-BERAT'IN ARKADAŞI-

4.5K 418 78
                                    

Sargılı bileğimi tutarak arabanın penceresinden dışarıyı izlerken Berat'ın belimi okşayan parmaklarını hissediyordum.Berat'ın arkadaşının arabasıyla hastaneye gelip bileğime pansuman yaptırmıştık.Berat hastaneden çıktığımızda beni tekrar arkadaşının arabasına götürüp,doktorun verdiği birkaç kremi ve ağrı kesiciyi hastanenin yanındaki eczaneden alıp yanıma gelmişti.

Derin bir nefes alıp bakışlarımı pencereden kucağımda duran bileğime çevirdim.Avucumun içinde tuttuğum bileğim daha az ağrıyordu.Ama yine de küçük küçük sızlamaları beni rahatsız ediyordu.

Gözlerimi bileğimden çekip kafamı kaldırdım.Bakışlarımı yanımda oturmuş ve beni saran bedene çevirdiğimde o da anında bana döndü.Bileğimi okşadığı eli duraksadı.Açık yeşil gözleriyle gözlerimin içine bakarken kaşlarını çattı.

"Noldu? Bir yerin mi ağrıyor?" dediğinde kafamı iki yana salladım.Nedensizce hâlâ gözlerinin içine bakıyordum.Berat da bu durumu garipsemiş olacak ki belimde duran elini saçlarıma götürüp alnıma dökülen tutamları geriye doğru taradı.
"Bebeğim iyi misin?" dediğinde kafamı aşağı yukarı sallayıp bir nefes verdim.

Tekrar önüme döndüğümde Berat saçlarımı okşamaya devam ediyordu. Gözlerim bir anlığına dikiz aynasında kaydı.O an gördüğüm bir çift siyah göz tam olarak bana bakıyordu.Ve kaşları çatılıydı.

Siyah gözlerinin içinde gördüğüm ürkütücü hâl birkaç saniyeliğine nefes almamı unutturmuştu.Yutkunarak aynaya bakmaya devam ederken o bakışlarını benden çekip tekrar yola çevirdi.

Bende aynı saniyede gözlerimi aynadan ayırdım.Sargılı bileğimi okşayarak gözlerimi kucağına indirdim.Birkaç dakika oluşan sessizlikten sonra arabanın içinde yabancı bir ses doldurmuştu.

"Berat, yarım saat var." Az önce bakıştığım siyah gözlerin sahibi konuşunca Berat'ın vücudunun gerildiğini hissetmiştim.Kafamı kaldırıp tekrar açık yeşil gözlere baktığımda çenesinin ve dişlerinin kasıldığını görmüştüm.Yutkunarak ona bakarken o da bakışlarını bana çevirdi.Yüzündeki donuk ifade silinmişti.Gülümseyerek okşadığı saçlarımdan sıkıca öptüğünde saniyelik olarak gözlerimi kapattım. Kafamdan baskı uygulayıp beni göğsüne doğru yatırdığında onun sesini duydum.

"Arsaya gelsin." dedi Berat. Dikiz aynasında gözleri olan adam kafasını sallayıp gözleriyle önce bana sonra tekrar Berat'a baktı.Berat derin bir nefes aldı."Eve sür,gözlerin bir saniye daha değmesin." dediği anda adam gözlerini benden çekti.Yol boyunca da bir kez olsun gözleri bana değmedi.

Yaklaşık on beş dakika süren yolculuktan sonra evimize gelmiştik.Beratla ikimiz arabadan indiğimizde arkadaşı arabasını ileriye sürüp kenara parketmişti. Berat'ın belimi tekrar kavrayıp beni bahçeye doğru yürütmesiyle araba görüş açımdan çıkmıştı.Bahçeden yürüyüp evin önüne geldiğimizde Berat cebinden anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girerken Berat da aynı şekilde ayakkabılarını çıkarıp eve girdi.

Ev sessizdi,kimse yoktu.O adamında, anneminde nerede olduğunu bilmiyordum.Yutkunarak sızlayan bileğimi tekrar tuttuğumda Berat elindeki küçük poşeti masanın üzerine bıraktı, arabada bıraktığımız ve sonradan sırtına aldığı okul çantamı da kenara koyup yanıma doğru adımladı.
Üzerimdeki kalın montu yavaşça kollarımdan geçirip koltuğun üzerine bıraktığında açık yeşillerine uzun uzun baktım.Tekrar önüme gelip gözlerine baktığımı farkedince gülümseyerek yüzüme yaklaştı ve alnımdan sıkıca öptü.

"Sen kremlere dokunma, ben akşam geldiğimde süreceğim." dediğinde kafamı salladım.Tekrar gülümseyerek yanağımdan sıkıca öptü.Geri çekilip birden elimi sıkıca kavradığında afalladım.Aralık dudaklarımla şaşkınca ona bakarken o benimle beraber mutfağa doğru adımladı.Mutfağa girdiğimizde elimi bırakıp ocağın başına geçti.Ocağın üstündeki tencerelerin kapaklarını tek tek açıp bana döndü.

"Makarna ve tavuk yer misin güzelim?" dediğinde yutkunarak sadece kafamı salladım.O kafasını sallayarak kazağının kollarını dirseklerine kadar kıvırıp ocağın altını yaktı.

Şuan bakıma muhtaç küçük bir çocuk gibi hissediyordum.Bunu bana hissettiren Berattı.Sanki elim ayağım tutmuyormuş gibi her şeyi o yapıyordu.

"Şey..Berat abi ben yapabilirdim." dediğimde kafasını sallayarak tezgahın üzerindeki meyve suyunu eline aldı. Dolaptan aldığı büyük bardağın içine meyve suyunu koyarken kafasını salladı.

"Biliyorum yaparsın ama benim için rahat etmez." diyerek meyve suyu dolu büyük bardağı masanın üzerine koydu.
Masadaki sandalyeyi çekerek bana baktı.
"Otur bebeğim hadi."

Dudaklarımı birbirine bastırarak benim için çektiği sandalyeye oturdum.Sessiz sessiz bileğimi okşayarak onu izlerken on dakika sonra Berat önüme büyük bir tabakta makarna ve tavuk koymuştu. Bittiğini sanıp dudaklarımı aralayacakken bir de tabağımın yanına bir tabak salata konduğunda şaşkınlıkla ona baktım.Bunu ne ara yapmıştı?

"Bunların hepsi bitecek güzelim tamam mı?" dediğinde yine kafamı salladım.

Dirseklerine kadar kıvırdığı kazağının kollarını düzeltip yanıma adımladı. Başımdan tutarak saçlarıma sıkı bir öpücük kondurdu.

"Annenler bir saat kadar sonra gelir, onlar gelene kadar yemeğini bitir bebeğim.Ben de akşam geleceğim. Bir sorun olursa anında beni arıyorsun." diyerek tekrar saçlarımı öptü.

Ağzım aralanıyordu ama hiçbir şey söyleyemiyordum.Dilim tutulmuş gibiydi.Ağzım şuan sadece aralanmaya yarıyordu.

Açık yeşil gözler gözlerime bakmaya devam ederken o an aklımda olan tek soruyu fısıldar bir şekilde sordum.
"Kim gelecek arsaya?"

Söylediğim şeyle yüzü yine donuk bir ifade aldı. Gözlerimin içine uzun uzun bakıp bir nefes verdi.Büyük elleriyle saçlarımı okşayıp alnımdan öptü.

"Akşam geleceğim." diyerek saçlarımı karıştırdı ve hızlı adımlarla mutfaktan çıktı.Birkaç dakika içinde kapının kapanma sesini duyduğumda önümde üzerinden dumanlar çıkan yemek ve kafamdaki düşünceler ile başbaşa kalmıştım.

-

-

-

Öptüm kocaman 🤍

TESBİH (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin