*38 *

828 40 47
                                    

Not: Bu bölümü psikopat, manyak, deli bozuk, kırmızı biber kafalı Sinan'dan dinleyeceğiz arkadaşlar...

***

Çarşamba günü sabahın erken saatlerinde...

Bu iş canımı sıkmaya başlamıştı. Araba kazasında Ece'yi öldüremediğim gibi, Kerem'in de her şeyi anlamasına yol açmıştım. Duyduğuma göre ağır yaralanan Kerem şu an hastanede yaşam mücadelesi veriyordu. Bu durumu atlatıp benimle ilgili her şeyi açığa çıkarmasına göz yumamazdım.

Kerem ölmeliydi...

Ve bunu kendim yapıp da elimi kana bulamayacaktım. Ne gerek vardı ki? Onu deliler gibi seven Derin'e öldürtmek gibi daha kolay bir yol varken...

Ve hemen işe koyuldum. Onun kaldığı hastaneye gidip girişteki resepsiyona Kerem'in kaldığı odayı sordum. Aldığım bilgiyle üçüncü kata yöneldim. Kapı numaralarına bakarak Kerem'in hastane odasını bulduğumda kapıyı tıkladım.

"Gelin," diye seslenmişti Derin içeriden titreyen sesiyle.

Kapıyı açıp içeri girdim. Kerem'in yanında refakatçi olarak sadece Derin vardı. Elimi okul pantolonumun cebine sokup Derin'i selamladığımda o da bana selam verdi. Sevgilisi için ağlamaktan kızcağızın yüzü gözü fena şişmişti. Per perişan görünüyordu dağılmış ruh haliyle. Kerem'in uzandığı yatağın yanına çektiği iskemlede oturmuş, sevgilisinin elini avuçları arasında sarmalamıştı.

"Hoş geldin Sinan," dedi Derin hıçkırıkları arasında. "Kerem'in durumu hiç iyi değil. Birçok kırığı ve organ hasarları varmış. Şu an bilinci yerinde değil ama yine de çok acı çekiyor olmalı."

Tatlı sohbetlerle meseleyi uzatacak değildim. Direkt işe koyuldum. "Merak etme Derin," dedim kapıyı içeriden örterken. "Birazdan onun acılarını sonlandıracağım. Ya da daha doğrusu bunu sen benim için yapacaksın."

Derin'in kaşları çatıldı. Zeki kız olan biteni hızlı kavrayıp dişleri arasından ürkütücü bir yılan tıslaması çıkardığında sanırım bana saldırmaya hazırlanıyordu. Saniyesinde insan bedeninden yılana döndüğünde kıyafetlerinin arasından sıyrılıp bana doğru sürünerek yaklaşmaya başladı. Çok iri bir yılan olmasına rağmen hızlıydı. Aşkını koruma içgüdüsünden dolayıydı bence.

Hızlı bir şekilde zihin kontrol yöntemimle ona emirlerimi sıraladım. "Dur!"

Yılan olduğu yerde durmuştu.

"Derin, şimdi tekrar insana dönüşeceksin," diyerek ikinci emrimi de verdim.

Yılan olduğu yerde hızla şekil değiştirip, insan haline büründü. Derin, narin bedenine geri dönmüş, elleri ve dizleri üzerinde yerde durarak olanca çaresizliğiyle bana bakıyordu.

"Ayağa kalk ve Kerem'in yanına dön," dedim.

Derin çırılçıplak halde ruhsuz bir kukla gibi dediğimi yaptı.

"Şimdi sevgilini yastıkla boğup, onun acılarına son vereceksin. Sonra yastığı geri yerine koyup giyineceksin. Her şey olup bittikten sonra da hiçbir şey hatırlamayacaksın Derin. Tamam mı?"

Güzel kız başıyla onayladı.

Burada işim tamamdı. Derin cinayet silahı olan Kerem'in yastığını başının altından alırken ben ıslık çalarak kapıya doğru yürüyordum. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Sonra da kapıyı dışarıdan örttüm. Duvara rahatça sırtımı yaslayıp beklemeye başladım. Fazla sürmeyecekti.

Saniyeler sonra odadan Derin'in acı feryadı geldi: "Doktor yok mu! Yetişin!" diye haykırmıştı Derin titreyen sesiyle. "Kalbi durdu Kerem'in. Yardım edin ne olur!"

SİYAH GÜL (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin