-MÜDÜR-

4.4K 422 97
                                    

Okulun bahçesinde bankın üzerinde oturmuş bahçedeki insanları izliyordum.
Bir yandan elimdeki buzu bileğime tutarken bir nefes verip arkama yaslandım.

Beden dersinin ilk saatinde arkadaşımın roket atarmış gibi attığı topun el bileğime gelmesiyle bileğim hem şişmiş hem de morarmıştı.Arkadaşımda büyük bir korkuyla revire uçup buz getirmişti.

"Enes?"

Başım eğik şekilde bileğime buzu bastırmaya devam ederken duyduğum sesle kafamı kaldırdım.Berat kaşları çatılı hâlde bana doğru adımlıyordu.
Büyük adımlar atıp önüme geldi ve boyumuzun eşitlenmesi için dizlerinin üzerine eğildi.

"Noldu?" dedi sinirli bir ses tonuyla. Kaşları hâlâ çatıktı.Derin bir nefes alıp buzun yerini değiştirdim.

"Derste top geldi yanlışlıkla." dediğimde yüz ifadesi değişmedi.Elini bileğime doğru yaklaştırıp hafifçe kavradığında kısıkça inledim.Anında parmak uçlarını çekip yüzüme baktı.

"Kim attı topu?" dedi bu sefer gayet ciddi bir ses tonuyla.Yüzümü buruşturarak buzu tekrar bileğime bastırdım.

"Saçmalama Berat abi ya, yanlışlıkla geldi işte." dediğimde ikna olmamış gibi tekrar parmaklarını bileğime doğru uzattı.Dişlerimi sıkarak buzu bileğimden uzaklaştırdım.İnce bileğimi yavaşça avucuna alıp hafif morarmış olan kısma baktı.Birkaç saniye bileğimi inceleyip bileğimi avucundan çekmeden kafasını kaldırdı ve bana baktı.

"İzin alıp çıkalım hadi." diyerek bileğimi hafifçe bıraktı ve doğruldu.Bileğimi kucağıma alarak kafamı iki yana salladım.

"Hayır olmaz,sınavım var." dediğimde yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarını ovuşturarak gözlerini gözlerime dikti.

"Enes telafi sınavına girersin,acile götürmemiz lazım hadi." diyerek kolumdan tuttu hafifçe.O arada ders zili çalmıştı.

"Ya ben izin alsam bile sen nasıl çıkacaksın?" dediğimde kendinden emin bir şekilde kafasını sallayıp beni yürütmeye başladı.

"Çıkarım ben, düşünme onu." diyerek diğer elini de belime yerleştirdi. Diğer elimle hâlâ bileğimi tutuyordum. Şişliğin olduğu kısım kalp gibi atıyordu.Zaman geçtikçe daha fazla acıyordu.

Sınıf arkadaşlarım bahçeye doğru çıkarken biz Beratla merdivenleri çıkmaya başlamıştık.Birinci kata gelip müdürün odasına doğru adımlarken ara ara Berat'a bakıyordum.Kaşları hâlâ çatılı duruyordu,dişlerini sıktığını kasılan çenesinden anlayabiliyordum.

Müdürün odasının önüne geldiğimizde Berat kapıyı iki kez tıklattı.İçeriden gelen sesle kapıyı açıp içeri girdiğimizde müdürün nedense gerildiğini gördüm.
Hatta o kadar gerilmişti ki,sandalyesinde dik bir pozisyona gelip elini kravatına atıp bollaştırmıştı.

"Bir sorun mu var?" Müdürün her zamanki gür sesinin aksine ince ve kısık sesini duyduğumda şaşkınlıkla dudaklarımı araladım.Ne olduğunu anlamazken Berat beni daha sıkı tuttu.

"İzin kağıdı." dedi.Ses tonundaki o tınıyı anlamamıştım.Sesini ilk defa böyle duyuyordum.Benim yaşadığım şaşkınlığı müdür yaşamamıştı buradan bile yutkunduğunu görmüştüm.Hızla kutu kalemliğin içinden bir kalem ve küçük kare bir kağıt aldı.Hemen sonra Berat'ın sesi bir kez daha odanın içinde yankılandı."İkimize de."

Müdür kafasını kaldırıp önce Berat'a ardından bana baktı.Kısaca bakışlarını üzerimde gezdirdiğinde dudaklarımı araladım.

"Şey,bileğim-"

"Açıklama yapmana gerek yok." Tam kendimi açıklayacağım sırada Berat sözümü kesmişti.Kafamı kaldırıp onun gözlerine baktım.Hissetmiş gibi bakışlarını müdürden bana doğru çevirdi.Bir şeylerden ürkütüğümü anlamış olacak ki göz kırptı.

Tekrar gözlerimi müdüre çevirdim. Odanın içinde çok büyük bir gerginlik vardı.Fakat sebebini anlamıyordum.

Müdür masasındaki peçete ile alnını ve boyun kısımlarını silip bir kağıt daha çıkardı.Hızlı hızlı kağıtlara bir şeyler yazıyordu.

Eli mi titriyordu onun?

Birkaç dakika içinde müdür kalemi masaya bırakıp iki kağıdı da bize doğru uzattı.Berat direkt öne doğru uzanıp sertçe iki kağıdı da eline aldı.Kağıtları avucuna alıp bana baktı ve kaşıyla kapıyı gösterdi.Müdüre bakıp gülümsedim.

"Teşekkür ederim hocam." dediğimde müdür gergin bir şekilde gülmeye çalışıp kafasını salladı.

Berat'ın yönlendirmesiyle müdürün odasından çıktık.Herkes derse girdiği için koridorlar bomboştu.Hızlı hızlı merdivenlere gelip zemin kata geldiğimizde Berat'a baktım.

"Berat abi,neden öyle davrandın müdüre? Adam saygısız sanmıştır seni, hiçbir şey diyemedi bir de." Sesim boş koridorda yankılanırken çıkış kapısına doğru adımladık.Berat cevap vermedi.

Cevap vermeyeceğini anladığımda önüme döndüm.Okul kapısından çıkıp bahçeye doğru yürürken bizim sınıfın bahçede sıra hâlinde dizildiğini gördüm.
Berat izin kağıtlarından benim olanı bana verdiğinde hızla hocamın yanına yaklaşıp bileğimin durumunu kısaca söyledim.O da kafasını sallayıp kağıdı cebine sokarken bileğimi bu hâle getiren Samet elindeki topları yere bırakarak yanıma geldi.

"Kanka çok özür dilerim valla böyle yapmak istemedim." diyerek omzuma dokunduğunda hafifçe gülümsedim.

"Biliyorum isteyerek olmadı." dediğimde Samet üzgün bir ifadeyle omzumu okşadı.Tam ağzını aralayacağı sırada Berat'ın sesini duydum.

"Enes,hadi!" Kısaca Berat'a bakıp kafamı sallayıp Samet tekrar omzumu tutup özür dilediğinde sorun olmadığını söyleyip tekrar Berat'ın yanına geldim.
Aslında sorun vardı,bileğim daha da fazla acıyordu.

Berat'ın yanına gelip demir kapının önünde durdum.Berat bekçi abiye elindeki izin kağıdını uzattığında bekçi kafasını sallayıp demir kapıyı açtı.İkimiz beraber kapıdan çıkarken yine kafamı kaldırdım.

"Neden sınıfa bırakmadın izin kağıdını?" dediğimde duymadı.Ya da bilerek cevap vermedi.

Okuldan biraz uzaklaşıp durağın olduğu yere geldiğimizde Berat bir arkadaşını arayıp olduğumuz adresi vermişti. Çok geçmeden arkadaşı gelip hastaneye gitmek üzere yol alırken hâlâ Berat'ın neden müdürle öyle bir gerginlik yaşadığını düşünüyordum.

-

-

-

Bu kitap feci olabilir..

Oy kullanmayı unutmayın, öptüm kocaman 🤍

TESBİH (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin