Kucağımdaki bilgisayardan izlediğim filmi izlerken elimi yan tarafımda duran cips kasesine attım.Elime hiçbir cips gelmeyince kaşlarımı çatıp bakışlarımı oraya çevirdim.Cipsim bitmişti..
Yanaklarımı şişirerek ofladım.Kucağımdaki bilgisayarı yatağımın üstüne koyup bacaklarımı yataktan sarkıttım.Hemen önümde duran ördekli panduflarımı giyip boş kaseyi elime aldım ve odamdan çıktım.
Önce koridoru yürüdüm.Ardından merdivenlerden hızlı hızlı inip alt kata geldim.Bu sefer oturma odasından her zaman alışık olduğum çatal bıçak sesi gelmiyordu.Berat'ın babasının duyduğum boğuk sesiyle kaşlarımı çattım.Hemen ardından annemin sesini duymuştum.
"Bağırma çocuklar uyanacak!"
Annemin titreyen sesini duyduğumda yutkunarak kapıya biraz daha yaklaştım.
Çok geçmeden o adamın sesini duydum.
"Ulan daha seni alırken anlamalıydım beni aldatacağını,eski kocasını aldatan yenisine ne yapar zaten!" diye bağırdığında irkildiğimi hissettim.
Söylediği şey nedenini bilmediğim şekilde benim kalbimi kırmıştı.
"Ne diyorsun sen ya? Nerede aldattım ben seni?! Oğlun gibi manyaksın kafanda kurup kurup bana patlama!" dedi annem kısık tutmaya çalıştığı sesiyle.
Bir an kafama bir şey dank etmişti.
Oğlun gibi manyak?
"Sen kimin oğluna manyak diyorsun orospu!" diye bağırdı adam.O son kelimeyi duyduğum bütün sinirlerimin beynimde toplandığını hissetmiştim.
Sinirle kapının arkasından çekilip odanın ortasına geçtim.Anında ikisinin de bakışları bana dönerken kaşlarımı çatarak koltukta oturan sarhoş adama baktım.
"Annemle düzgün konuş!" diye bağırdığımda adam gülerek kaşlarını kaldırdı.
"Bak sen dünkü velete? Konuşmuyorum ne yapacaksın?" dediğinde derin bir nefes aldım.
"Üslubuna ve konuştuklarına dikkat et." dedim ve anneme döndüm.Bu kadar rahat olması beni çıldırmıştı."Ya sende bir şey söylesene! Adam sana neler söylüyor ağzını açıp iki kelime söylemiyorsun?"
Annem dönüp gözlerimin içine baktı.
O kadar ezilmiş ve mahçup şekilde bakıyordu ki içim acımıştı.Tam dudaklarını aralayacağı sırada o adam yine konuştu.
"Alıştığı için bir şey söyleyemiyor,gerçekler acıtmıyor demek ki."
Adamın söylediği şeyle sinirden ağlayasım gelmişti.Elim ayağım titremeye başlarken ellerimin benden bağımsızlaştığı için elimdeki büyük kase yere düşmüştü.Evin içinde yankılanan kırılma sesiyle gözlerimi yere çevirdim.
Büyük kase ayağımın dibinde tuzla buz olmuştu.
Yutkunarak gözlerimi tekrar anneme çevirdim.Beni baştan sona kısaca süzdü.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi adama dönüp sarı saçlarını geriye doğru taradı.
"Tamam,daha fazla huzursuzluk çıkarma git yat yerine." diyerek kolundan tuttuğunda adam sertçe kolunu annemin elinden kurtardı.Bedenim hâlâ titrerken olduğum yerde kalmış hissediyordum.
Fakat şuan kimsenin umrunda değildim.
Tam o anda sağ tarafımda kalan kapı anahtarla açılmıştı.Dolu gözlerimi o tarafa çevirdiğimde Berat'ın bedenini görmüştüm.Her zaman ki deri ceketi ve lacivert tesbihi üzerindeydi.
Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi ve anahtarı tekrar cebine koydu.Kafasını kaldırıp odaya baktığında anında gözleri beni bulmuştu.Önce baştan aşağıya beni süzdü.Açık yeşil gözleri ayağımın dibindeki kırıklarını bulunca gözleri keskinleşti.
