-GERÇEKLER-

3.4K 293 38
                                    

Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen..

-

Ellerimi ve ayak bilekleri sıkan keskin halat canımı fazlaca yakarken korkudan gözlerimden akan yaşlar boynumdan aşağıya doğru akıyordu.

Evin etrafını sarıp kapıyı kırdıktan sonra duyduğum kurşun sesiyle Berat gözlerimin önünde yere yığılmıştı.Ne olduğunu anlamadan olduğum yerde çığlık atarken ağzıma kapatılan bezle bilincimi kaybederken geri kalanında hatırladığım tek şey karanlıktı.

Berat bir saate yakındır bileğinden bağlanmış zincirlerle karşımda yerde oturur hâlde baygındı.Önce beni buraya getirip sandalyeye bağlamışlardı.Buraya geldiğimde bilincim hafif hafif açıldığı için hatırlıyordum.Beni bağladıktan sonra Berat'ı da baygın şekilde bu tozlu yere getirmişlerdi.Onu yere oturtup sırtını pis duvara yasladıktan sonra el ve ayak bileklerini zincire bağlamışlardı.

Onlar bunları yaparken attığım çığlıkların haddi hesabı yoktu.Ağlaya ağlaya delirerek tüm depo olduğunu tahmin ettiğim yeri inletmiştim.Artık bağırmaktan sesim kısılıp boğazım yanmaya başlayınca yapabildiğim tek şey ağlamak olmuştu.

"Berat.." Ağlamaklı sesim kirli deponun duvarlarında yankılanırken oturduğu yerde hakaretsiz olan Berat yine tepki vermedi.

Karnı şişip indiği için nefes aldığını biliyordum.Bu beni biraz olsun rahatırken beyaz tişörtünün omuz kısmı kan içinde kalmıştı.Omzundan vurulduğunu tamamen anladığımda yutkunarak dudaklarımı araladım.

"Berat nolur kalk.." diye fısıldadığım anda deponun kapısı sesli bir şekilde açılmıştı.Ağlak gözlerimi anında oraya çevrirken adını Oliver olarak bildiğim esmer adam içeriye girip kapıyı yavaşça kapattı.

"Berat!" diye bağırdım korkuyorla.Bağlı olduğum sandalyede çırpınırken Oliver yavaş adımlarla içeriye doğru adımladı. Yönünü Berat'ın olduğu kısma çevirince gözlerim büyükçe açıldı."Yapma!"

Attığım çığlık önü kısa süreli durdursa da tam Berat'ın olduğu kısımda durdu. Yutkunarak ellerimi ipten kurtarmaya çalıştım."Dokunma ona şerefsiz!" diye bağırdığımda Oliver iki parmağını Berat'ın boynuna koyup bir dakika bekledi.

"Yaşıyor.." dedi kalın ve aksanlı sesiyle. Ağlayarak hıçkırdım.

"Nolur daha fazla zarar verme ona. Ne istiyorsun ondan benden..Delireceğim nolursun yapma.." dedim güçsüz sesimle.Oliver kafasını kaldırıp bana baktı.Beni baştan aşağıya süzüp derin bir nefes aldı ve ceketinin cebine eline atıp bir sargı bezi ve neye yaradığını bilmediğim bir ilaç çıkardı.

"Zarar vermek isteseydim şuan nabzı atıyor olmazdı." dediğinde kaşlarımı çatıp gözlerimden akan yaşlarla dişlerimi sıktım.

"Ama verdin! Vurdun onu!" diye bağırdığımda ellerini Berat'ın tişörtüne atıp bir çırpıda çıkardı.Berat'ın kafasını arkaya doğru düşerken hıçkırdım.

"Beni zorunda bıraktı." dediğinde tam bir şey söylemek için araya girecektim ki o devam etti."Ayrıca ben orada olsam vurmazdım,gereken cezayı verdim vuran kişilere."

Anlamayarak baktım ona.Hayatta en nefret ettiğim şey bilinmezlikti.hiçbir şey bilmediğim için şuan hissettiğim tek şey acıydı.Berat'a bir şey olacak diye çok korkuyordum.Nefesim kesiliyordu ama hiçbir şey söyleyemiyordum.

"Ne istiyorsun bizden,neden bu kötülüğü yapıyorsun!" diye bağırdım bu sefer.

Oliver cevap vermedi.Elindeki sargı bezinden bir parça koparıp üstüne ilaç döktü ve Berat'ın omzuna sürmeye başladı.Berat refleks olarak yüzünü buruşturduğunda heyacanla kasıldım.

TESBİH (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin