Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın ❤️
-
Uzun süredir ikimizde sessizliğimizi koruyorduk.Berat kapattığı gözlerini arada açıp beni kontrol ediyordu.Yanıma gelmek istediğini çok iyi biliyordum. Ama bir yandan da sinir krizi geçirecek seviyede sinirliydi.
"Berat.."
Sessiz deponun içinde kısık sesimle karşımdaki uzun boyuyla yerde oturan adama seslendiğimde Berat anında yeşil gözlerini açtı.Kaşlarını çatıp yerinde doğrulurken dişlerinin arasından bir nefes aldı.
"Oliver!" diye korkutucu bir şekilde bağırdığında irkilerek ona baktım.Sabrı tamamen taşmış gibi gözüküyordu. Sanki dakikalardır içinde tuttuğu fırtına benim adını söylemem ile kopmuştu.
"Oliver eğer şuan buraya gelmezsen Allah belamı versin ki seni çıktığın yere geri sokarım orospu çocuğu!" Tekrar yüksek bir sesle bağırıp sinirli bir nefes alırken gözlerini bana değdirdi. O kadar sinirli duruyordu ki sertçe yutkundum.
Berat gözlerini kapatıp sinirli bir nefes aldı.Tam tekrar ağzını aralayacağı sırada deponun kapısı yavaşça aralandı. İçeriye sızan ışıkla gözlerimi kapatırken Oliver içeri girdi ve kapıyı kapattı.
Bakışlarımı Berat'a çevirdiğimde burnundan soluyarak Oliver'e baktığını gördüm.Boynunu iki yana çevirip rahatlatırken Oliver onun yanına doğru adımlamaya başladı.
"Ne oldu, annemi geri vermeye mi karar verdin?" dediğinde Berat kaşlarını çattı.
"Amına kodumun çocuğu senin annen sağlıklı biri değil! Kafası yerinde hiç değil!" diye bağırdığında Oliver sertçe yutkundu.
"Bunlar onun benim annem olduğu gerçeğini değiştirmiyor! Ya annemi bana geri verirsin ya da ömrünüz boyunca burdan çıkamazsınız!" dediğinde Berat sinirle dudaklarını ısırdı.Aslında söylediği şey doğru değildi.Herkes annesini severdi, aklının yerinde olup olmaması bir şey değiştirmezdi.Ama Berat'ın normal bir zamanda böyle bir şey söylemeyeceğini biliyordum.O da çaresizdi.
"Tamam." dedi Berat.Bakışlarımı ona çevirdim tekrar."Tamam vereceğim anneni sana geri." dediğinde Oliver heyecanlı bir çocuk gibi gözlerini açtı.
"Ver hadi!" diye bağırdığında Berat ellerini gösterdi.
"Ellerimi çöz bir telefon getir babamı arayacağım." dediğinde Oliver durdu. Çatılı kaşlarla Berat'a bakarken Berat bir soluk verdi."Yalan söylemiyorum Oliver, hadi çöz." dedi daha ılımlı bir sesle.
Gözlerimi tekrar Oliver'e çevirdiğimde onun sertçe yutkunduğunu gördüm. Kafasını hafifçe sallayıp Berat'a doğru yaklaştı ve cebinden bir küçük anahtar çıkardı.Anahatarı zincirin kilidine sokup kilidi açtığında Berat anında ellerini kendine doğru çekip bileklerini ovdu.
"Ayak bileklerimi de çöz." dediğinde Oliver kafasını kaldırıp ona baktı.
"Ellerin yeter, onları çözmem." diyerek kafasını iki yana salladığında Berat dudaklarını birbirine bastırdı.Sinirine hakim olmaya çalışıyordu.
"Hadi çöz.." dedi Oliver'in gözlerinin içine bakarak."Söz veriyorum anneni getireceğim." dediğinde Oliver bakışlarını kaçırdı.Kısa süreli düşünmenin ardından Berat'ın bileklerini de çözdüğünde Berat sakin bir şekilde bileklerinin etrafındaki zinciri çıkarıp kenara koydu öne doğru eğilip bileklerinde ki izlere bakarken bir anda Oliver'i boynundan yakalayıp kolunun altına aldığında gözlerim açıldı.
"Berat!" diye bağırmamla beraber Berat kolunun altındaki adamla ayaklandı. Oliver Berat'ın dirseğinin altından kurtulmak için çırpınırken Berat diğer eliyle esmer adamın ceplerini karıştırdı.
"Bırak lan beni!" Oliver'in depoyu inleten aksanlı sesini umursamayan Berat gözü dönmüş şekilde Oliver'in belinden keskin bir bıçak çıkardığında korkuyla yutkundum.Berat bıçağı eline aldığı anda bana baktı.
"Bebeğim gözlerini kapat." dediği anda gözlerimi sımsıkı yumarken saniyeler içinde Oliver'in bağırışlarının yanında acıyla inlemesini duymuştum.Korkuyla gözlerimi açarken Berat'ın elindeki bıçağı benim uzağımda kalan kapıya doğru fırlatırken yerdeki zincirlerden birini eline aldı.Yutkunarak bakışlarımı Oliver'e çevirdiğimde bacağından akan kanları gördüm.Olduğu yere çökmüş şekilde acıyla inlerken Berat hızlı şekilde elindeki zinciri Oliver'in ayak bileklerine geçirip hızla kilitledi.
Zaman kaybetmeden adımlarını bana doğru çevirdiğinde yerde acıyla kıvranan Oliverden bakışlarımı çekip Berat'a baktım.Berat yanıma kadar gelip hızla önce ayak bileklerimi sonra el bileklerimi çözdü.İplerin bağlandığı yer o kadar acıyordu ki.
"Korkma bebeğim,burdayım."
Dolu dolu gözlerle Berat'a bakarken Berat yüzüme doğru eğildi ve dudaklarıma sıkı bir öpücük kondurdu.
Koltukaltlarımdan tutup beni kucağına aldığında refleksle bacaklarımı beline doladım.Ona sımsıkı sarılıp boynundan hafifçe öperken Berat kapıya doğru adımladı.Az önce yere attığı bıçağı eğilip aldıktan sonra depo kapısını yavaşça araladı.Temkinli şekilde sağına soluna bakıp yürürken kapının önünde duran bir adam ingilizce bir küfür edip Berat'a doğru yaklaştığında Berat ondan önce davranıp adamın karnına güçlü bir tekme attı.Adam geri geri giderek yeri boylarken Berat hızlı adımlarla yürümeye başladı."Berat omzun yaralı indir beni.." dedim ağlar bir ifadeyle.Berat boynumdan sıkıca öptü.
"Bebeğim acımıyor ağlama,az kaldı dayan." derken bile inler şekilde konuşuyordu.Canı çok acıyordu biliyordum ama beni kucağından indirmeyeceğini de biliyordum.
Depo çıkmaz bir sokağın tam dibinde kalıyordu.Berat'a sarıldığım için o önüne ben arkama bakıyordum.Berat yürüdükçe görüş açım açılırken Berat adımlarını daha da hızlandırdı. Ara sokak tamamen bittiğinde iki tane yol ayrımı vardı.Tam o anda depodan bir adam çıkıp bize doğru gelmeye başladığında korkuyla irkildim.
"Berat geliyor!" diye bağırdığımda Berat saniyelik olarak arkasına baktı. Daha sonra iki sokaktan sağ sokağı seçip koşar adımlarla koşmaya başladığında gözlerimi kapattım.Bende koşmak istiyordum ama bacaklarım o kadar güçsüzdü ki Berat'ı bu şekilde yavaşlatacağımı biliyordum.
Berat acıyan omzuyla kısık kısık inleyerek büyük adımlar atarken kendimi bastırmadığım omzuna baktım. Şarkı bezi kan sızdırıyordu.Yutkunarak hıçkırırken sokağın bittiğini farkettim. Berat birden beni kucağından indirip arkasına baktığında arkamızda olan adamın yavaşladığını gördüm.
Etrafıma baktığımda buranın bir cadde olduğunu gördüm.Çok işlek olmasa da caddede dükkanlar,taksiler, otobüsler ve en önemlisi bir karakol bulunuyordu.
Berat yüzünü buruşturarak etrafına bakarken arkamızda ki adam yavaş adımlarla bize doğru geliyordu.Ara ara karakolu kontrol etmesinden polislerden korktuğunu anlamıştım.Tam o anda caddeden geçen bir taksiyi farkettiğimde Berat elini kaldırıp taksiyi durdurdu.Taksi tam önümüzde durduğunda Berat hızla kapısını açıp önce belimden tutup benim binmemi sağladı.Sonra kendisi binip kapıyı kapattı.Zaman kaybetmeden taksiciye ev adresini verdiğinde adam kafasını sallayarak sürmeye başladı.
Ağlayan gözlerle taksinin camından bakarken arkamızda ki adamın sinirle duvara vurduğunu gördüm.Taksi uzaklaştıkça adam gözümden kaybolurken derin bir nefes alıp Berat'a baktım.
Berat kafasını geriye yaslamış şekilde omzunu tutarken inlememek için dişlerini birbirine bastırıyordu.
"Berat.." diye fısıldayıp koluna dokunduğumda gözlerini açtı.Baygın gözlerini bana çevirip gülümsemeye çalıştı ve taksiciye kısa bir bakış atıp önce alnımı sonra yanaklarımı en son burnumu öpüp beni göğsüne çekti.
Kafam onun göğsüne yaslı şekilde bir nefes daha alırken şuan mutlu olduğum tek şey kafamı koyduğum göğsün sahibinin aldığı nefeslerdi.
-
-
-
Öptüm kocaman ❤️
![](https://img.wattpad.com/cover/343658119-288-k307201.jpg)