ay bugün bir türlü Fatih'ten kaçamayacaktım sanırım!

Beni sırt üstü yatağa yatırdıktan sonra, bacaklarımın arasına geçip oturdu. Bacağımın ağrıyan uyluk kısmına elleriyle masaj yapmaya başlamıştı.

"Gerek yoktu aslında Fatih," dedim utanarak. Yanaklarım yanıyordu resmen. "Geçer birazdan."

"Birkaç dakika masajla, ağrını ciddi anlamda azaltacağım," diye ısrar etti Fatih. "Bunu yapmazsam günlerce sürer acısı."

"Cidden iyiyim ben. Zahmet etme bence." Pike örtüyü üzerime çekerek göğüslerimi ve bacak aramı örttüm. Sadece bacaklarım meydandaydı artık.

"Zahmet değil," dedi Fatih.

Bekar bir erkeğin, bekar bir kızın bacağına dokunması günahtı ve normalde bana bunu yapmaya kalksa, tekmemi suratına yerdi. Dövüşçü lemur kız Clover gibi onu tepeledim normalde. Ama bu bir tedavi yöntemi olduğu ve dediğine göre bu konunun ehli olduğun için, daha barışçıl ve tekme tokatsız davranıyordum.

Yaptığı şey de ağrıma fayda etmişti. Ciddi anlamda hem de, ama saniyeler sonra Allah korkum ağır bastı ve günahtan sakınmak adına Fatih'e durmasını söylemeye karar verdim.

"Bu kadarı yeterli. Sağ ol," diyerek doğrulup, yatakta oturur hale geçtim.

"Bu arada," diye mırıldandı Fatih. "Çok mu içtik bilmiyorum ama nedense evine nasıl geldiğimi ve seninle neler yaptığımızı hatırlamıyorum. Biz seninle... şey yaptık mı Ece sorması ayıp?"

"Aramızda bir şey olmadı Fatih," diye açıkladım. "Daha dün tipin olmadığımı söylemişken, üzerinden bir gün geçmeden benimle ilişkiye girmiş olamazdın herhalde değil mi?"

"O işler belli olmaz."

SİYAH GÜL (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin