-YANGIN MERDİVENİ-

17.6K 1.1K 207
                                    

Enes:Yangın merdiveninde ne işin var? (14:28)

10 dakika sonra..

Görüldü

Yazıyor..

Berat:Sanane.

Enes:Ama elinde bıçak vardı.Müdür görürse disipline gidersin.

Berat:Sence müdürü sikleyecek kapasite de bir insan mıyım?

Enes:Değilsin ama görürse gerçekten sıkıntı çıkar.Senin için söyledim.

Berat:Söyleme benim için bir şey.

Enes:Of seni düşünende kabahat zaten.

Berat:Ben mi düşün dedim amına koyayım.

Enes:Ne yapacaksın o bıçakla?

Berat:Seni keseceğim.

Enes:Ne?

Berat:İnandın mı amk.

Enes:İnanırım tabi onuda yaparsın sen.

Berat:Benim işim kendimle velet.Hadi dersini dinle sen.

Berat çevrimdışı

-

Berat'ın Instagramdan çıktığını gördüğümde derin bir nefes aldım.
Derse geç kaldığım için koridorda hızlı hızlı yürürken onu yangın merdiveninde görmüştüm.Elinde tuttuğu bıçağı açık olan kollarına sürtüyordu.Aslında yanına gitmek istemiştim ama o an ne yapacağını kestiremediğim için gidememiştim.

Şimdi ise büyük bir vicdan azabı çekiyordum.Ya gerçekten kendine bir şey yaparsa düşüncesiyle matematik hocasının anlattığı şeyleri kavrayamazken oturduğum sıradan kalktım.Tahtaya hazırladığı soruları yazan hocanın yanına gidip lavobo için izin aldım.Kafasını 'evet' anlamında salladığında hızla sınıftan çıktım.

Merdivenleri hızlı hızlı inerken nedensizce içimi bir korku sarmıştı.
Merdivenlerin son basamaklarını ikili ikili inip en alt kata geldim.Yangın merdivenin yanına doğru adımladığımda uzaktan Berat'ın hala orada oturduğunu gördüm.Yine bıçağını kolunun iç kısmına sürtüyordu.Her zaman ki gibi lacivert,siyah tesbihi bileğindeydi.

Başta yanına gitmeye yine çekinmiştim.
Çünkü beni her gördüğünde çok sert bakıyordu.Bu bakış benide sinir etsede şuan ki durum önemliydi.Derin bir nefes alıp kısaca boğazımı temizledim.

Yine adımlarımı hızlandırıp yangın merdiveninin önüne geldiğimde kafasını anında kafasını kaldırıp bana baktı.
Göz göze geldiğimizde yeşilin en açık tonu olan yeşil gözleri gözlerimi bulunca yutkunarak üzerimi düzelttim.

"Şey,derste çok canım sıkıldı da öyle okulda dolaşayım diye çıktım." dediğimde kaşlarını çattı.Hâlâ gözlerime bakmaya devam ederken olduğum yerde kalmıştım.Beni kısaca süzdü.Az sonra kafasını öne doğru eğdi.Dudaklarının yukarı doğru kıvrıldığını görünce yanaklarımın yandığını hissettim.

"İyi gel bakalım."

Sesi boş koridorda yankılanmıştı.O kadar kalın ve güçlüydü ki kendi sesimin ne kadar ince olduğunu farketmiştim.
Sesinde çok az doğu şivesi de vardı.Çok olmasa da bastırdığı kelimelerden belli oluyordu.

Kafamı sallayıp yanına doğru adımladım.
Oturduğu üçüncü basamağa gelip aramızda biraz mesafe bırakarak oturduğumda gözlerimi hemen koluna çevirdim.Önceden kalan çok sayıda faça izi vardı.Şuanda da sadece bir kere çizmişti.Taze kan akıyordu.Yüzümü buruşturarak yutkundum.

"Sen neden yapıyorsun bunu?" dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.Bu tür şeyleri sadece filmlerde gördüğüm için gerçekte görmek tuhafıma gitmişti.

"Anlamazsın." dedi sadece.Sanki bu konu hakkında soru sormamı istemiyor gibiydi.

"Ama bunu yapmak için bir sebebin olması gerekiyor.Kendine zarar veriyorsun.Canın acımıyor mu?" dediğimde sustu.Uzun bir süre cevap vermesini beklesemde konuşmamıştı.

"Tamam o zaman söyleme..Ama en azından daha fazla yapma.Kan kaybedersin çok."

Sanki inanılmaz saçma bir şey söylemişim gibi alayla güldü.Karşında duran okuldaki öğrencilerin yaptığı tablolara bakarak gülmeye devam etti.
Ardından kafasını iki yana sallayarak yine başını öne eğdi ve bıçağı eski façaların üzerinde gezdirmeye devam etti.

Sinirle kaşlarımı çattım.Bir insan kendisine zarar vermekten nasıl zevk alabilirdi? Berat resmen şuan bundan zevk alıyordu.Dayanamayarak elimi elindeki bıçağa attım.Sapını avuçlarımın içine aldığım an açık yeşil gözlerini bana çevirdi.Onunda kaşları çatılmıştı.

"Bırak şunu." diyerek elindeki bıçağı çekmeye çalıştım.Ama o hiç tepki vermiyordu.O yüzüme bakmaya devam ederken bıçağı çekmeye çalıştım.Hiç uğraşmamasına rağmen bıçağı alamıyordum."Ya bıraksana!"

"Sanane çocuk?" dedi gülmekle gülmemek arasında bir ifade ile.Yüzünde hangi duygu olduğunu anlamamıştım.

"Bırakmayacağım." diyerek bıçağı tekrar çekmeye çalıştım.Ama yok asla olmuyordu.Sonunda pes edip bıçağı tutmaya devam ettim."İyi bırakma böyle otururuz bizde."

Söylediğim şey ile kaşlarını çatarken sırtımı merdivene yasladım.Boş bakışlarımı koridorda gezdirirken bana baktığını biliyordum.

"Velet bak sabrımı taşırıyorsun.Bırak diyorsam bırak bir daha söylemeyeceğim." dediğinde inatla omuzlarımı silktim.

"Kusura bakma ama ben göz göre göre birinin kendisine zarar vermesine izin veremem.Yapacaksan ben görmeden yap.Ama şuan olmaz." dedim ve gözlerimi yine ona çevirdim.

Bu sefer gülmüyordu.Yüzü nasıl saniyesinde değişmişti anlamamıştım.
Saniyeler önce gözleri parıldarken şuan ateş saçıyordu.

"Tamam,bırak." dedi bıçağı elimden sertçe çekip.Ne olduğunu anlamadan kendimi biraz çektiğimde yan tarafında duran bıçak kılıfını elini aldı.Elindeki bıçağı içine koyduktan sonra bıçağını kot ceketinin cebine koydu.

"Hadi yürü dersine.Bir daha da dersin dersin ortasında kalkıp yanıma gelme.
Duydun mu?" dediğinde bir şey diyemedim.Oturduğum yerden kalkıp üç basamak indiğimde omzumun üstünden ona baktım.

Yine yeşilin en açık tonu olan gözlerini karşısındaki tablolara çevirmişti.
Resmen gözleriyle hepsini tek tek inceliyordu.Kısaca tekrar onu süzdüm.
Sert gözleri saniyesinde beni bulduğunda hızla kafamı çevirip sınıfıma doğru yürümeye başladım.

-

-

-

Öptüm 🤍

TESBİH (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin